Translate.vc / español → turco / Sentimental
Sentimental traducir turco
1,906 traducción paralela
Y lo llevo cuando me pongo demasiado sentimental.
Çok duygusallaştığım için takmıştım.
Valor sentimental.
duygusal değer.
Ahora, aire y agua, cuando se unen... dan una naturaleza sentimental, tiene una inclinación artística... idealista, muy dependiente.
Şimdi, hava ve su burçlarına birlikte bakalım bu gruptakiler daha duygusal bir yapıya sahiptir. Sanatçı ruhlu toplum için çalışan kişilerdir.
No hay tiempo de ser sentimental.
Duygusallığa vaktimiz yok.
Algunos de mis alimentos tienen valor sentimental.
Bazı sebzelerimin duygusal değeri var.
Me puse sentimental viendo cosas estúpidas de Año Nuevo en la tele.
Tek başıma aptal yılbaşı programlarını seyretmekten gına geldi.
Mike está muy sentimental al respecto.
Mike, bunun için çok istekliydi.
- Cállate. Eso es cálido y sentimental, tremendamente dulce.
- Çok içten, sıcak ve tatlısın ama.
No quiero que te pongas sentimental y empalagosa conmigo luego de que te dé el mejor orgasmo de tu vida.
Hayatındaki en iyi orgazmı sana yaşattıktan sonra bana vıcık vıcık sırnaşmanı istemiyorum.
Te me pusiste todo sentimental.
Sen ne guzel konustun oyle
Qué sentimental, Tibby, gracias.
Çok hassassın, Tibby.
¿ Ponerme un poco sentimental?
Duygusal olmam?
Por otro lado, Judas besaba mucho y no era un sentimental.
Üstelik Judas çok öperdi, ve o duygusal değildi.
Es... es una carta sentimental para Blair.
Bu... - Blair'e içten bir mektup.
¿ Una carta sentimental?
İçten bir mektup mu?
La lata tenía valor sentimental, pero... no pude lograr pasarla por la aduana.
Kutunun manevi değeri vardı ama, Gümrükten geçiremedim.
Debe retractarse de usar la palabra "sentimental" si realmente quiere probar que ha leído mis obras.
Kitaplarımı okuduğunuzu iddia ediyorsanız "Hissî" kavramını geri almanız lazım.
Perfectamente buena, tierna, sentimental.
Fazlasıyla yumuşak, şefkatli, hissî.
Soy descaradamente sentimental.
Aptal bir duygusalım!
No tienes pinta de sentimental.
Duygusal bir tipe benzemiyorsun.
Será una basura sentimental.
Duygusal saçmalıklar.
Y se llevó algo mío que tiene un gran valor sentimental.
Benden manevi değeri olan bir şey aldı.
Priya, no seas tan sentimental
Priya bukadar duygusal olmamalısın
Por favor, este tiene valor sentimental, y no me di cuenta- -
Lütfen, bak, onun manevi değeri var.
El encuentro de Lily con Dwight había removido el puchero de su sopa sentimental, una de cuyas cucharadas le había provocado una gran ansia por visitar la tumba de su hija.
Lily'nin Dwight ile karşılaşması onun bir kap duygusal çorbasına kızının mezarını ziyaret etmesi için bir kaşık dolusu özlem karıştırmıştı.
No me importa si estás sentimental, sin forma e hinchada por los cambios hormonales.
Duygusal ya da biçimsiz olmanla ilgilenmiyorum devamlı hormonsal değişiminden dolayı şişmenden.
Terminas poniéndote muy sentimental.
Yoksa, duygusallaşabilirim.
Te sientes cálido y sentimental conmigo.
Bana değer veriyorsun. Durma, söyle.
¿ Soy una sentimental porque no quiero asesinar a mi hijo?
Oğlumuzu öldürmek istemediğim için mi duygusalım?
Es un... Es de valor sentimental.
Sadece... duygusal değeri var.
Un tonto sentimental, ¿ no?
Bana karşı hislerin olduğun için mi?
¿ Qué clase de perdedora sentimental crees que soy?
Duygusal bir salak mı sandın beni?
Con mi rap sentimental.
Duygusal rap'im ile.
¿ Sentimental?
Duygusal?
Contiene un gran valor sentimental para mí.
Benim için önemi büyük.
Bastardo sentimental, ¿ No es verdad?
Duygusuz adiler?
Un sentimental.
Duygusalsın.
Suficiente de esta mierda sentimental.
Mutluluk saçmalığını iyice abarttık.
No me siento muy sentimental últimamente.
Şu aralar pek duygusal olamıyorum.
Supongo que debe tener algún tipo de valor sentimental.
Buranın rahatlatıcı bir yönü var galiba.
Bien, sí, eres sentimental en ese sentido.
Bu yüzden duygusalsın.
Tiene un gran valor sentimental y lo amo.
- Manevi değeri var ve çok seviyorum.
Este tonto sentimental le ha dado a su familia muchas horas de ansiedad.
Bu yumuşak kalpli budala ailesine çokça endişe dolu saat yaşattı.
Y sí voy a hacer esto con él - estar entera y saludable y ser una persona cálida y sentimental que vive con un chico, te necesito.
Ve eğer onunla buna kalkışacaksam erkeğiyle yaşayan, sağlıklı mutlu ve şapsal insan olacaksam, sana ihtiyacım var.
.. valor sentimental para el Rey.
.. .. sadece duygusal bir kıymeti var kıralımız için.
Estaba sentimental por el fracaso de la adopción, y tú genuinamente dejaste que tu lado humano aparezca por un instante.
Evlat edinme olayı olmadığı için duygusallaşmıştım ve sen de insani tarafının bir anlığına da olsa görünmesine izin verdin.
Ella es la guardiana del hogar, sentimental, tradicional.
Evin temel direği kızmış. Duygusal, gelenekçi.
No, no soy tan emocional ni sentimental.
Hayır hayır hayır... Bu kadar duygusal ve hassa değilim.
Consultora sentimental.
Güzin ablalık yap.
¿ no soy lo bastante sentimental?
- Ne?
- No empieces, que me vuelvo sentimental
- Ne? - Kimseye söyleme. - Gerçekten mi?