Translate.vc / español → turco / Top
Top traducir turco
10,694 traducción paralela
Luego él inventaba una historia sobre una pelota que tenía un gato que se llamaba Roger.
Sonra da Roger isimli evcil bir kedinin sahip olduğu top hakkında bazı hikâyeler uydururdu.
( Golpe en cristal ) ¿ Dónde está la pelota?
- Top nerede?
Estamos haciendo cupcakes.
- Top kek yapacağız.
Mi recogepelotas.
Top oğlum.
- Asalto completo.
- Top yekün saldırsak
La pase muy bien esta noche.
Top iyi gece.
Nunca jugó un día de futbol.
Hayatında 1 gün bile top oynamışlığı yoktu.
En la parte delantera, había un agujero donde una casquillo había caído.
Önünde bir top mermisinin girdiği büyük bir delik vardı.
¿ Por qué Carrot Top, legendario, mítico, legendario Vegas comediante Carrot Top, apuntalar el comediante Carrot Top, legendario comediante prop Carrot Top, legendario comediante prop Vegas Carrot Top...
Carrot Top, efsanevi, efsanevi Las Vegaslı komedyen Carrot Top,... komedinin efsanesi Carrot Top,... komedinin efsanevi ismi Carrot Top,... komedinin Vegaslı efsanevi ismi Carrot Top...
¿ Por qué lo hizo Carrot Top, legendaria Carrot Top,
Carrot Top,... efsanevi Carrot Top,
Listos para el salto inicial.
Ve top atılıyor.
La pelota vuelve a Jay.
Top Jay'e geri geliyor.
Bombardeos, artillería fina.
Bombardımanlar ve top atışları.
No hay nada ahí.
İn cin top oynar.
Bueno, a veces, si hace frío, en posición fetal. Y realmente me siento...
Yani bazen soğuk olunca top yapıyorum kendimi.
Tenemos las mismas pistolas.
Aynı top tüfekten.
Mientras todos los demás en esta isla están como idiotas... mirando el caos de hoy y contemplando el fin del mundo... podríamos aprovechar el tiempo y prepararnos.
Adanın kalanı top sesleri eşliğinde kıyameti beklerken biz vaktimizi iyi değerlendireceğiz.
Es su pelota, es un niño.
Top onun topu, bu çocuğun.
Es su pelota, es un niño.
Geri ver. O top bu çocuğun.
Nikola, yo te busco una pelota. Una pelota nueva.
Nikola, sana yeni bir top bulacağım?
Balón.
Top.
Ha dicho balón, ¿ no?
Top dedi, doğru mu?
Tú te quedas con Eldar, y yo voy por la pelota, ¿ de acuerdo?
Eldar'ın yanından ayrılma, ben içeri giriyorum top için, tamam mı?
¿ Pelota?
Top?
No hay pelota.
Top yok.
Lo siento, Nikola, no hay pelota.
Üzgünüm Nikola, top maalesef yokmuş.
Nikola, la pelota se queda en el auto.
Nikola, top arabada kalacak.
¡ Esta pelota no es suya!
Bu top senin değil!
Líneas rotas, sin artillería, pocas comunicaciones, bajas severas.
Bozguna uğramış bir saf, top yok, iletişim az, ağır kayıplar var.
Durante un tiroteo, hubo niños que jugaban al futbol ahí.
Topyekun çatışma olacak. Ve çocuklar orada top oynuyor olacak.
Si solo no me hubiera dado la vuelta por un minuto, pero fue solo un minuto mientras fui a por el bate y la pelota.
Bir dakikalığına da olsa gitmeseydim... Ancak top ve sopaları almak sadece bir dakika sürdü.
Los golpearemos hasta que el interior quede expuesto y que el fuerte sea vulnerable a un ataque por tierra.
Karadan saldırı yapılacak duruma gelene kadar hisarı top ateşiyle döveceğiz.
No quiero ver ni una simple portezuela de los cañones abierta.
Top deliklerinin birinin dahi açık olmasını istemiyorum.
Me imagino que el capitán y de intendencia pensé que evidente que alguien tiene que seguir adelante y explicar a fin de evitar un reaccionaria ataque de la fortaleza.
Kaptanla serdümen, birilerinin önden gidip top yağmuruna tutulmayalım diye haber vermesi gerektiğini akıl etmiştir anlayacağın.
Bueno, Roland, muchas gracias, aprecio lo que hiciste... Diviértete en Australia.
İyidir, Roland, çok teşekkürler, herşey için minnettarım Toprağın altında bir top var!
Intenta trabajar con una puta pistola en tu cara.
Kafanda el boyutunda bir top atarla çalışmayı gel de sen dene.
Finalmente arreglé el bimini top.
Sonunda bimini'yi çözdüm.
Tal vez puedes leérmelo en la cama después de que juguemos quemados. ¿ Los Billburg Ball Slingers?
Yakan top oynadıktan sonra belki de yatakta okursun bana. Bam! Billburg Top Fırlatıcıları.
Quemados, eso pasó.
Yakan top oynadık. Olan bu.
No deberías poder arrojar una pelota en la cara de alguien con fuerza adulta.
Birisinin yüzüne yetişkin gücüyle top atmaya izin verilmemelisin.
No, me hice esto jugando quemados.
Hayır, bunu yakan top'tan kaptım.
Mi sobrina juega quemados.
Benim yeğenim de yakan top oynar.
¿ Es eso un top de Bikini de la Estrella de David? ¡ Sí!
- Bikinindeki Davud'un Yıldızı mı?
Mi top cuesta 4,000Rs.
Üstüm 4000 değerinde.
Sé que extrañas jugar.
- Top oynamayı özlediğini biliyorum.
Más malas noticias desde Green Bay... para el receptor Ricky Jarret.
Ve yeşil sahalardan top tutucu Ricky Jarret için daha kötü haberler geliyor.
Dios mío... si me permites jugar... en esta liga otra vez... atarme los zapatos... ponerme ese casco... y darle una zurra a estos desgraciados una vez más... te daré toda la gloria.
Yüce Tanrım eğer bu ligde tekrar top oynama şansını bana bahşedersen... Bağcıklarımı bağlama fırsatı... O kaskı giyme fırsatı...
Albóndigas.
Top demek...
Se ha roto la brecha...
Yankı Korosu ifşa oldu. Top sahada artık.
Necesitan más tiempo.
Onlar şimdi top oynayacaklar ve Ulysses bunun için çok küçük.
- Cuerpo a tierra.
- Top atışı!