English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Trent

Trent traducir turco

1,507 traducción paralela
Su nombre es Trent Kort.
Adı Trent Kort.
Todo es parte de los servicios del zoológico, Sra. Trent.
Hayvanat bahçesi tümüyle hizmetinizde, Bayan Trent.
- Trent Kort. Alias.
- Takma adı Trent Kort.
Hijo, estuviste deprimido todo el verano porque tu novia huyó con ese galancito, Trent.
Oğlum, kız arkadaşın şu yakışıklı Trent'le kaçtı diye bütün yazı depresyonda geçirdin.
Ven a ver toda la ropa sucia que Wilhelmina tiene sobre estas personas Madonna, Trent Lott, ¡ George Clooney!
Madonna, Trent Lott, George Clooney! Renee de buralarda bir yerde olmalı.
Solo porque tú fuiste detenida en el último momento. Por un agente encubierto de la CIA llamado Tren Kort.
Çünkü son dakikada gizli görevdeki CIA ajanı Trent Kort sizi durdurdu.
Quiero llevar esta hamburguesa a cenar, luego quizás una película luego llevarla a mi casa poner un poco de música de Terence Trent D'arby y luego sólo, tontear un poco.
Ben bu hamburgeri yemeğe çıkaracağım, sonra belki bir sinema, sonra da evime götüreceğim. Biraz Terence Trent D'arby çalarım. Ve sonra biraz...
- ¿ Para quién estás trabajando, Trent?
Soygunlarda kimlerle çalışıyordun?
Sabemos que estás implicado, Trent.
İşin içinde olduğunu biliyoruz Trent.
No está mal. ¿ Qué hace alguien en una piscina si no sabe nadar, Trent?
Yüzme bilmeyen biri, havuzda ne yapar Trent?
¿ Tenemos alguna prueba que vincule a Trent con los robos?
Trent'i, soygunlara bağlayan kanıtınız var mı?
La F.C.C. tiene un mejor caso contra George Carlin y sus siete sucias palabras que tú contra Kim Trent.
F.C.C'nin, George Carlin ve onun "yedi ayıp kelimesine" karşı olan davası bile senin Trent'e karşı davandan daha iyi.
Se las encasquetamos a Kim Trent y le vemos crecer dentro de la gran flor de la justicia.
Bunları Trent'in üzerine ekiyoruz. Sonra da onu adaletin suyuyla büyüyüp yeşerirken izliyoruz.
Tú y Ray seguid a Trent.
Ray ve sen Trent'i takip edin.
Kim Trent, eres libre de irte.
Kim Trent, bu mahkeme belgen. Gitmekte özgürsün.
246 a Central K, nos estamos aproximando al apartamento de Trent.
2-4-6'dan merkeze. Trent'in dairesine yaklaşıyoruz.
Estamos fuera del apartamento de Trent.
Trent'in dairesinin önündeyiz.
¿ Todavía crees que es Trent?
- Trent mi diyorsun hâla? - Doğrusu...
Trent se arriesgó mucho.
Trent büyük risk aldı.
¡ Es culpa de Trent!
Bu Trent'in suçu.
He encontrado una testigo que vio a dos oficiales escoltando a Trent a la tienda.
Bir tanık buldum. İki üniformalıyı, Trent'in yanında dükkana girerken görmüş.
Bueno, Trent trabajaba con polis.
Trent polislerle çalışıyormuş.
la razón por la cual no pude rastrear a los polis que trabajaban con Trent no es porque Hunt lo estuviera impidiendo. - Es porque no existen.
Trent ile çalışan polislerin izini Hunt engellediği için değil, varolmadıkları için bulamıyorum.
Kim Trent.
Kim Trent'i.
¿ Conocías Kim Trent?
Kim Trent'i tanıyor musun?
lo que creías tener con Trent no era real.
Kim ile yaşadığını sandığın şey gerçek değildi.
Por esto es por lo que el equipo de Trent necesitaba tanto efectivo de las tiendas de cobro tan rápido.
Bu kadar kısa süre içinde bu kadar çok soygun yapmalarının sebebi buymuş demek.
no tendré mas una conexión con este mundo. voy a mi casa a suicidarme. adiós, amigos.
Trent buysa ben bitmişim Bu dünya ile irtibatımı kesiyorum Eve gidip kendimi öldüreceğim Hoşçakalın dostlar.
Durante unos cuantos años, en la ciudad de Stoke on Trent, varias personas con enfermedades terminales fueron ayudadas a suicidarse con medicamentos recetados por el médico de la zona.
Stoke Kasabasında, yıllar içinde pek çok ölümcül hasta, bir doktorun yazdığı ilaçları alarak intihar ettiler.
- ¡ Hola, yo soy Trent Lueders!
- Merhaba, ben Trent Lueders!
Vamos contigo, Trent.
Söz sende Trent.
- De nuevo, yo soy Trent Lueders.
- Bir kez daha, ben Trent Lueders.
Nos vamos contigo, Trent.
Söz sende Trent.
¡ Me gustan los bebés de Navidad, Trent!
Bu akşamki gözdem Noel bebekleri, Trent!
Creo que lo están haciendo.
Bence birbirlerini beceriyorlar Trent.
Y ¡ zas! Tienes un bebé paquidermo. Regresamos contigo, Trent.
Bir bakarsınız kalın derili memelilerden bir bebeğiniz olmuş.
Fundiswa, Trent.
Bu Fundiswa. - Selam.
¿ Ven esto? ¡ Trent, mira esto!
- Şuna bakın, gördünüz mü?
Cuidado la cabeza, no te golpees con las vacas.
Trent, dikkat et de öküz etine çarpma.
Trent, ¿ cortarás la parte en que me salpica?
Şey, şunu kesecek misiniz? Nasıl çıkacak bu?
¿ Viste lo rápido que fue, Trent?
- Ne kadar hızlı hareket etti, gördün mü?
¿ Tienes calor, Trent?
Seni? - Hayır.
¡ Mierda, mira esto, Trent! ¡ Al diablo!
Lanet olsun, şu barakaya bak.
TRENT 1907
Dünyada yalnızca adaleti istiyoruz.
¡ Trent, Trieste y Udine Freed el ideal ha sido alcanzado!
TRENT, TRIESTE VE UDINE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANDI ÜLKÜLER GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Hola, Trent
Merhaba Trent.
Hemos estado juntos por mucho tiempo, estamos... cuando un actor no esta ahí, sólo pretendemos ser ellos
Trent Thomas. Adrianna. Tur menajeri.
¿ A qué viene tanta prisa, Trent?
Bu telaş niye Trent?
El otro parece ser Terence Trent D'Arby.
Bir tanesi başka bir denizaltıya benziyor.
- Él es Trent.
Bu Trent.
- ¡ Trent, apágalo!
Hayır...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]