English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Tiras

Tiras traducir turco

2,004 traducción paralela
Pero si aplicas la estrategia óptima y siempre tiras una escalera real puedes incrementar esas posibilidades hasta un 2 por ciento.
Ama optimum strateji uygularsan ve sürekli floş royal gelirse ihtimalleri % 2'ye çekebilirsin.
Como sea, ya sabrás tú si te lo quedas, lo vendes o lo tiras.
Neyse, bunları bırakıyorum, ister sakla, ister çöpe at.
¿ Te tiras muchos pedos?
O nasıl osuruktu öyle?
Me muero, y tú tiras a ese macizo al viento.
Ben ölüyorum ve sen o seksi erkeği, rüzgarın ellerinden uçurmasına izin veriyorsun.
Estamos luchándolo, ¿ y tú tiras todo el dinero en esto?
Zar zor geçiniyoruz, ve sen tüm paranı buraya mı savuruyorsun?
- de las tiras cómicas. - ¿ Quién dice tiras cómicas hoy en día?
Bu zaman da kim mizah dergisi der ki?
Como en las tiras cómicas.
Mizah dergilerindeki gibi.
¿ Sabes? ¿ porque no tiras la toalla y vienes?
Neden her şeyi bırakıp eve dönmüyorsun?
Me he dado cuenta de que te tiras pequeños pedos todo el tiempo.
Sürekli hafifçe osurduğunu fark ettim.
- Oh dios mio! si te la tiras seria increible
Eğer onu becerebilirsen bu inanılmaz olur.
¿ Te tiras de arriba?
Yukarıdan sarkarak?
Los genes son largas tiras de código instrucciones para que las células puedan construir todos los seres vivos.
Genler uzun kod dizileridir, tüm yaşayan canlıları oluşturan hücrelerin komutlarıdır.
¿ A cuántas de estas diablitas calientes te tiras de todos modos?
Bu azgın fahişelerin kaç tanesini becerdin dostum?
- Tiras muy bien.
- Çok iyi bir nişancısın.
Tiras más aire que el aire acondicionado, muchacho.
Klima cihazından bile iyi üfürüyorsun.
Tiras tu celular, apagas tu correo electrónico pasas todas tus instrucciones cara a cara, de mano en mano. Desprecias la tecnología y te pierdes en el gentío.
Cep telefonunuzu atar, e-postanızı iptal eder talimatlarınızı yüz yüze, elden ele iletir teknolojiye sırtınızı dönüp kalabalıkta kaybolursunuz.
Papel del váter. ¿ Me tiras papel del váter?
Tuvalet kağıdı. Bana tuvalet kağıdı mı fırlatıyorsun?
- Las tiras a la basura.
- Atarız.
Las tiras a la basura para siempre.
O halde at gitsin.
¡ Qué bien tiras!
Güzel vuruş!
- Entonces porque no la tiras.
- Öyleyse at gitsin.
¿ te la tiras?
Onu beceriyor musun?
- ¿ Y qué haces tú? ¿ Lo tiras todo a la basura?
Hepsini kenara mı atıyorsun?
Oye, camisa verde, si te doy $ 5, ¿ te tiras un pedo en una lata así me la guardo de recuerdo?
Yeşil tişörtlü, sana şu anda 5 dolar versem, bir kutuya osurup onu yatak odamda tutmama izin verir misin?
- Son para usted. No, tú los contestas o se los pasas a Andrei. O los tiras.
Sen cevapla ya da Andre'ye ver ya da at.
Todos saben que te tiras a la reina del baile.
Herkes senin balo kraliçesiyle olan seks ilişkini biliyor.
Vaya, tu los hierves tanto, que si los tiras, abollas el granero.
Seninkiler de öyle sert oluyordu ki, ambarın duvarına atsan delip geçerdi.
Imagina que te tiras tu mismo desde aqui, ok?
Kendini buradan atlamış gibi düşün, tamam mı?
Y luego tú tiras de mí.
Sonra sen beni çekersin.
- ¿ Por qué tiras esta botella?
- Niçin atıyorsun?
¿ Te tiras a Zohan?
Sen Zohan'la mı vuruşuyorsun?
Podemos quitar una y hacer tiras de nylón.
Birini söküp kumaşından ip yaparız.
Yo traje las galletas y el azúcar las tiras de las enfermeras.
Ben olsam tatlı kurabiyeleri yer romlu çikolata toplarını hemşirelere bırakırdım.
Las enfermeras tiras amor!
Hemşireler romlu çikolata toplarına bayılır.
Dos tiras está muy enfadado.
Ama iki polis çalarsa baskın olur.
Pones las balas adentro, cierras el cilindro, apuntas, tiras del gatillo.
Mermileri koyun silindiri kapayın. Nişan alın ve tetiği çekin.
¿ Por qué no la tiras?
At gitsin.
Y jugamos ese juego, el que tiras el agua a la boca del payaso y ganas un animal de peluche pequeño. Y si sigues jugando, te ganas un animal de peluche más grande.
Ve palyaçoya silah dayayıp, atış yapıyorduk en iyi atışı yaparsan ödül alıyordun
Los antiguos decían que si tiras una piedra y tocas a las tres, debajo de ti se abre una gruta llena de monedas de oro.
Eskiler der ki, eğer bir taşa atıp üç kayayı da vurursan içi altınla dolu bir mağara açılırmış.
No son cigarros que los tiras después de fumarlos.
Sigara değiller ki içtikten sonra fırlatıp atasın.
Y vos venis y me tiras sobre la maldita mesa de galletitas? Sabes, ya lo recuerdo.
İki yıl önce kuzeydeki bir toplantıda güneş gözlüğünü çıkarıp toplantıya saygı göstermeni söylemiştim.
No tiras acusaciones así como así.
Etrafta bu tür suçlamalar yöneltemezsiniz.
Tiras de la palanca, y cuando sale, pones un copo arriba y listo.
Kolu çek ve aktığı zaman döndürerek koy, hepsi bu, tamam mı?
- Quiero decir, ¿ por qué dejamos la seguridad de la tiras cómicas?
Atomic çizgi roman dükkanından neden çıkmak zorunda kaldık ki?
Bien, tomas la banda elastica, lo conectas ahi, tiras de ella con todas tus fuerzas, y entonces...
Pekala. Dikkat et bakalım. Lastiği buraya geçiriyorsun ve sonra tüm gücünle çekiyorsun.
Pero asegúrate de que te cargas tu móvil y lo tiras, ¿ vale?
Ama sen cep telefonunu kırıp at. Bir çözüm bulacağım.
Solo tienes que mirar a donde tiras.
Geri tepmeye dikkat etsen, yeter.
- ¿ Pollo en tiras?
- Nugget?
- Me gustan estas hojas de afeitar.
GEM TIRAŞ BlÇAKLARI - O tıraş bıçaklarını severim.
¿ Alguna vez has probado las tiras?
Hiç romlu çikolata topu yemiş miydin?
Gusto en conocerte. ¿ Así es como tiras del carro?
Tanıştığıma memnun oldum sağol

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]