Tweet traducir turco

¡ Oh, pío, pío!

Tweet!

- Tweet, ¡ tweet!

- Cik, cik.

- Tweet.

- Cik cik.

Tendré que encontrar a alguien más... para que me ayude con el video de Tweet.

Anlaşıldı. Demek... Tweet'in yeni klibi için başka birinden yardım isteyeceğim.

¿ La mismísima Tweet?

Tweet mi?

- Tweet, luces grandiosa.

- Çok iyi görünüyorsun. - Sağol.

Es Tweet!

Tweet!

Tendré que encontrar a alguien más... para que me ayude con el video de Tweet.

Anlaşıldı. Demek...

¡ Es Tweet!

Tweet!

- Nadie me escucha.

- Ne oldu? - Kimse beni Tweet'lemiyor.

Es solo una semana, Tweet

Bir hafta.

- "Twiteo"

- Tweet.

- Se dice "twiteas"

Tweet.

Espera a que lo publique en Twitter.

Bunu Tweet'de yayınlayana kadar bekle.

Nuestras cuentas de Twitter están selladas.

Tweet tamamen kapalı.

Me parece que se llama un "Tweet".

- cıvıltı.

Con todos esos SMS y los Tweet, y las otras cosas así... parece que han dejado de desarrollar las habilidades analíticas.

... metinlerle ve cızırtılarla ve geri kalanla öğrencilerin analitik güçleri kısa devre yapmış gibi görünüyor.

Twitter, o tweeting.

Twitter, yada tweet lemek.

No es twit, es tweet.

twit ( sataşmak ) değil, tweet ( cıvıldamak ).

¿ Es de mala educacion hacer twitter durante el sexo?

seks sırasında tweet lemek kaba bir davranışmıdır?

Está pagando para enviar mensajes y tweets a todos los usuarios de celular.

Batı yarım küredeki her cep telefonu kullanıcısına mesaj ve tweet atıyor.

- Un tweet, por ejemplo.

Mesela bir Tweet.

¿ Piensas que Tweety lo Tweeteó antes de que recibiera el disparo?

Sence Tweety ölmeden önce tweet göndermiş midir?

Es tweet-iando.

O tweeting.

No hay dirección de un cirujano estético en los contactos de Natalie Baldwin, pero sí encontré un Tweet de este tipo.

Natalie Baldwin'in bağlantıları arasında, estetik merkeziyle ilgili bir şey yoktu. Ama şu adamla ilgili, bir ipucu yakaladım.

- Quiero verificar un tweet.

- Twitter'dan bir şeye bakacaktım. - Bir saniye...

Te juro que aún trato con gente que cree que un tweet es el canto de un pájaro.

Yemin ederim, hâlâ cıvıldamanın kuş sesi olduğunu söyleyenlerle uğraşıyorum.

He enviado un "tweet" diciendo que estabas vivito y coleando.

Sağlığının gayet iyi olduğuna dair bir tweet gönderdim.

Tweet-Tweet.

- Tweet-Tweet.

Me llegó un tweet para ir a un blog. Eso me conecta a un sitio web de días festivos

Bayram sitesine bağlantı veren bir bloga girdim.

Y esto viene del hombre que sigue tweets a blogs a sitios web.

Diyor, tweet'leri, blogları ve siteleri takip eden adam.

Estoy escribiendo en Tweeter todo esto.

Tweet atıyorum.

Más específicamente, lo publicará en Tweeter.

Ondan bahsederler. Daha özele girersek "tweet" lerler.

Significa : "Mi tweet es mucho mejor que el tuyo."

"Benim tweet'im senin tweet'ini ezer" demek.

Tweet.

- Tweet.

Es "tweet".

- Doğrusu tweet.

Deberías poner tus sentimientos en Twitter.

Belki de hislerini tweet atarak ifade etmelisin.

- Cuando lo pones en Twitter llega a un universo de gente sin rostro y finges que le prestan atención a todas tus palabras.

- Tamamen. Evet, şimdi bir tweet attığında evrene, yüzlerini bile görmediğin bütün o insanlara ulaşıyor ve sen de her söylediğinin heyecanla beklediklerini varsayabilirsin.

Qué profunda, ponlo en Twitter.

Çok derin konuştun. Tweet olarak atmalısın.

Haz un tweet de eso, Tweety.

Bunu Tweet'le, Tweety!

Ahora descarguemos el santo tweet del Señor.

Hadi Tanrı'nın kutsal Tweet'ini yükleyelim.

Alex, Facebook, chat Tweet, Buzz, Bling...

Alex, Facebook, Chat Tweet, Buzz, Bling...

Debo ponerlo en Twitter.

Hemen tweet'lemem lazım bunu.

Uh, eso es realmente vanguardista, grabando en su VHS, pero para aquellos que no vivimos en los 80 , recibiré tweets con la puntuación durante el funeral.

Maçları kaydetmen iyi güzel de 80'lerde yaşamayanlar benim gibi maçın skoruyla ilgili tweet alacaklar.

Ojala su próximo tweet diga : " Palomitas atoradas en la tráquea.

Umarım sonraki yazısı, "Nefes boruma mısır kaçtı."

No mandé "tweets".

Tweet atmadım.

Te amenacé para que no lo hicieras, y enviaste "tweets" algo como que el Sr. Michaels, tu profesor de historia, era gay.

Tweet atma diye seni tehdit ettim ama sen tarih hocanız Bay Michaels eşcinsel mi diye tweet attın.

Asimismo, abogados, me han informado de que tanto los testigos de la defensa como los de la fiscalía han estado tweeteando este juicio en vivo.

Ayrıca, Avukatlar, hem davalı hem de iddia makamı tanıklarının duruşmayı canlı tweet'lediği bana bildirildi.

¿ Tweet?

Tweet'in yeni klibi için başka birinden yardım isteyeceğim.

Eso es tweed.

Bu Tweet, evet.

Lo sigo en Twitter.

Onun tweet'lerini takip ediyorum.