Translate.vc / español → turco / Susú
Susú traducir turco
66 traducción paralela
¡ Hola! Soy Susu, el eslabón perdido entre un peluche y un perro.
"Merhaba, ben Susú, bir yarım tahnit edilmiş, diğer yarım da köpek."
¡ Dale, Susú! ¡ Dale!
Buraya gel, Susú.
¡ Dale, Susú! ¡ Dale!
Gel buraya, Susú.
Vamos, vamos. ¡ Susú!
Hadi ama.
- Esa es Susú.
- Bu Susú.
Chau, Susú.
Hoşça kal, Susú.
Esperá, Susú.
Bekle Susú, hemen döneceğim.
¿ Alguno de Uds. se molestó en ver susu arreglos?
İçinizden biri bu düzenlemelere bakma zahmetinde bulundu mu?
Escojan susu armas no tropiecen
"So choose your weapon" "Don't slip"
Pero he terminado mi último molusco y, ah, cada cura requiere el mismo tipo que fue ingerido
Ama son yumuşakçama kadar harcadım ve şey... her ilacın vücuda girenle aynı suşu içermesi gerekiyor.
Sí, pero todos tus amigos y yo pensaremos que eres un gran cobarde.
Sanırım Brezhnev, Susu ismindeki Koreli küçük.. .. striptizciyle takılmasa..
¿ Qué?
Ne susu?
Ambas, Rena y Josie han contraído un inusual caso de gonorrea :
Hem Rena hem de Josie nadir bir belsoğukluğu suşu edinmiş.
Bill, le contagió a su esposa un tipo de gonorrea resistente a las drogas con la que tendrá que lidiar por el resto de su vida.
Bill, karına ilaç-dirençli belsoğukluğu suşu bulaştırdın hayatının kalanında onunla uğraşacak.
Al volver de clases, le dolía tanto la garganta que le di una infusión de violetas que le aliviaran las cuerdas vocales.
Dersi, öğrendikleri, şusu busu derken gerçekten çok yoruluyor ve kendinden geçiyor
Soy Xu Xian, pobre y humilde... nunca me imaginé que encontraría a nadie como Susu...
Ben, Xu Xian, fakir ve mütevazi asla sizin Susu gibi birini kazanabileceğimi hayal etmezdim.
He venido aquí hoy porque busco su permiso y consentimiento para casarme con Susu.
Bugün buraya kızınızla evlenmek için sizin asil onayınızı almaya geldim.
Señor... Aunque no tengo riquezas amo mucho a Susu.
Efendim kendi adıma hiçbir şeyim olmasa bile Susu'yu çok seviyorum.
También quiero decirle a Susu...
Ayrıca Susu'ya da...
Susu, echame una mano.
Susu, biraz yardım et bana.
Susu, estoy en casa.
Susu, ben geldim.
Susu, gracias por trabajar tan duro.
Susu, bu kadar çok çalıştığın için teşekkür ederim.
¿ Susu?
Susu?
¡ Susu!
Susu!
Susu...
Susu...
Susu, ¿ qué estás haciendo?
Susu, ne yapıyorsun?
¡ Susu, no me asustes!
Susu, korkutma beni!
¡ Abre la puerta, Susu!
Kapıyı aç Susu!
Dime... ¿ Cómo puedo salvarte Susu?
Söyle bana Susu'yu nasıl kurtarabilirim?
Aunque tenga que desafiar espadas y lagos de fuego yo salvaré a Susu.
Cesur kılıçlar ve ateşten denizleri geçmem gerekse bile Susu'yu kurtaracağım.
¡ Tengo que salvar a Susu!
Susu'yu kurtarmalıyım!
Yo herí a Susu.
Susu'yu yaraladım.
Soy yo, Susu.
Benim, Susu.
¿ Quién es Susu?
Susu kim?
y eso quedaria claro una vez que le hiciera lo mismo a una de susu cabezas.
Kafalarınızdan birisine aynısını uyguladığımda konu aydınlığa kavuşacak.
Novartis y Syngenta, en colaboraci ¢ n con los Departamentos de Agricultura y Defensa de EE.UU., han hecho pruebas de campo con una variedad espermicida-- --de ma ¡ z OMG [organismo modificado gen ticamente], que volver est riles a los consumidores masculinos.
Amerika Tarım Bakanlığı işbirliğiyle ve Savunma Bakanlığı, spermatisid GMO mısır suşu arazi deneyi yapıldı, böylece erkek tüketiciler kısırlaştırılmış olacak.
Tiene mis resultados, ¿ y tengo... la cepa de estafilococos?
Sonuçlarımı aldınız ve bende stafilokok suşu mu çıktı?
¿ Tengo la cepa del estafilococo?
Bende stafilokok suşu mu var?
Pero Bailey dio negativo para estafilococos.
Ama Bailey'de stafilokok suşu çıkmadı.
Es como pon esto en Tinder, pon aquello en Snapchat.
Tinder busu, Snapchat şusu falan.
- Quiero Susu ( orinar ).
- Çişin mi var?
- ¿ Susu?
- Şır, şır.
Necesitas concentrarte para el Susu, ya verás.
- Bu işe odaklanman lazım. Sakin ol, hiç kimse fark etmeyecek.
- Todo es por culpa del Susu.
- Şır şırdan oldu!
¿ Susu?
- Şır şır mı?
Hermano primero dijo, "quiero Susu, dame compañía".
- Başta işemek istediğini söylemişti sonra birlikte arabadan indik.
Yo me baje del auto. Apenas empecé mi Susu, él se fue.
Ben işemeye başladım, ama o işemedi, gitti.
Hermano Raj, nosotros disfrutamos el Susu en lugares tranquilos. Ew, Anwar.
- Kardeşim, biz de işeyeceğimiz zaman uygun bir yer ararız.
Hermano, yo sólo Susu ( orinaba ).
- Daha çiş hikayesini bitiremedim.
Dos asesinatos, un muerto en la terraza. Acomodar toda la escena del crimen.
Iki ceset, terasta bir olu beden cinayet susu veriliyor...
Que shit guy, estoy listo a ser un Susu-Guy ( chico pis ) por ella.
Onun için "Bok herif" olmaya razıyım. Hatta "Çiş adam" bile olurum.