English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Tienés

Tienés traducir turco

389,433 traducción paralela
Tienes un hijo.
Senin bir çocuğun var.
¿ Tienes enemigos?
Düşmanların var mı?
Hay algo que tienes que ver.
Görmen gereken bir şey var.
No tienes que dar explicaciones.
Açıklamak zorunda değilsiniz.
- No tienes que decirlo.
- Bunu söylemek zorunda değilsin.
No tienes ni idea de lo que significa para mí.
Bunun benim için anlamı nedir hiç bilmiyorsun.
No tienes que conducir, ¿ verdad?
Sen sürmüyorsun, değil mi?
No, hermano, tienes a la persona equivocada.
Hayır, dostum, yanlış kişisin.
Emily, eres muy buena en tu trabajo, pero tienes que recordar que yo soy "el jefe", lo que significa que tu trabajo es ejecutar mi visión.
Emily, işinde harikasın. Ama unutmamalısın ki, "patron" benim. Bu da demek oluyor ki senin işin, benim vizyonumu gerçekleştirmek.
Tu padre es un pobre, así que no importa si tienes su respeto.
Yani sana olan saygısı fark etmiyor.
Tienes razón.
Haklısın.
Tienes que creer en algo más grande que tú mismo o solo queda la desesperanza.
Kendinden büyük şeylerin varlığına inanmalısın. Yoksa sadece umutsuzluk kalır.
Está en pedazos porque tú tienes que montarlo.
Senin biraraya getirmen için parçalara bölünmüş.
Si tienes que hacer eso, prefiero Ronda Rousey.
İlla böyle gerekiyorsa, "Ronda Rousey" demeni tercih ederim.
Ron, tienes que poner límites y no dejar que la gente se aproveche de ti.
Ron, sınır koymak zorundasın ki insanlar senden faydalanmasın.
Tienes invitados.
Misafirlerin var. Merhaba.
Deberías estar orgulloso, pero tienes que aceptar el hecho de que no ganaran y seguir adelante.
Gerçekten gururlu olmalısın. Ama kazanamadığın gerçeğini kabullenip yoluna devam etmelisin.
No quería tener que hacer esto, pero hay algo que tienes que ver.
Bunu yapmak istemiyordum. Ama görmen gereken bir şey var.
Tú solo tienes que ir.
Tek yapman gereken gelmek.
¿ Tienes dos hermanos?
İki kardeşin mi var?
Solo tienes un chichón.
Sadece kafadan ufak bir darbe almışsın.
¿ La tienes?
Hakladın mı?
Tienes de todo.
Sende hepsi var!
Dice que tienes escorbuto.
Sende iskorbüt varmış!
No tienes que fingir con nosotros.
Bize karşı oynamana gerek yok.
Qué suerte tienes de no tener que lidiar con esto.
Çok şanslısın, bununla uğraşmak zorunda değilsin.
Tienes como 200 de estos basureros.
Sende bu çöplüklerden 200 tane var.
Es decir, tienes... barcos.
Yani, senin... Teknelerin var.
Gretchen, tienes que ser una bonorcafante.
Gretchen, sen bir "bonolinafil" olmalısın!
No tienes que hablar con ellos, solo... continúa tu camino hasta el final del pasillo. Cogeré un poco de vino.
Koridorun sonundaki odaya git ben şarabı alıp geliyorum.
- ¿ Sabes lo que tienes que hacer?
- Ne yapman gerektiğini biliyorsun. - Evet.
Pero cuando tienes un culo como ese, estás obligado a cometer algunos errores.
Öyle bir götün varsa birkaç hata yaparsın zaten.
No tienes coche.
Arabanız yok.
Tienes que dejarme ir.
Beni bırakmalısın.
Bueno, ahí lo tienes, ¿ quieres compartir un taxi?
Taksiyi paylaşmak ister misin?
Ni siquiera tienes 170 años. Es todo humo.
170 bile değilsin sen.
Estás demasiado enferma, cariño. Tienes que quedarte aquí.
Çok hastasın bebeğim, burada kalacaksın.
Tienes que olvidar este lugar, Mud.
Bu yerin üstesindn geleceksin Mud.
¿ Tienes a mano un portátil?
Laptop var mı yakınında?
- ¿ No tienes familia en Seattle?
- Seattle'da bir ailen yok mu?
Tienes que llevarte esto, por si acaso. ¿ Qué hacéis aquí?
Bunu alman gerek, nolur ne olmaz.
¿ Tienes idea de lo importante que eres?
Herhangi bir fikrin var mı, ne kadar önemli olduğun hakkında?
¿ Qué tienes allí?
Burada neyin var? Bir silah mı?
¿ Qué más tienes aquí?
Orada başka neyin var?
¿ Aún tienes mi señal?
Hala sinyalimi alıyor musunuz?
¿ Tienes un problema con él?
- Onunla bir sorunun mu var?
Ahora tienes que llevar esto encima en todo momento.
Artık bunu hep yanında taşıman gerekiyor.
No tienes idea, ¿ verdad?
Hiçbir fikrin yok, değil mi?
¿ Tienes una declaración?
Demeç hazırladın mı?
Aún tienes que hacer unas llamadas.
Hâlâ birkaç araman var.
No, tienes razón.
Doğru, haklısın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]