Translate.vc / español → turco / Síp
Síp traducir turco
255 traducción paralela
Síp. ¿ Puedo darle una mano?
- Size yardım edeyim mi?
Síp.
- Holland.
- Síp.
- Evet.
Síp. ¿ Qué hay de eso?
- Evet. Ne olmuş?
Un crucero por del Pacífico Sur, solos nosotros. - ¡ Síp!
Güney Pasifik'te baş başa dolanıyoruz.
- Síp. ¡ Sí!
Evet!
- Tres millones, compañero. - ¿ Tres? - Síp.
- Üç milyon, dostum.
Síp.
Evet.
- Síp. - ¿ Dónde está el truco?
- Bityeniği nedir?
- Síp, apesta.
Evet, çok kötü.
- Síp.
Evet.
No. - Síp. ¿ Sabes qué?
- Evet, kay kenara.
Síp. ¿ Qué hay de eso?
Eet. Ne olmuş ona?
Síp.
Tabii.
¿ Es seguro que llevarás una mujer a la fiesta? Síp.
- Partiye bir bayan getiriyorsun yani?
Síp, he despedido a alguien.
Evet, birini kovdum!
Síp. Eso parece.
Evet, öyle görünüyor.
Síp.
Doğru.
Síp. Capítulo 7.
İğrenç.
Síp. - Quieres probar?
- Önce prova yapmak ister misin?
Síp, eso es quizá una buena cosa.
Evet belki iyi olur.
Síp. ¿ Supongo que encontraste tu barracuda?
Evet. Aradığın Barracuda'yı bulmuşsun.
Síp. ¿ Encontraste algo en la casa?
Evet. Evde bir şey buldun mu?
¿ Has vuelto a Yale? Síp.
Yale'a döndün mü?
Síp, particularmente los de abajo.
- Evet. Özellikle de alt dişlerini.
- Síp. Más de una.
Birden fazla.
Síp. Se lo contaré. Se me ocurrirá algo.
Evet, söyleyeceğim.
Es blancanieves. Síp.
Pamuk prenses avda.
- ¡ Síp! - ¿ Eres tú?
Sen miydin?
Es uno de los bonos, síp.
Evet, faydalarından biri de bu.
Sí, yo lo hice, síp, yo.
Aynen, yaptım, evet, ben.
Síp.
Ev-vet.
- Síp.
- Tabi.
Síp, mis tetas están ardiendo
Evet, göğüslerim ateş içinde.
Síp, verdaderos dolores.
Evet, bitmeyen ağrılar.
- ¿ Otra pelea con Carlton? - Síp.
Carlton'la bir başka kavga mı?
Síp, y éste es mi barco.
Evet, ve bu da benim botum.
Síp, sólo tienen que encontrar el agujero de gusano correcto.
Evet. Tek yapmaları gereken, doğru solucan deliğini bulmak.
Síp. Ella era algo.
Çok sıkı çocuktu.
Síp. Está en el modo silencioso, o de lo contrario lo hubiera escuchado.
- Evet, Sessiz'e alınmış yoksa duyardım.
Síp, y ellos en realidad te contrataron. Sí, ¿ puedes usted creer eso?
İnanabiliyor musun?
Síp, podrías pensé que talvez estarías interesado en esto
Evet. Olabilirdin. İlgini çekebileceğini sanmıştım.
Síp así que, crees que yo debo...
Evet. Ee, sence onunla olan ilişkimi... bitirmeli miyim?
Síp, lo hemos visto todo antes, McGee
Öyle mi? Hepsini gördük McGee.
Oh, síp, quería hablar contigo sobre eso
- Ben de onu söyleyecektim.
- Síp.
- Benim.
- Síp.
- Hava güzel mi?
Síp.
- Evet.
Síp.
O araç şu an kirada.
- ¿ Síp?
- Girin.
Síp, lo que podría significar una de dos cosas.
- Bu da iki anlama gelir.