Translate.vc / español → turco / Ugur
Ugur traducir turco
425 traducción paralela
"No sabía que llevaras un amuleto. ¿ Qué es?"
"Senin de uğur taşıdığını bilmiyordum. Nedir?"
sólo es un amuleto de la suerte que llevo conmigo.
Uğur olarak yanımda taşıdığım ufak bir şey.
Dicen que da buena suerte caminar bajo una herradura.
At nalının altından geçmek uğur getirir derler!
Da suerte.
Uğur getirir.
Quizás le traiga buena suerte.
Belki sana da uğur getirir.
Lo he tenido durante años, me trae suerte.
- Yıllardır taşırım. Bana uğur getirir.
PD : estoy seguro que vendrás porque tengo tu amuleto de la buena suerte que ya ha cambiado la mía.
Geleceğine eminim, çünkü bana şimdiden uğur getiren bir şeyim var. " - İmzası?
Me trajo suerte a mi.
Bana uğur getirdi.
Los gatos traen buena suerte.
Kediler uğur getirir.
Hablar así trae mala suerte.
Böyle sözler uğur getirmez.
Me traes suerte.
Zar yedi geldi. Bana uğur getirdin Toni.
Serás mi amuleto.
Seni uğur olarak yanımda taşıyacağım.
Ahora tengo suerte.
Şimdi uğur bana geçti.
Es mi moneda de la suerte.
Bu benim uğur param.
Aunque nunca me ha traído suerte, excepto conocerte.
Tabi, seni tanımak dışında bana hiç uğur getirmedi.
"Estrella clara, estrella brillante dame suerte, dame luz, esta noche concédeme un deseo".
"Yıldız ışığı, yıldız parıltısı," "bana ışık tut, bana uğur getir, dileğimi bu gece yerine getir."
Tú Eres Mi estrella de suerte
# Sen... # #... benim... # #... uğur yıldızımsın #
- Hice que los quitaran para la suerte.
Uğur getirsin diye noktaları sildirdim.
Ni sopla sobre los dados de otro
Başka bir adamın zarlarına uğur getirmez
El piano nos trajo suerte.
Piyano bize uğur getirdi.
Todo está preparado para la fiesta.
Uğur günü için hazırlıklar tamam.
¿ Es como un amuleto?
Uğur getirsin diye mi?
No deberías pelear con tu madre.
Fushimi'deki evimizde uğur getiren o geleneksel fil totemlerinden vardı. Onları mutfağın rafına dizer...
Eso es buena suerte...
Uğur getirecek!
Por suerte.
Uğur getirsin diye.
- Tocadle para que os dé suerte.
- Uğur için dokunun ona.
- Me lo quedo para que me dé suerte.
- Olmaz, bana uğur getirecek.
¿ Usarás una linda pelirroja como amuleto de la suerte?
Güzel bir kızılı, uğur getirsin diye mi kullanacaksın?
¿ Qué te parecería que viniera un indio y les pintara bigote a vuestras mariquitas? Es lo mismo, ¿ no?
Sizin uğur böceklerinizin üzerine bir Hintli bıyık çizse nasıl hissederdiniz?
Tengo un amuleto de la suerte.
Bende bir uğur var.
Era un amuleto de la suerte.
Uğur tılsımıydı.
Pero no creo que él tenga un amuleto de la suerte.
Olamaz, değil mi? Uğur tılsımı olduğunu sanmam.
- ¡ Los jorobados dan buena suerte!
- Kamburlar uğur getirir.
Puedes tener un amuleto si quieres.
İstersen uğur getirsin diye madalya taşıyabilirsin,
Este gato, no era una mascota común ni un amuleto de buena suerte, sino ambas cosas.
Bu kedi, yalnızca bir maskot ya da uğur değildi.
- Toma, llévate esto. Te traerá suerte.
- Bunu al, sana uğur getirsin.
Les habíamos traído suerte.
Onlara uğur getirmiştik.
Les gustaria saber por que han muerto algunas personas o quizas les gustaría comprar un amuleto dicen que traen mucha suerte, mucha y tengo, tengo mas cosas ahí mismo en el bosque vengan sin miedo... vengan.
Birisinin nasıl öleceğini bilmek ister misiniz? Yada uğur getiren sihirli bir tılsım almak? Bu ormanda bunlar gibi bir çok şeye sahibim.
- Esto te traerá buena suerte.
- Al, uğur parası.
- Me traen suerte.
- Uğur getiriyor.
Es de buena suerte.
Uğur getirir.
Sé que suena tonto, pero lo que tienes que hacer ahora Se rompen su rutina.
Mesela şans için bir uğur taşımaya başlayabilirsin. Aptalca geliyor biliyorum ama alışkanlıklarını değiştirmelisin.
Cuando salga, estará manso como una mariquita.
dışarda kaldığında bir uğur böceği gibi sessiz olacak.
- Necesitamos panteras, no mariquitas.
partner lazım bana, uğur böceği değil.
Que alguien cree que la piedra de la buena suerte de esta aldea es una de las piedras Sankara perdidas.
Biri bu köyün uğur taşının kayıp Sankara taşlarından biri olduğuna inanıyor.
Me trae buena suerte.
Bana uğur getiriyor.
¿ Qué le trae buena suerte a usted?
Sana uğur getiren şey nedir?
Si la usas, ¿ sabes cuántos peces pescaremos?
Uğur getirir. Kaç balık tutacağız biliyor musun?
No importa cuan especial sea el diente.
Özel bir uğur dişinin olmaması farketmez,
Fuimos a los lugares propicios y rezamos durante 100 días.
Uğur getiren yerlere gittim. ve o kadar çok dua ettim ki.
La camisa de la buena suerte que ella le dio a Sasha se exhibe ahora en un museo ruso... en honor a los que pelearon y murieron por la libertad en la Segunda Guerra Mundial.
Luka'nın Sasha'ya uğur getirmesi için verdiği gömlek şu an 2. Dünya Savaşında özgürlük için çarpışan ve ölenlerin anısına, bir Rus müzesinde sergileniyor.