English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Segundo

Segundo traducir turco

52,037 traducción paralela
Tim, ¿ puedo hablar contigo un segundo?
Tim, seninle biraz konuşabilir miyiz?
- Bien, ahora, espera un segundo, no vamos a ir allí fuera y arriesgar nuestras vidas hasta que no sepamos a quién estamos salvando, ¿ bien?
- Tamam, şimdi biraz bekle, kimi kurtardığımızı bilmeden ortaya çıkıp canımızı tehlikeye atamayız...
Probé en todas las aulas del segundo piso y no hay señal en ninguna parte.
İkinci kattaki her bir odada denedim, hiçbirinde çekmiyor.
¿ Quién quiere el segundo piso?
İkinci katı kim ister?
Espera un segundo.
Bir dakika.
Lewis, ¿ podrías - disculparme un segundo?
- Lewis, bize biraz izin verir misin?
Quien tomó la reserva confundió su primer nombre con su primer nombre y la inicial del segundo nombre.
Rezervasyonu alan kişi yanlışlıkla ilk adının yerine ilk adıyla birlikte ikinci adının baş harfini yazmış.
¿ Podéis darnos un segundo?
Bizi biraz yalnız bırakabilir misiniz?
No, escúchame por un segundo.
Hayır, bir saniye beni dinle, lütfen.
Está bien, primero que nada. Deja de llamarlo láser espacial. Segundo, estoy escribiendo un código complejo para poder borrar un teléfono bloqueado y encriptado a once mil kilómetros de distancia.
Pekala öncelikle, uzay lazeri deme ona ayrıca 11 bin km uzaklıktan karmaşık bir şifreyi çözmeye çalışıyorum.
Espera un segundo, ¿ realmente tienes una idea o solo estás tratando de dejar de correr?
Bir saniye, gerçekten aklına bir şey geldi mi, yoksa koşma işinden kaytarmak niyetinde misin?
Aguarda un segundo.
Bekle bir saniye.
Vale, para ser justo, estoy haciendo algunas estimaciones, pero digamos que una bala disparada por una AK-47 tiene una masa de ocho gramos y una velocidad de 780 metros por segundo.
Pekala, açıkçası, tahminler yapıyorum ama bir AK-47'den atılan bir kurşunun, sekiz gramlık bir kütleye ve saniyede 780 metre hızına sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Sí, solo estaba tratando de ser macho, pero peligro no es mi segundo nombre.
Sert olmaya çalışıyorum, ama tehlike benim ikinci adım falan değil.
Mira a la izquierda, entre el... el segundo y el tercer separador.
Onun soluna doğru ikinci ve üçüncü kirişin arasına bak.
Vale, espera, espera un segundo.
Dur, dur, dur biraz.
SEGUNDO ELEMENTO AÑADIDO. PAQUETE EN OFERTA : DIRECTOR ADJUNTO DEL FBI
Yardımcı FBI Direktörü.
Patterson, ¿ puedo hablar contigo un segundo?
Patterson, bir saniyeliğine konuşabilir miyiz?
Un segundo.
Bir saniye.
Pero luego, Larissa consiguió un segundo trabajo y las cosas entre ellos empezaron a ir mal.
Ama sonra Larissa ikinci bir işe girdi. ve araları bozulmaya başladı.
¿ Cuándo fue eso? ¿ Su segundo trabajo?
Ne zamandı bu ikinci iş olayı?
Unos segundos después del segundo disparo, un auto salió a toda velocidad del estacionamiento.
İkinci atıştan bir kaç saniye sonra oto parktan bir araç hızla uzaklaştı.
Bueno, en primer lugar, no lloré, se me llenaron los ojos de lágrimas, y en segundo lugar, no fue porque no pudimos acusar a uno de estos tipos del asesinato.
Tamam, her şeyden önce ağlamadım gözlerim yaşardı, ikinci olarak sebebi o adamlardan birisini bile cinayetle ilişkilendirmemiz değil.
Les lleva una semana echar un primer vistazo a la nueva especie, y además, dura menos de un segundo.
Bu yeni türe ilk bakışlarını atmak bir haftalarını aldı ve o zaman bile bir saniyeden kısa sürdü.
Espera un segundo, ¿ vale?
TSA'nın seni böyle görmesine izin veremeyiz.
Oye. Si tienes un segundo antes de la reunión,
Toplantıdan önce vaktin var mı?
Es sólo un segundo, se irá en un segundo.
- Sadece biraz olup hemen geçer.
custodiado por más de 15.000 soldados romanos y dirigido por el segundo hombre más poderoso del Imperio, el gobernador egipcio Avidio Casio.
15 bin Romalı asker tarafından korunuyordu ve imparatorluğun en güçlü ikinci adamı, Mısırlı vali
Marco siempre decía que eras el segundo hombre más poderoso del Imperio.
Marcus hep senin en güçlü ikinci adam olduğunu söylerdi.
Cleandro fue el segundo liberado en quien Cómodo depositó su confianza, y Cómodo no estaba interesado en el lado serio de gobernar.
Cleander, Commodus'un çok güvendiği ikinci azat edilmiş köleydi. Commodus bu aşamada artık ülke yönetimiyle pek de ilgilenmiyordu.
Oiga, entrenador, ¿ puedo hablar con usted un segundo?
Koç, bir saniye konuşabilr miyiz?
Ooh, una quemadura de segundo grado.
İkinci derece yanık!
Era el segundo al mando de Joaquin.
Joaquin'e ikinci sırada idi.
Sí. Un segundo.
Evet, bir saniye lütfen.
Campeonatos estatales en St. Paul, segundo año.
İkinci yılımızdaki St. Paul eyalet şampiyonasında.
El segundo es que cuando esas huellas sean analizadas, te convertirás en sospechoso de ese tiroteo.
İkincisi, bu baskılar analiz edildikten sonra, O atışta bir şüpheli olacaksın.
El segundo problema, por otra parte...
İkinci problem ise, diğer taraftan...
El que acabo de escuchar arriba era el segundo.
Yukarıda yeni duyduğum kişi ikinci oldu.
- Espera un segundo.
Bekle, bekle bir saniye.
En segundo lugar...
ÇALINAN MİKTAR : 20 MİLYON DOLAR
En el segundo puesto, el truco de desaparición de D.B. Cooper.
İkinci sırada D.B. Cooper'ın ortadan kaybolması var.
Espera un segundo.
Tamam, bir saniye...
Bueno, dame un segundo.
Tamam. Bir saniye.
Un segundo, hablen entre ustedes.
Bana bir saniye lazım. Siz aranızda sohbet edin.
No quieres meter a tu madre, y Blinky es como tu segundo padre.
Anneni buna karıştırmak istemiyorsun ve baba figürü olarak Blinky'ye güveniyorsun.
Un segundo. ¡ Ah, acá está!
Bir saniye bekleyin. Tamam, işte burada!
Un segundo.
Bir saniye!
Segundo, invitar a dicha rubia a que vaya conmigo al baile de primavera.
İkinci evre, o sarışını Yıl Sonu Dansı'na davet et.
Segundo abajo y nueve propios...
İkinci hücumda 9 numaralı adamı...
¡ Un segundo!
Bir saniye!
- ¡ Un segundo!
- Bir saniye!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]