Translate.vc / español → turco / Sensacion
Sensacion traducir turco
125 traducción paralela
Pero de algun modo, esta noche tengo la extraña sensacion... de que mi viaje esta acabando.
Ama nedense bu gece içimde gezimin bitmek üzere olduğuna dair bir his var.
Debajo de su amabilidad y su calma tengo la sensacion de que no es sincero.
Davranışlarının ve sakinliğinin altında hiç de iyi bir yaradılış olmadığını düşünüyorum.
Tengo la sensacion...
Sanki...
Y sigo teniendo la sensacion de que le habia visto o habia oido algo sobre usted.
ve dahası sizi bir yerden gördüğüm ya da hakkınızda bir şeyler duyduğum hissine kapılıyorum.
Y esa sensacion ha sido tan insistente que hago suposiciones.
Bu his o kadar güçlü ki, tahminler yürütüyorum.
Tienen la sensacion de haber estado aqui antes?
Hiç daha önce burada olduğuna ilişkin bir hissin var mı?
Imagine imagine que pasa su vida en un entorno de total sensacion física.
Düşünün... bir ortamda geçtiğini düşünün.
Nada que decir, nada que oir, nada que ver, cada sensacion pone una nota,
Yok söyleyecek bir şey! Yok duyacak bir şey! Ve yok görecek bir şey.
Oh, ésta es una sensacion muy interesante. ¿ Qué es?
Bu ilginç bir his.
¡ LA NUEVA SENSACION ENTRE LAS ADOLESCENTES!
AMERİKAN KIZLARININ EN YENİ GÖZDESİ!
- Conozco la sensacion.
- Bu duyguyu bilirim.
No me siento bien, estoy empezando a perder sensacion en mis piernas.
Çok iyi hissetmiyorum.Bacaklarımda his kaybetmeye başlıyorum. - Kes şunu.
[Eugene A. Cernan] Las primeras sensaciones de la ingravidez que te golpea... es como ir en la carretera a 90 kilómetros por hora, y entonces superas el bache y tienes la sensacion de que todo está bien... y entonces, boom, estás de vuelta otra vez.
Yerçekimsizlik sizi vurduğunda hissettiğiniz ilk şey bir yolda saatte 150 km hızla gidiyormuşsunuz da bu hızla bir tümsekten geçerken zıplayıp tekrar yere çarpıyormuşsunuz gibi bir his olur.
Tengo la sensacion de que alguien va a ser para recibir alli los tanques de almacenamiento.
Emredersiniz efendim. O depolama tanklarını almak için birisi buraya gelecek.
Es una sensacion fabulosa cuando eso ocurre....
- Harika bir his.
Esta sensacion extraordinaria de la divinidad
Etraflarındaki her şeye karşı duydukları o olağanüstü ilahi hissi.
La primera linea es linda y con una falsa sensacion de seguridad Y la segunda linea me arranco el corazon y me abofetea en la cara con la dura realidad
İlk satır kendimi güvende hissettiriyorken ikinci satır kalbimi söküp, hayatın acı gerçeğini yüzüme çarpıyor.
Las Sombras han hecho una pausa en su búsqueda de guerra y en todos lados existe la sensacion de un cambio inminente.
Gölgeler şimdilik savaşmaya ara verdiler ve her yerde yaklaşan bir değişimin emareleri var.
Anoche me lanzaste una boma y tengo la sensacion de que no encontraste la reaccion que esperabas en lo absoluto
Dün gece üstüme bir bomba düşürdün. İstediğin tepkiyi alamadın gibi bir his uyandı içimde. Hayır, hiç de bile.
No se por que, una sensacion rara.
Ne olduğunu bilmiyorum, Tuhaf bir his.
Me quede en la escuela a estudiar negocios, y perdi la sensacion del tiempo.
Çalışmak için okulda kaldım. Saatin geç olduğunu fark etmemişim.
Tengo la sensacion que tú hijo y tú no son muy unidos.
Oğlun ile birbirinize pek yakın olmadığınızı düşünüyorum.
