English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Springer

Springer traducir turco

382 traducción paralela
Buenas noches Sr. Dammit, soy conocido como D'Artagnan.
Ben Bell von Springer. Bana herkes D'Artagnan der.
Por lo que me dice Nancy Springer, no solo cuida de los caballos.
Nancy Springer'ın dediğine göre orada sadece atlarla ilgilenilmiyormuş.
Todavía lo busco por el asalto al tren en Springer.
Springer'daki tren soygunu için hala onu arıyorum.
Springer.
Springer.
Es el cadete Springer.
Öğrenci Springer.
Si alguien fuera capaz de semejante irresponsabilidad ese sería el cadete Springer.
Böyle bir sorumsuzluk yapabilecek biri varsa, o ancak Öğrenci Springer olabilir.
¿ Dónde podría encontrar al cadete Springer?
Şu öğrenci Springer'i nerede bulabilirim?
¿ Cadete Springer?
Öğrenci Springer?
Yo supongo que lo localizaron en la habitación de Springer, ¿ cierto?
Ben... Sanırım sizi Springer'in mıntıkasında buldular, doğru mu?
Dígame, teniente ¿ tuvo su pequeña charla con Springer?
Anlatıni Komiser Springer'la küçük bir konuşma yaptınız?
Springer estaba encargado de limpiar el cañón, ¿ cierto?
Springer topu temizleme görevindeydi, doğru mu?
Springer fue el último en limpiar el cañón.
Springer topu temizleyen son kişiydi.
Y Springer tiene todo un historial de descuidos.
Ve Springer'in ihmalkarlık geçmişi var.
Sé que usted cree que el cadete Springer mientras limpiaba el cañón, por descuido dejó el trapo allí.
Biliyorum ki, siz öğrenci Springer'in topu temizlerken, bezi dikkatsizce orada bıraktığına inanıyorsunuz.
Pero si no fue Springer y alguien que no estaba limpiando el cañón puso el trapo adentro eso fue deliberado.
Fakat eğer Springer değilse, ve biri o topu temizlemiyorsa, ve bezi içine koyuyorsa, bu kasıtlı bir eylemdir.
Podría tener otra pequeña charla con el Sr. Springer.
Bay Springer'le küçük bir konuşma daha yapabilirsiniz.
No veo a Springer.
Springer'i görmüyorum.
Usted sabe el cadete Springer niega haber dejado el trapo en el cañón.
Biliyorsunuz, öğrenci Springer topta bez bıraktığını yadsıyor.
Springer era responsable por el cañón.
Springer toptan sorumlıu idi.
Si, creo que vi algo como eso en el cadete Springer.
Evet, sanırım öğrenci Springer'in dolabında onun gibi bir şey gördüm.
Tengo a ese muchacho Springer intentaré volver a él.
Şu çocuk Springer var ona geri dönmek niyetindeyim.
Veo que el cadete Springer fue descubierto escapándose por los fondos de la academia seis veces.
Öğrenci Springer'in akademi alanından altı kez gizlice sıvışırken yakalandığını görüyorum.
Roy Springer.
Roy Springer.
El teniente Columbo está esperando en su oficina con el cadete Springer.
Komiser Kolumbo ofisinizde sizi bekliyor, öğrenci Spriger'le birlikte.
Sr. Springer.
Bay Springer.
Coronel, el cadete Springer voy a hablar por ti un momento, Roy.
Albay, öğrenci Springer... Bir süre senin için konuşacağım, Roy.
El cadete Springer ha decidido regresar a la academia.
Öğrenci Springer akademiye dönmeğe karar verdi.
Sr. Springer a la espera de investigar esta grave infracción de las normas de la academia queda confinado a sus dependencias hasta nuevo aviso.
Bay Springer, akademinin kurallarını ciddi bir biçimde çiğnemen dolayısıyla yapılacak soruşturma süresince ikinci bir emre kadar oda hapsindesin.
¿ Springer?
Springer?
Este no es el expediente de Springer.
Bu Spriger'in dosyası değil.
Tengo mayores esperanzas para el Sr. Springer.
Bay Springer için benim büyük umutlarım var.
Cuando pienso en Haynes y en Springer y pienso en este expediente el hecho de que sus reacciones sean previsibles... Encuentro otra cosa muy interesante.
Haynes ve Springer'i düşününce ve bu dosyaya bakınca, tepkilerinin öngörülebilir olması, ben başka bir şeyi ilginç buluyorum.
Springer tiene un juego, el oficial de turno y yo tengo un juego que abre cada cerradura del campamento.
Biri Springer'de, nöbetçi subay ve bende. Bunlar akademideki her kapıyı açar.
Bueno, sabemos que Springer no estaba en el campamento.
Şey, Springer'in o sırada akademide olmadığını biliyoruz.
Quizá alguien tomó las llaves de Springer o tomó las llaves del oficial de turno.
O halde biri springer'in anahtarlarını almış olabilir ya da nöbetçi subayınkileri.
Eso significa que tuvo que ser el juego de Springer o el juego del oficial de turno.
O halde demek oluyor ki, ya Springer'inkiler olmalı ya da nöbetçi subayınkiler.
Pues yo quiero champán. ¡ Springer!
Öyle de olsa, şampanya istiyorum Springer.
- Buenas, Springer.
Merhaba Springer!
- Déjalo, Springer, volverá.
Bırak gitsin! Geri gelecek.
Y donde Springer, creía que me moría.
Springer'in Yeri'nde öleceğimi sandım.
Claro, Springer, ¿ cómo no?
Springer'in Yeri'den başka nerede oldu?
- Yo otra. - Springer, pon 2 cervezas, pago yo.
Springer, benden iki bira ver!
¿ Sabes lo que dijo el Dr. Springer...
Doktor Springer'ın ne dediğini biliyorsun...
Bueno Dr. Springer puede tomar su estetoscopio y empujarlo En su pequeño bolso negro. Lo siento nena...
Doktor Springer stetoskobunu alsın ve küçük siyah çantasına soksun.
Beate Springer : Educación Física.
Beate Springer :
¿ Ahora estás escribiendo para la Editorial Springer?
Şimdi de Spring gazetesi için mi yazıyorsun?
Cuando vuelvas a la escuela si Andy McEwen comienza a jalarte las coletas de nuevo pídele a la Sra. Springer que lo ponga en la parte de atrás del salón.
Okuluna döndüğün zaman eğer Andy McEwen saçlarını çekmeye devam ederse Bayan Springer'dan onu sınıfın arkasına yollamasını iste.
- Sé que te enseñarán cosas... - Anda, nena. Pero aquí puedes aprender de la Sra. Springer y de tus padres.
Sana bir şeyler göstereceklerini biliyorum ama burada Bayan Springer, annen ve babandan öğrenecek daha çok şeyin var.
Springer, tú y Arcee transformen Ciudad Autobot.
Springer, sen ve Arcee Autobot şehrini dönüştürün.
noticias DESTACADAS por Crystal Springer
Crystal Springs'teki önemli olaylar
Vamos Springer chico, llegó la ayuda... Juntos... ahora.
İşte böyle devam et Springer. Yardım et. Şimdi birlikte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]