Translate.vc / español → turco / Trató
Trató traducir turco
6,501 traducción paralela
Richard trató de explicarme varias cosas, pero como yo no le entendía, solo asentía y sonreía, ¿ saben?
Richard bir şeyler açıklamaya çalışırdı ama birçoğunu anlamaz, kafamı sallar gülümser geçerdim.
Justo antes de que trató de matarme. ¿ Estás bien?
Beni öldürmeye çalışmadan hemen önce. Sen iyi misin?
Trató de matarme para castigarte.
Seni cezalandırmak için beni öldürmeye çalıştı.
¡ Gente que trató de matarme!
Beni öldürmeye çalışan insanlara!
Quieres decir, por los que Gabe trató de culparme.
Gabe'in üzerime yıkmaya çalıştıklarını diyorsun.
Sí, era el conductor del carruaje que alguien trató de hacer que se viera como un...
Evet, at arabası sürücüsüydü.. .. Birileri şeye benzemeye çalışmştı..
No puedo creer que pusiera a Heather en peligro y trató de que te mataran.
Heather'ı tehlike attığına hala inanamıyorum.. ve bir de seni öldürtmeye çalıştı...
Trató de matar a todos los del pueblo.
Kasabadaki herkesi öldürmeye kalktı.
Papá trató de detenerme, pero no lo escuché. Mamá.
Babam beni durdurmayı denedi, ama ben dinlemedim.
Trató a mi esposa Molly.
Karım Molly'i tedavi etmiştiniz.
Mientras estabas fuera descubrí que estabas equivocada en dos cosas : la primera, el agente de ventas trató de seducirme.
Sen yokken iki şey hakkında yanıldığını keşfettim.
El acusado tomó la pistola de un sheriff, asesinado un testigo y luego trató de pegarse un tiro.
Sanık, şerifin silahını aldı,... bir tanığı öldürdü sonra da kendini öldürmeye çalıştı.
Bueno, el acusado tomó la pistola de un sheriff matado a un testigo, y luego trató de pegarse un tiro.
Sanık, şerifin silahını aldı ve bir tanığı öldürdü,... daha sonra da kendini öldürmeye çalıştı.
Trató de obtener el arma lejos de Jeffrey Grant.
Jeffrey Grant'dan silahı almaya çalıştı.
¿ Qué circunstancia podría ser tan grave que correría el riesgo de caminar por aquí y pedir ayuda de alguien que trató de matar?
Ne çeşit korkunç bir durumdasın ki riske girip öldürmeye çalıştığın birisinden yardım istemeye geldin?
¿ Qué? El mismo Levinson trató robar anoche?
- Levinson'ın dün gece soymaya çalıştığıyla aynı bar mı?
Trató de matar a Gibbs hace unos años.
Birkaç yıl önce Gibbs'i öldürmeyi denedi.
Este es Yun-guk HA, quien trabajaba para John Lee, y así se robo un archivo que contiene los detalles de todas nuestras en el extranjero... y trató de vendérselas a los rusos.
Bu ise Yun-guk HA. John Lee'nin altında çalışırken tüm denizaşırı hesaplarımızın bilgilerini içeren bir dosya çaldı ve bu dosyayı Ruslara satmaya çalıştı. Hatırladın, değil mi?
Ella siempre trató de abandonar a su hijo en cualquier oportunidad que tuviera.
Eline geçen her fırsatta kendi oğlunu terk etmeyi denermiş.
El trató de venderle a las cuentas de John LEE a la mafia rusa. Pero el plan falló... y nunca se pudo encontrar el archivo.
John'un banka hesaplarını Rus mafyasına satmaya çalıştı ama işler beklediği gibi gitmedi ve dosyayı asla bulamadılar.
Para mí nunca se trató de un juicio racial.
Bu dava, benim için kesinlikle ırkçılıkla ilgili bir şey değildi.
Se trató de justicia.
