Translate.vc / español → turco / Sábeis
Sábeis traducir turco
7,594 traducción paralela
Lo sabéis, ¿ verdad?
- Biliyorsunuz, değil mi?
Los dos tenéis muchos problema. Lo sabéis, ¿ no?
Başınız büyük belada bunu biliyorsunuz, değil mi?
Mirad, si vamos a trabajar juntos, tenéis que decirnos todo lo que sabéis.
Bakın, birlikte çalışacaksak bildiğiniz her şeyi bize anlatmanız lazım.
Sabéis, hay 1,68 millones de negros siendo retenidos bajo encarcelamiento masivo en el sistema americano de prisiones hoy, ahora mismo.
Amerika'da 1.68 milyon siyahi adam... yanlış yargılamayla hapishanelerde.
Así que sabéis de ellos.
Demek haberin var.
El bicho necesita jugar mucho y estimulación o se pone un poco malhumorado, ¿ sabéis?
Bolca oyun ve ilgi istiyor, aksi takdirde huzursuzlanıyor.
Sí, tíos, vosotros sabéis lo que es bueno.
Evet, kanka, her şeyi biliyorsunuz vallahi. Alın.
¿ Sabéis quién es el jefe?
Adamı tanıyor musunuz?
¿ Sabéis quién es el público del claqué?
Step dansı seyircileri kimler biliyor musunuz?
Sabéis que nadie puede soportar la visión de vosotros comiendo.
Siz bir şey yerken kimsenin sizi izlemeye tahammül edemediğini biliyorsunuz.
Ya sabéis, que les leen cuentos, les trenzan el pelo.
Onlara hikâyeler okursun, saçlarını yaparsın.
¿ Sabéis de alguien a quien le interesen unos libros de texto?
Kullanılmış ders kitapları almak isteyen birilerini tanıyor musunuz?
Realmente no sabéis quién es, ¿ verdad?
Gerçekten kim olduğunu bilmiyorsunuz, değil mi?
Bueno, estaba pensando, ya sabéis, como Oleg y yo realmente tuvimos algo especial, estaba pensando en coger sus cosas y tirarlas al río.
Düşünüyordum da, biliyorsunuz Oleg ile aramdaki şey epey özel bir şey olduğu için, eşyalarını alıp nehire atmayı düşünüyorum.
La gente va a oír eso, ¿ y sabéis qué?
Herkes bunu öğrenecek ve ne var biliyor musun?
No podéis presionar tanto y lo sabéis.
Bu işkenceyi sonuna kadar götüremezsiniz, ikiniz de bunu biliyorsunuz.
Sabéis, fue creada justamente aquí, en estas instalaciones.
Tamamen bu tesiste yaratıldı.
Sabéis, chicas, la Sra. Bean y yo hemos preparado una pequeña broma donde iba a hundir su gorda cara en aceite frío para asustaros, zorras.
Biliyor musunuz hanımlar, Bayan Bean ve ben siz kaltakları korkutmak için küçük bir şaka ayarlamıştık. Onun şişko suratını soğuk kızartma yağına daldıracaktım.
Sabéis qué, olvidad el juramento de sangre.
Pekala kan yemini işini unutun.
¿ Así que ninguna habéis visto o sabéis algo de Sonia?
Yani ikiniz de Sonia'yı görmediniz ya da ondan haber almadınız mı?
Por eso estábamos tan felices cuando conoció a Chad, ¿ sabéis?
Bu yüzden o Chad ile birlikteyken .. çok mutluyduk, anlıyor musunuz?
¿ Sabéis? Si al menos estáis aquí, podéis vigilaros las unas a las otras.
En azından burada olduğunuz sürece biribirinize göz kulak olabilirsiniz.
Pero alguien, ya sabéis... intenta matar a todos los amigos.
Ama birisi, biliyorsunuz tüm arkadaşları öldürmeye çalışıyor.
Ya sabéis, bares, clubes nocturnos, campeonatos de ajedrez.
