Translate.vc / español → turco / Spotted
Spotted traducir turco
20 traducción paralela
Y tu madre toca el acordeón en el local "El Perro con Manchas".
Annen de The Spotted Dog'da akordeon çalıyor.
Yo volvía de una carrera de motos en Dakota del Sur, en mi moto, por la Autopista 14.
Güney Dakota, Sturgis'deki bir motosiklet sergisinden dönüyordum, Spotted Horse'un oradaki 14.
Al salir de Spotted Horse, atropellé a un ciervo.
Otoyoldan. Bir geyiğe çarptım, başka şansım yoktu.
¿ El mío aún está en el "Spotted Poney"?
Benimki hala "Spotted Poney" da mı?
Al "Spotted Pony".
Spotted Pony.
Caramba, Sandra, como me ha gustado levantarme en mitad de la noche, y conducir hasta el "Spotted Pony", para sacar a mi mujer borracha de la pista de un bar.
Tanrım, Sandra! Eminim gecenin ortasında yataktan kalkıp şehre Spotted Pony'e kadar gidip, yerde yatan sarhoş karımı kaldırmaya bayılmışımdır.
Vaya, es ésa la estrategia que usaste conmigo en el "Spotted Pony".
Spotted Pony'de benim üzerimde kullandığın yöntem de bu muydu?
Bienvenidos al Spotted Cat.
Spotted Cat'e hoş geldiniz.
Es sólo un concierto en el Spotted Cat.
Sadece, Spotted Cat'te bir gösteri.
Que, "Spotted Dick" es en realidad un desierto.
Benekli çükün aslında bir tatlı olduğunu öğrendik.
Está cerca de Spotted Horse en el condado de Campbell.
- Campbell ilçesinde benekli at yakınlarında.
Vine con Bambi. Spotted Dick se aloja aquí. Vine a evitar que se meta en problemas.
Spotted Dick'in burada kaldığını öğrendi, bu yüzden onunla birlikte ona göz kulak olmaya geldim.
Está obsesionada, tiene posters, almohadas, sábanas con su cara, camisetas...
Büyülenmiş gibi. Duvarında fosforlu Spotted Dick posterleri var. Yatağında Spotted Dick örtüleri, yastık kılıfları.
24 horas al día, tiene todos los álbums...
24 saat boyunca boyuna Spotted Dick albümünü çalıyor yahu!
Split Lick, teclados en Spotted Dick.
Split Lits, Spotted Dick'ten, klavyeci.
The Spotted Pig. ¿ Verdad?
Spotted Pig'e gideceğim. Nasıl fikir?
Pastel moteado.
Spotted dick.
Siempre pensé que los pasteles moteados tenían algo que ver con Morgan Freeman.
Spotted Dick'in her zaman Morgan Freeman'la bir ilgisi olduğunu düşünmüştüm.
Fui al Spotted Dog en Digbeth a por una o dos copas de ron.
Bir kaç bardak rom için Digbeth'deki çocukların yanına gittim.
El individuo en cuestión fue visto por última vez en el 7-Eleven de más abajo junto a las máquinas de refrescos, haciendo lo que los chavales llaman "suicidio".
Individual in question was last spotted... caddenin aşağısındaki 7-Eleven'da soda makinasının etrafında takılırken görülmüş....... çocuklara göre bir intihar oılmuş.