Bu adaletle ilgiliydi.
Hace unas semanas, Malaquías trató de extorsionar a mayo para que den testimonio favorable amenazando la vida de mi amigo.
Malachi, Birkaç hafta önce, kendisi hakkında, olumlu ifade vermezsem beni... arkadaşımı öldürmekle tehdit etti.
Trató de mayo putt por asesinato, ¿ verdad?
Beni de cinayetten içeri attın, doğru mu?
Capturamos a Sonya saliendo de Piron. Trató de sabotear la infraestructura de HALO.
Halo ana çatısını sabote etmeye çalışıyordu.
El año pasado el líder trató de iniciar una revolución.
Liderleri bir devrim başlatmaya çalışmış.
Eso, o tal vez Ben trató de poner fin a la aventura.
Olabilir, belki de Ben ilişkiyi bitirmeye çalıştı.
Entonces, tal vez no se trató de homicidio culposo después de todo.
Belki kasıtsız adam öldürme değildir.
Ella trató de detenerlo... pero sólo lo empeoró.
Kız kardeşim onu durdurmaya çalıştı ama daha kötü oldu.
Entonces supongo que no tendrás ni idea de quién trató de hacerme matar.
O zaman beni kimin öldürmeye çalıştığından haberin yoktur.
Por lo que respecta a Maranzano, fue Meyer quien trató de cargarse a Thompson.
Maranzano, Meyer'in Thompson'ı öldürmeye çalıştığını biliyor sadece.
Igual que mamá trató de hacer.
Aynı annemin de yapmaya çalıştığı gibi.
El tipo de hombre que la trató bien.
Ona iyi davranan çocuk hani.
Trató de taparla.
Kızın üzerini örtmeye çalıştı.
II trató de traerlo, pero él saltó en el río.
O'nu yakalayıp getirmeye çalıştım, nehre atlayıp kaçtı.
Su propia madre que trató de limpiarlo de su naturaleza bestial.
Onun canavar doğasını temizlemekten başka bir şey yapmayan öz annesini öldürdü!
De hecho, trató de salvarlos.
Aslında ın o onları kurtarmaya çalıştı.
Mamá trató de despedirse.
Annem benimle vedalaşıyordu.
Oíste mal porque sí trató de prestármelo, pero no lo acepté.
Yanlış duymuşsun, çünkü borç vermeye çalıştı, ama ben almadım.
Me llevó a casa, y quiso algo mas, y le dije que no había sentido una conexión, pero igual trató de entrar.
Beni eve bıraktı, niyetini belli etti. Ona karşı bir şey hissetmediğimi söyledim. Yine de içeri gelmeye çalıştı.
Trató de matarme.
Beni öldürmeye çalıştı.
Nunca fue... nunca se trató del Triskelion.
Bunun başından beri üç bacaklı sarmalla ilgisi yoktu. Onu aldılar.
Trató de matar al niño dos veces hoy.
Bugün iki kez bir çocuğu öldürmeye çalıştı.
Y trató de matarme.
... ve beni öldürmeye çalıştı.
Resulta que él trató de suicidarse hace unos años.
Kendisini bir kaç yıl önce öldürmeye çalışmış.
La primera vez que trató de suicidarse,
Ne zaman ilk önce kendini öldürmeye çalıştı,
¿ Trató los ganchos de acero en este tipo?
Bu adama çelik pimlerini mi yerleştirdin?
Usted sabe que ella trató de matarme, ¿ verdad?
Beni öldürmeye çalıştığını biliyor muydun?
Ella trató de matarme, también.
Beni de öldürmeye çalışmıştı.
Y así quiere seguir, así que cuando Dimitri trató de hacer justicia...
- O da böyle kalmasını istedi. Dimitri intikamını kendi almaya çalışınca da Polkovnik onu öldürdü.
Él trató de conquistar a Penny.
Penny'yle işi pişirmeye çalıştı.