Translate.vc / español → turco / Tumor
Tumor traducir turco
3,235 traducción paralela
Son signos de alguien que tiene un tumor cerebral.
Bunların hepsi beyinde tümör belirtisidir.
Claramente tienes un enorme tumor cerebral.
Beyninde tümör var.
Será el gran tumor que te presiona el córtex frontal lo que te mate.
Prefrontal korteksine baskı yapan devasa tümör yüzünden olacak.
Es decir, tiene muchos huesos rotos, el cráneo fracturado y un tumor cerebral.
İyi derken, kırılmış birkaç kemiği, çatlamış kafatası ve beyninde tümör var.
¿ Tumor cerebral?
Beyin tümörü mü?
Pero si el Sr. Edwards no me hubiese contratado, jamás le habrían diagnosticado el tumor al Sr. Reynolds, y habría terminado muerto.
Ama Bay Edwards beni tutmasaydı, Bay Reynolds'ın tümörünü bulamazdık. Bu da zamansız ölümüne yol açardı.
El tumor ha hecho metástasis.
Tümör yayılmış.
Otro tumor. No solo uno.
Bir tane daha.
Podría ser cualquier cosa, desde un virus a un tumor cerebral, ¿ vale?
Hafif bir virüste olabilir, beyin tümörü de.
Es un tumor suprarrenal llamado feocromocitoma.
Problemi böbrek üstü bezlerinin büyümesi. Biz buna pheochromocytoma diyoruz.
El tumor está causando un sangrado alrededor del riñón.
Böbreğin etrafında kanamaya sebep olan bir tür tümör.
Está inconsciente, y, como su pariente más cercano, necesitamos su consentimiento para extirpar el tumor y la sangre de alrededor del riñón.
Şu anda kendisinde değil. Ve en yakın akrabası olarak, tümörü almak ve böbreğin etrafındaki kanı temizlemek için sizin rızanızı almamız lazım.
El tumor ha empezado a remitir, y tus signos vitales están estables.
Tümörün bir daha gelmeyecek. Ve bütün değerlerin sabit.
Tiene... bueno, un gran tumor amarillo o algo.
Büyük, sarı, tümör gibi bir şey var.
¡ Pero soy doctor, y creo que tengo un tumor en el estómago!
Ama ben bir doktorum ve sanırım mide kanseri oldum.
Tumor cerebral.
beyin tümörü.
Le quitaron un tumor de su estómago, pero dijeron que podría expandirse.
Midesinden tümör aldılar ama yayılabileceğini söylemişler.
- es un tumor pequeño.
- küçük bir tümör.
El tamaño del tumor es solo una de las características que miramos.
Baktığımız tümörün büyüklüğü sadece karakteristik özelliklerinden biridir.
Un tumor pequeño puede ser muy agresivo.
Küçük bir tümör çok saldırgan olabilir.
Encontraron un pequeño tumor.
- Küçük bir tümör buldular.
El tumor de tu madre tiene 1.6 centímetros, ¿ Bien?
Annenin kanseri 1.6 cm, tamam mı?
Van a poder sacar el tumor sin tener que hacer una mastectomía, así que eso es bueno.
Mastektomiye gerek olmadan tümörü çıkartabilecekler, yani bu iyi.
Un tumor pequeño.
- Küçük bir tümör buldular.
- Es un tumor muy pequeño.
- Çok küçük bir tümör.
También hemos analizado el tumor que te hemos quitado del pecho.
Şimdi, göğsünden aldığımız kanseri analiz ettik.
Un tumor del estroma gastrointestinal.
Mide tümörü...
Entonces, ¿ no hay forma de que sea un tumor?
Yani tümör değil miymiş?
¿ Tumor cerebral?
Beyin tümörü?
A pesar de no poder confirmarlo sin un escáner y una biopsia... juzgando por los tumores visibles en las orejas y los síntomas... sospecho que es rabdomiosarcoma... que es un tumor canceroso de los músculos esqueléticos.
