English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Travers

Travers traducir turco

436 traducción paralela
- ¿ Ya llegó el Sr. Jerry Travers?
- Bay Jerry Travers geldi mi?
¿ Se trata del mismo Sr. Travers, el reconocido caballero estadounidense?
O, Bay Travers değil mi, meşhur Amerikalı bey, efendim?
- Nosotros somos Jerry Travers.
- Biz de Jerry Travers.
El Sr. Travers está en problemas.
Bay Travers'in başı dertte.
Segundo acto, Sr. Travers.
İkinci perde başlıyor, Bay Travers.
Un minuto, Sr. Travers.
Bir dakika, Bay Travers.
A escena, Sr. Travers.
Sıranız geldi, Bay Travers.
¡ Sr. Travers!
Bay Travers!
Disculpe, señor, el Sr. Travers y la Srta. Tremont... van a la deriva en la bahía en una góndola, señor.
Affedersiniz efendim, Bay Travers ve Bayan Tremont bir gondolün içinde körfeze doğru sürükleniyorlar efendim. İşte.
Sr. Travers, lo fueron a buscar, señor, en una lancha.
Bay Travers, sizi aramak için peşinizden gittiler, sürat teknesiyle.
El señor Travers me dejó orden de dejarle entrar.
Bay Travers sizi içeri almam için talimat verdi.
En el 29 vive el señor Travers que está esperando unos libros.
29 numara doğru ve Bay Travers kitapları bekliyor.
¿ El señor Travers?
Bay Travers mı?
Un tal Travers alquiló el piso donde me encontró el Inspector Prentice.
Müfettiş Prentice'in beni bulduğu apartmanda Travers adında biri daire kiralamıştı.
Póngame con la sastrería Travers y Brathwaite.
Travers ile Brathwaite'yi, terzileri bağlar mısınız?
- El señor Travers, por favor.
- Bay Travers ile görüşmek istiyorum.
Buenas telas, Travers.
- Güzel tüvitleriniz var Travers.
- Buenas tardes, señor Travers.
- Tünaydın Bay Travers. - Tünaydın.
Aquí Travers y Brathwaite.
Burası Travers ile Brathwaite.
Travers estaba preocupado.
Bay Travers çok kızdı.
Podría hablar con el Dr. Travers por la mañana.
Yarın doktor Travers'le konuşurum.
Colin Travers, agente especial de contra espionaje británico salió de Londres la mañana siguiente con destino a Estambul.
İngiliz Karşı İstihbarat özel ajanı Colin Travers ertesi sabah İstanbul bağlantılı uçakla Londra'dan ayrıldı.
Travers y von Richter llegaron a Estambul la misma tarde. Embarcaron en el Expreso de Anatolia.
Travers ve Albay von Richter aynı akşam İstanbul'a vardılar ve Anadolu Ekspresi'ne bindiler.
Travers fue recibido en la estación por Keith McFadden un agente británico agregado a la Embajada en Ankara.
Travers istasyonun dışında, Keith McFadden tarafından karşılandı Ankara'daki elçiliğe bağlı bir İngiliz ajanı.
Mis labios no dejan escapar frases, señor Travers.
Dilimin sürçmek gibi bir huyu yoktur bay Travers.
Señor Travers, la Condesa hace todo lo posible por vivir neutral en un país neutral.
Bay Travers, sizi temin ederim ki, Kontes tarafsız bir ülkede tarafsız bir yaşam sürmek için elinden geleni yapıyor.
Travers creía que su primera impresión era correcta que no existía espía alguno a quien detener.
Travers, giderek ilk varsayımının doğru olduğuna inanıyordu ortada yakalanacak bir casus yoktu.
Dígame, Travers, ¿ tiene alguna idea de quién puede ser?
Söylesene Travers, kim olabileceği hakkında bir fikrin var mı?
Señor Travers, me ha emocionado su atención.
Bay Travers, gösterdiğiniz ihtimamdan çok etkilendim.
Desde ahora se llamará Travers y Lowry.
Bugünden itibaren "Travers ve Lowry" olacak.
Ni siquiera la señorita Elizabeth Travers.
Bayan Elizabeth Travers'e bile.
Sabes que soy socio de Travers, ¿ no?
Travers'ın ortağı olduğumu biliyorsun, değil mi?
- Gracias señorita Travers.
- Teşekkür ederim, Bayan Travers.
¿ Quieres acompañar a la señorita Travers?
Bayan Travers'e dışarı kadar eşlik eder misin?
- Está muy enfermo señorita Travers.
- Çok hasta, Bayan Travers.
Espere un momento señorita.
- Bir dakika, Bayan Travers.
Señorita Travers, lo siento mucho... pero es evidente que... esta letra no ha sido falsificada.
Bayan Travers, üzgünüm ama mektubun sahte olmadığı artık çok açık.
Travers, el carpintero, puede arreglar eso y las persianas.
Marangoz Travers'a çatıyı ve kepenkleri yaptırırız.
- Està en la càrcel por moroso.
- Travers borcundan hapiste.
lgual que Travers.
Travers'dan kötü yapmayız zaten.
Fueron Jeff Megan y Suzie Travers.
Jeff Megan ve SuzieTravers.
Sé lo que le hizo a Callie.
Callie Travers'e ne yaptığın bir sır değil.
- Claro, Sr. Travers.
- Elbette, Bay Travers.
Tim Travers.
- Merhaba. Tim Travers.
La Sra. Travers.
- Bayan Travers.
Soy Nikki Travers.
Merhaba ben Nikki Travers.
"¿ Qué pasa, Travers?"
Sorun nedir Travers, dedim.
¿ Travers?
"Travers" mı?
Travers.
"Travers," demek?
- Travers y Brathwaite.
- Travers ile Brathwaite.
Voy a casarme con la señorita Elizabeth Travers.
Bayan Elizabeth Travers ile evlenmek niyetiyle nişanlandım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]