Translate.vc / español → turco / Soundtrack
Soundtrack traducir turco
29 traducción paralela
Ahora, para su primera pregunta, tocaremos el soundtrack de un comercial muy conocido.
Şimdi, ilk sorunuz : Tanınmış bir reklamdan müzik çalacağız.
EL MARAVILLOSO MUNDO DE LOS INSECTOS - Capítulo 8
# # [Lighthearted Soundtrack]
Soundtrack listing :
Soundtrack listing :
George introdujo la idea de una'pista de sonido orgánica'. "Diseñador de sonido"
George sentetik ses efektlerinden oluşan kanala "organik soundtrack" adını vermişti.
¿ Venden el soundtrack de las pornos?
Pornoların müzikleri satılır mı?
Aun así. Aunque estén pirateando información aún van mucho al cine, aún compran muchos DVDs, compran bandas sonoras.
Korsan bilgi elde ediyor olmalarına rağmen yine de dünya kadar filme gidiyorlar dünya kadar DVD satın alıyorlar, soundtrack albüm alıyorlar.
y voy a comprar el soudtrack.
Ayrıca soundtrack'i de alacağım.
Esta banda sonora de "The Departed" es increible.
Bu "Departed" soundtrack'i en iyisi. - Dinledin mi?
Éste es el soundtrack de mi vida.
Hayatımın parçası adamım.
- así que te grabé la banda sonora.
Bende soundtrack'ini CD'ye yazdım.
# The soundtrack #
# Film Müziği #
Espero que mi canción salga en vinilo.
Umarım soundtrack'im plak olarak çıkar.
Y dejad que la banda sonora 1986 os lleve atrás.
1986 soundtrack'inin sizi geçmişe götürmesine izin verin.
No hay otra cosa en tu lista de reproducción aparte de "fiesta espeluznante", la banda sonora de Bitelchus, y podcasts de NPR.
Listende sadece perili parti, Beterböcek soundtrack'i ve NPR yayınları var.
En tu lista de música no hay nada más que "Fiesta espeluznante", la banda sonora de Beetlejuice, y podcasts de la radio pública.
Listende sadece perili parti, Beterböcek soundtrack'i ve NPR yayınları var.
Él tiene la Space Jam banda sonora.
Herifte Space Jam soundtrack'i var.
Vi el nombre de Abed en los archivos del hospital universitario, me encantan los culos, odio las arañas, robé una lapicera del banco, lloré viendo "Un niño grande"...
Abed'in ismini hastane okulu dosyalarında gördüm, kıçla ilgili şeyleri severim, örümceklerden nefret ederim. Bankadan bir kalem çaldım. About a Boy'un soundtrack'ini dinlerken ağladım.
Solo quisiera pasar un tiempo a solas doblando mi ropa y oyendo la música de la banda de sonido de "One Tree Hill".
"One Tree Hill" soundtrack'inden şarkılar dinlemeyi seviyorum. Bak Dee Dee.
Una canción muy popular de una antigua historia de amor.
Bu parça "Love Story" soundtrack albümünden.
- Y una maldita banda sonora.
- Ve lanet bir soundtrack.
¿ Y ahora estoy atrapada de por vida con la elección que hicisteis de la banda sonora de una artista pop country canandiense y baños?
Kanadalı pop şarkıcısının soundtrack albümü ve otomatik sifon yüzünden bu ismi ömrümün sonuna kadar taşıyacak mıyım yani?
Nos encantaba escuchar Motion City Soundtrack mientras conducíamos a centro comercial.
Motion City Soundtrack'i AVM'ye giderken dinlemeyi çok severdik.
Y pondremos la banda de sonido de CW... justo aquí.
Ve şimdi de CW Soundtrack'ini koyuyoruz. Tam buraya.
Incluso incluyen una banda sonora.
Hatta bir soundtrack ile birlikte geliyorlar.
Tu vida tiene banda sonora, Ben.
Hayatının bir soundtrack'i var, Ben.
Un Estudio local de Virginia produjo el soundtrack entero de mi juventud.
Virginia'da yerel bir stüdyo bütün gençliğimin albümünü kaydetti.
Además sacan una canción para la banda sonora.
Artı olarak, onlar soundtrack başlığını yaparlar.
He decidido usar el soundtrack del musical favorito de mamá.
Annemin en sevdiği film müziğini kullanmaya karar verdim.