Barlar, gece kulüpleri ya da satranç turnuvaları gibi.
¡ Sé que lo ha hecho uno de vosotros! ¿ Alguno de vosotros sabéis algo de esta muerte?
Bu ölümle ilgili herhangi biriniz bir şey biliyor mu?
Sabéis dónde está el libro... yo no.
Defterin nerede olduğunu siz biliyorsunuz, ben değil.
- Sabéis...
Biliyor musun... Tanrım!
Ya sabéis, hay incluso algunos tipos de tumores a los que les crecen dientes, pelo...
Bazı tümörlerin dişleri çıkıyor ve saçları uzuyor.
Veo que ya sabéis mi nombre.
Ah, bakıyorum artık adımı da biliyorsunuz.
Claramente, vos sabéis lo que es esta cosa, y no os sorprende que yo esté dentro de ella.
Belliki bu şeyin ne olduğunu biliyorsun, ve beni içinde gördüğüne şaşırmadın.
Hermanos míos, habéis venido porque sabéis que Dios os ha llamado para defender su templo de esta abominación.
Geldiniz kardeşlerim çünkü o iğrenç şeye karşı O'nun tapınağını savunmak için Tanrı'nın sizi çağırdığını biliyorsunuz.
¿ Sabéis quién soy, verdad?
Kim olduğumu biliyorsunuz, değil mi?
Pero solo porque a ella le hace mucha ilusión, y sabéis que no me gusta decepcionar a las chicas.
Bunun da tek sebebi benimle tanışmak için bu kadar heyecanlı olması ve benim bayanları hayal kırıklığına uğratmak istememem.
Todos sabéis que no puedo oír nada y sin duda no puedo leer vuestros labios si estáis todos sentados ahí detrás.
Hepiniz bir şey duymadığımı biliyorsunuz. Ve orada oturduğunuz için de dudaklarınızı da okuyamam.
¿ Qué sabéis?
Ne biliyorsun?
Bueno, sabéis que el saqueo podría llevaros a un consejo de guerra y fusilaros.
Bilirsin olduğunu yağma size alabilir askeri mahkemeye ve atış.
¿ Qué iba a hacer después de comer? ¿ Lo sabéis?
Yemekten sonraki programını biliyor musun?
- Sabéis que como se llame, ¿ Maloo?
Biliyorsunuzdur. Ne deniyordu buna, Maloo?
Chicos no sabéis lo afortunados que sois de haber encontrado el amor.
Aşkı bulduğunuz için ne kadar şanslı olduğunuzu bilmiyorsunuz.
- ¿ Sabéis a cuál me refiero?
- Hangisi olduğunu anladınız mı?
¿ Sabéis cuál es el numero?
Numarasını biliyor musunuz?
Y está claro que no lo va a firmar ahora que está, ya sabéis, muerto.
- Aman Tanrım. Ve artık ölü olduğuna göre tersi olmayacak.
¿ Sabéis que? , eso no es, no estoy aquí por eso.
Ne var biliyor musun boş ver bu yüzden burada değilim.
¿ Sabéis qué?
Biliyor musunuz?
Porque buscar los servicios de una prostituta, que cuenta la infidelidad, ya sabeis.
Fahişe aramak da, aldatmak sayılır, bunu bil.
Es la primera vez en mi vida que quiero hacer algo de verdad, ¿ sabéis?
Hayatımda ilk kez bununla ilgili bir şey yapmak istiyorum.
¿ Sabéis lo que no es original?
Orijinal olmayan ne biliyor musunuz?
¿ Sabéis?
Biliyor musun bu düğün organizatörü olayı, aynı ismi taşıyan filmi kadar kıytırık.
Ya sabéis, la que hice con una mujer.
Bir kadından dünyaya getirdiğim kızımı. Tamam, hazır mısın?
Ya sabéis cómo es.
Nasıl olduğunu bilirsiniz.
- ya sabéis mi historia.
- Hikayemi de biliyorsunuz.