Translate.vc / español → turco / Sutton
Sutton traducir turco
1,451 traducción paralela
Así que continuaré siendo Sutton.
Yani Sutton olmaya devam edeceğim.
¿ Dónde estabas, Sutton?
Neredeydin, Sutton?
¿ Qué haría yo sin mi Sutton?
Sutton'ım olmadan ben ne yaparım?
Me han dicho que Ray Sutton vive aquí.
Ray Sutton'un burada yaşadığı söylendi.
¿ Ray Sutton?
Ray Sutton?
Tu no eres Sutton.
Sen Sutton değilsin.
Sutton no quería que se lo dijese a nadie.
Sutton kimseye söylemememi istedi.
Sutton, ¡ desayuno!
Sutton, kahvaltı!
Quiero decir, ¿ lo único que se llevaron fue el portátil de Sutton?
Yani tüm aldıkları Sutton'un bilgisayarı?
Vamos a ver que tienes Sutton.
Bakalım neyin varmış, Sutton.
A Los Ángeles para encontrar a Sutton.
Sutton'u bulmak için Los Angeles.
Sutton dijo que estaba cerca de encontrar a vuestra madre de real.
Sutton gerçek annenizi bulmaya yaklaştığını söylemişti.
Ese portátil... mi única clave con Sutton... se ha ido.
Bilgisayar--Sutton'a tek anahtarım- - gitti.
No te preocupes por Sutton, ¿ de acuerdo?
Sutton hakkında endişelenmemelisin, tamam mı?
Sutton Mercer, ella puede manejar cualquier cosa.
Sutton Mercer, herşeyle başedebilir.
Lying Game 1x02 - Being Sutton -
♪ Lying Game 1x02 ♪ Being Sutton Original Air Date on August 22, 2011
Nada, ni una palabra de Sutton.
Hiçbir şey. Sutton'dan bir haber bile yok.
Eran grandes hace unos años... era... algo que Sutton y sus amigas solían hacer.
Birkaç yıl önce önemlilerdi- - Sutton ve... arkadaşlarının eskiden yaptığı bir şeydi. O, sanki, um...
Siempre ha sido tu noche con Sutton, y...
Gecen her zaman Sutton'la oldu, ve...
Hola, Sutton.
Selam, Sutton.
Sutton me enseñó.
Sutton bana öğretti.
Pero tú lo entiendes, ¿ verdad, Sutton?
Ama sen bunu anlıyorsun, değil mi, Sutton?
- Conduces tú ¿ verdad, Sutton?
- Sen kullanıyorsun, değil mi, Sutton?
Y te digo que Sutton Mercer no es nada más que problemas.
Ve sana söylüyorum, Sutton Mercer beladan başka bir şey değil.
Bueno, oye, Sutton está aquí, en casa desde París.
Ve, hey, Sutton burada, Paris'ten eve döndü.
Hola, Sutton.
Hey, Sutton.
¿ Qué crees que debería hacer, Sutton?
Ne yapmam gerektiğini düşünüyorsun, Sutton?
Y... Sutton, alcanzar tu nivel en tenis no pasa en sólo una noche.
Sutton, tenisteki dereceni kazanman bir gecede gelmedi.
¿ Qué es eso, Sutton?
Bu ne, Sutton?
Dios, Sutton, ¿ quién eres?
Tanrım, Sutton, kimsin sen?
Genial, pero dime una cosa... ¿ Cómo se supone que voy a seguir siendo Sutton cuando no sé nada sobre ella?
Harika, ama bana bir şeyi söyle- - onun hakkında hiçbir şey bilmezken nasıl Sutton olmayı sürdüreceğim?
Sigo pensando que hago cosas que haría Sutton, y justo entonces acabo estropeándolo.
Sutton'un yapacağı şeyleri yaptığımı düşünüp duruyorum, ve sonra sadece ortalığı karıştırıyorum.
Si Emma ha terminado, creo que Sutton está lista para el baile.
Eğer Emma bitirdiyse, Sutton'ın dans için hazırlanması gerektiğine inanıyorum
Tan bien como Sutton.
Tıpkı Sutton gibi.
Sutton y su portátil... como Freddie Krueger y su guante.
Sutton ve bilgisayarı... Freddie Krueger ve pençesi gibi.
Oh mira, mis amigos.
- Ooh, bak, arkadaşlarım. - Sutton daha iyi gözüküyor.
No soy Sutton Mercer.
Ben Sutton Mercer değilim. Benim adım Emma Becker.
Pasan muchas cosas en un día en la vida de Sutton Mercer. Quiero decir, hasta ahora he pillado a Luke engañándola con Nisha, y he roto con él, y...
Yani, Luke'u Nisha'la yakalayıp ondan ayrıldığımdan beri, ve...
Mira, Sutton, solo necesito saber que está pasando.
Bak, Sutton, sadece orada ne olduğunu bilmeliyim.
Enfadada con Sutton?
Sutton'a mı kızgın?
Quiero decir, es como si conociese a Sutton.
Yani, sanki Sutton'ı tanıyormuş gibiydi.
Le vi mirando cómo bailabais en el club, y viendo a Sutton a escondidas en el colegio.
Onu sizi klupteki dansta izlerken gördüm, ve okulda Sutton'ın çevresinde dolaşıyor.
¿ Sutton?
Sutton?
Pero como prometí, el portátil de Sutton Mercer.
Ama söz olarak, Sutton Mercer'ın bilgisayarı.
Ten cuidado, Sutton.
Dikkatli ol, Sutton.
Déjame ver tu linterna, Sutton. Ya empezamos.
- Şu fenerini bir görelim, Sutton.
Déjalo, Sutton.
Kurtardık, Sutton.
Es Sutton.
Bu Sutton.
Buen trabajo, Sutton.
Aferin, Sutton.
Hazte cargo, Sutton.
Kaleye göz kulak ol, Sutton.
Gracias, Sutton.
Teşekkürler, Sutton.