English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Uy

Uy traducir turco

1,241 traducción paralela
Vaya, a ver si se... Uy, perdona si...
Bakalım işler- - Ah, pardon.
¡ Uy, qué rico!
- Sevsinler seni!
M uy linda.
Çok güzel.
M uy bien, pórtate bien y espérame fuera.
Pekâlâ, şimdi uslu bir çocuk ol ve gidip dışarıda beni bekle.
M uy bonito, ¿ eh?
Çok güzeldirler, yalan mı?
M uy bien.
Tamam.
Observa las rondas médicas y sigue las normas.
Viziteye dikkat et ve hastane protokolüne uy.
- Obedezca las órdenes, cumpla con su deber y no tendrá problemas.
- Emirlere uy, görevini yap, ve sorun çıkmaz.
Tomaras las ordenes de Lotus... Hay minas escondidas en el bosque.
Onun talimatlarına uy, çünkü ormana mayın yerleştirilmiş.
Los chicos no se fijarán en esos rulos, hazme caso.
erkekler bu bigudilere düşmezler, nasihatime uy.
- ¡ Uy, cuánto me preocupa! Te envié a conciliar, Ally.
Oraya aracılık etmek için gönderildin Ally.
Levanten la mano si "uy".
"İğrenç!" diyenler el kaldırsın.
- Sigue mis instrucciones.
- Dosyadaki emirlerime uy.
- ¡ Uy!
- Ne oldu?
Lo que Daphne consejos de dar, debe ser grande porque ella es inteligente.
Bence sen Daphne'nin tavsiyesine uy. Çünkü o çok akıllıdır.
Cuando estés en el Colectivo, adáptate.
O zaman kollektife uy, Harry.
Seguiremos con el plan original, capitán.
Plana uy, Yüzbaşı.
Uy, rompí otra copa de vino.
Oops, diğer şarap kadehini kırdım.
Uy, sí que da miedo.
O şimdi korkutucu!
Uy, que miedo!
Çok korkutucu.
¡ Uy, otra vez metió la pata!
Bilirsin Whoops, işte bir lastik daha ormana giriyor...
O entras al rollo o calla, coño.
Ya bana uy, ya da sus.
¡ Recuerda el plan!
Plana uy, dostum.
¡ Uy! Me estás haciendo daño.
Of, canımı yakıyorsun.
Uy. ¿ Como no se me había ocurrido antes?
Neden daha önce düşünemedim?
- Uy. Un año.
Altı ay.
Uy, cómo tiemblo de miedo hasta parezco tu vibrador.
Muhtemelen vibratörüne benziyorumdur, değil mi?
Sigue el consejo de Prue.
Prue'nun tavsiyesine uy.
- Es mi fantasía, confórmate.
- IBu benim fantazim. Uy ona.
- Sígueme.
- Bana uy yeter.
¿ Te refieres, a dormir en el coche?
Bekle. Demek istediğin uy...
- Obedece mis órdenes.
- Emirlerime uy.
Hace calor aquí. Uy, ¿ Qué hora es?
Burası mı sıcak oldu yoksa saat mi ilerliyor?
"Uy" es tan mentirosa.
Uwe, ammada yalancısın!
No, es que siempre salen del cuarto cuando él dice su nombre, y lo único que oigo es "Uy".
Hayır, adını tam odadan çıkarken seslendiği için o kadarını duydum.
Maldad, te llamas Uy.
Uwe adlı şeytan.
Uy tuvo una gran pelea con Thomas.
Uwe, Thomas'la fena kavga etti.
- ¿ Quién es Judy? - Uy es Judy.
- Judy senin Uwe.
Uy, el príncipe.
- Oh, prens.
- ¡ Uy, consejos amorosos!
Makyaj önerileri!
Uy, ¿ qué es eso?
Uh... Nedir bu?
Uy, qué miedo.
Uh, ürkünç...
Y espero que estés conmigo...
Bak, bana uy biraz...
La viste una vez con Laura... ¡ uy!
Laura ile izlemiştin -
- ¡ Uy!
- Of!
Sigue mis órdenes o tendré que matarte.
Emirlerime uy yoksa seni öldürtürüm.
Atente al protocolo, ¿ quieres?
Onların kurallarına uy.
¡ Uy!
- Günaydın.
Espera un momento, ¿ se llama Uy?
İsmi Uwe mi?
- ¿ Judy es Uy?
- Uwe olan Judy mi?
Uy.
Ay.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]