Emin olmak için çekip, biyopsi yapmam lazım ama var olan belirtilerle durumu değerlendirecek olursam... Rabdomiyo sarkoma. Kanser dediğimiz bir çeşit hastalık.
El tumor puede haber invadido ya su abdomen.
Tümör vücut boşluklarına sıçrama yapmış olabilir.
Heather, Heather, Heather, Heather, y Heather, no tengas un tumor cerebral para desayunar.
Heather, Heather, Heather Heather, ve Heather, kahvaltıda beyün tümörü yemeyelim.
El tumor puede volver a presentarde fácilmente.
Tümör kolayca nüksedebilir.
En cuanto descarté las drogas, así que pensé en, ya sabes, en derrame o un tumor.
Uyuşturucu testi temiz çıktı... o yüzden benim de aklıma felç veya tümör olma ihtimali geldi.
Sandhya sigue diciendo que tiene un tumor... pero que no es cáncer.
- Sandhya sürekli bunun kanser değil bir tümör olduğunu söylüyor.
Los leiomiomas rara vez son cancerosos, una vez extirpado el tumor... lo examinaremos con un microscopio para asegurarnos al cien por ciento.
Leiomyoma'lar nadiren kanseröz özellik gösterir ; ama tümörü aldıktan sonra mikroskobik inceleme yapıp % 100 emin olacağız.
Quitémosle el tumor a esta chica... que llegue al templo a tiempo.
Kızın tümörünü alıp vaktinde tapınağa yetiştirelim bakalım.
No hay señal de otro tumor.
Başka tümör izine rastlamadım.
- No es un tumor cerebral, ¿ verdad?
- Beyin tümörü yok, değil mi?
La tonta de mi interna cree que encontró un tumor poco común retroperitoneal.
Aptal stajyerim ender görülen bir retroperitoneal tümör bulduğunu düşünüyor.
Este tumor es muy difícil de extirpar.
Tümörü çıkarmak zor ;
Este tumor es solo un pequeño gamberro.
Bu tümör küçük bir serseri.
Hay tejido adiposo, ganglios linfáticos, tejido linfático, y ganglios de la cadena simpática, por no mencionar el hecho de que el tumor ha entrado en el interior de la vena cava interior y se ha adherido a la aorta.
Yağ dokusu, lenf bezleri, lenfli doku ve sempatik zincir var. Tümörün inferior vena kavayı kaldırdığını ve aort damarına yapışık olduğunu söylemeye bile gerek yok.
Seréis como Sr. y Sra. Tumor Imposible.
Bay ve Bayan İmkânsız Tümör gibi olacaksınız.
Quiero decir que, él ya no es el Sr. Tumor Imposible.
O artık Bay İmkânsız Tümör değil.
Parece que a tu interna no le ha gustado descubrir que no tenía razón sobre el tumor.
Herhâlde stajyerin tümör konusunda yanıldığını öğrenince memnun olmamıştır.
Mis dos cirugías abdominales simples por un tumor retrocrural.
Tek bir retrokrural tümör için iki abdominal ameliyatım. - Bu iş acıklı bir hâl alıyor.
Ese interno estaba en el pasillo fanfarroneando a todos sus amiguitos de un tumor de los que se presentan una vez en una vida.
Şu stajyer koridorda arkadaşlarına hayatta bir kez karşılaşılabilecek tümörümle hava atıyordu.
Con un tumor como este, ningún cirujano podría hasta que estés abierto en la mesa y pueda echar un vistazo a esa cosa.
Böyle bir tümörle, hiçbir cerrah seni açıp da kitleyi görene kadar bilemez zaten.
Nos estábamos preguntando si, en vez de asistir a la conferencia, podríamos mirar como la Dra.Grey extirpa ese tumor tan extraño.
Ders dinlemek yerine Doktor Grey'in şu ender rastlanan tümörü alışını izleyebilir miyiz diyorduk.
La Dra. Grey no está extirpando ningún tumor extraño.
Doktor Grey ender rastlanan bir tümörü almıyor ki.