El hombre que causo tanta sensacion... ayer en el juego. No es un heroe.
Dünkü oyunda heyecanlı anlar yaratan... adam aslında bir kahraman değil.
Mira, anoche, tuve la sensacion de que intentabas decirme algo.
Dün gece bana birşey söylemeye çalıştığını hissettim
Conozco la sensacion.
O hissi biliyorum.
Necesito que ahora recuerdes esa sensacion.
Şimdi o duyguyu hatırlamanı istiyorum senden.
Por que será que tengo la sensacion de que estás evitandome, Diana?
Diana, benden kaçtığını düşünmeye başlıyorum.
- Habia una sensacion de calor.
- Sıcak bir his vardı.
Sensacion de déjà vu, ¿ eh?
Aynı şey, değil mi?
En mi opinion nos enfrentamos con una sensacion fantasma.
Benim düşüncem bunlar hayali hisler.
- Tengo una sensacion rara acerca de todo esto.
- Bir şeyler döndüğünü hissediyorum.
Sabe, me da la sensacion de que usted no es un hombre para tomarselo a la ligera.
Düşündüm de seni biraz hafife almışım.
Despues de los preambulos... era una sensacion, sabes?
Ön sevişmeden sonra heyecanlanıyorum... Bu bir hissetme sorunu, bilir misin?
Nunca tuve una sensacion asi, como si no pudiera moverme.
Daha önce böyle birşeyi hiç hissetmemiştim.
Pero era una sensacion agradable.
Ama kendimi iyi hissediyordum.
sabes esa sensacion de hundimiento que tienes a veces a la mañana siguiente?
Bazen sabahları kendini halsiz hissedersin ya!
Tengo suerte, lo sé. Es solo que... Tengo la sensacion que jamás lo tendré...
Ama o paketin tamamını hiç elde edemeyecekmişim gibi geliyor.
BUENO, CUANDO VENGO AQUI... TENGO UNA SENSACION DE CALMA, DE... PAZ INTERIOR...
Ne zaman buraya gelsem o dinginliği, o ruhani huzuru hissediyorum.
Hay algo sobre las grietas, tienen una sensacion de pavor, no es un lugar para vivir.
Uçurumlar ilginç yerlerdir, Ürkütücüdürler, yaşamk için pek uygun yerler değiller.
- ¿ Realmente? - No se por qué, solo tengo la sensacion de que este es el año que ella consigue el mohawk
İçimden bir ses Rory'nin o yıl saçlarını Mohikanlar gibi yaptıracağını söylüyor.
Ya se, y es que con Paul tengo la sensacion de estar ya tan unidos...
Biliyorum ve Paul'la yakınlaştığımızı hissediyorum.
A veces tengo la sensacion de que ocultas algo.
Bazen kendini geri çekiyormuşsun hissine kapılıyorum.
Ah, no, pero tengo la sensacion de que me lo vas a contar.
Hayır. Ama bana söyleyeceğin hissine kapılıyorum.
Solo que ultimamente tengo una sensacion extraña, asi que esta mañana decidi seguirlo.
Son zamanlarda garip bir hisse kapılmıştım. Bu sabah onu takip etmeye karar verdim.
Yo tengo la sensacion, de que tu ha estado allí...
O duyguyu bilirim. Denize açılınca...
como se sentia una extraña sensacion
Ne hissettiğini... garip bir duygu..
No me gusta la sensacion. Estas alli sentado, te preguntas : " Tengo comida en la cara..?
Orada oturuyorsun ve merak ediyorsun, " Yüzümde yemek var mı?
Es una sensacion horrible.
Böyle hissetmek çok berbat bir duygu.
Pero bueno supongo que cada uno necesita encontrar su propia sensacion de conclusion.
Ama sanırım herkes kendine göre bu olayı noktalamalı.
Tengo la sensacion de que será un hermoso día
İçimden bir ses bugün harika olacak diyor
Y para tener la sensacion de lo que yo habia sido.
Bir ; ben asla kanunsuz bir iş yapmadım. Bu çok farklı. İki ; bunu asla para için yapmadım.