Translate.vc / español → turco / Veta
Veta traducir turco
329 traducción paralela
Y no quiere ninguna veta en ella, ¿ verdad, tía Polly?
Ve çizgi çizgi olmasını istemezsin, değil mi Polly Teyze?
Cómo, en 1868, a Mary Kane, dueña de una pensión, un huésped habitual le dejó la supuesta escritura sin valor de un pozo abandonado La Veta del Colorado.
1868'de hesabı ödeyemeyen bir müşterisi, pansiyon sahibi Mary Kane'e, terk edilmiş bir maden kuyusunun değersiz tapusunu vermişti : The Colorado Lode.
"Asumiremos el manejo absoluto de La Veta de Colorado" de la que repito, Sra. Kane, Ud. es la única dueña.
Colorado Lode'un işletilmesi tarafımıza aittir. ... Tekrar ediyorum, Bayan Kane, tek sahibi sizsiniz.
Proviene de una veta de metal casi sólida.
Katı metalden oluşan bir damardan geliyor.
Todo apunta a que se trata de una veta muy rica.
Bütün belirtiler damarın çok zengin olduğunu gösteriyor.
En el interior de la mina hay una veta de oro tan gruesa como...
Madenin içinde öyle bir altın damarı var ki, en az...
Soy la Sra. Veta Simmons.
Bayan Veta Simmons arıyor.
Veta, querida, qué placer.
Veta, güzelim, ne büyük mutluluk.
Hable más alto, Veta.
Konuşsana, konuşsana Veta.
Veta no me dijo nada de esto.
Veta bana bir şey söylemedi.
Harvey, parece que Veta va a dar una fiesta esta tarde.
Harvey, meğer Veta bugün bir davet veriyormuş.
Veta Louise Simmons, pensé que te habías muerto.
Veta Louise Simmons, öldüğünü sanmıştım.
¿ Sabes que hace años que no veo a Elwood?
Farkında mısın Veta, Elwood'u yıllardır görmedim.
¿ Elwood es feliz, Veta Louise?
Elwood mutlu mu Veta Louise?
¿ De veras?
Öyle mi Veta?
Elwood, ¿ qué noche de la semana entrante puedes venir a cenar con Veta y Myrtle Mae?
Elwood, haftaya Veta ve Myrtle Mae'yle birlikte bize ne zaman yemeğe gelirsiniz?
No lo entiendo, Veta.
Anlamıyorum Veta.
A mí también me gustaría, Veta.
Ben de seninle konuşmak istiyorum Veta.
Por supuesto, Veta.
Elbette Veta.
Justo tengo un momento libre, y te lo dedicaré a ti, Veta.
Şu an müsaitim, sana vakit ayırabilirim Veta.
¿ Veta Louise?
Veta Louise, orada mısın?
¿ Veta?
Veta?
Veta, ¿ sabías que hace semanas que Harvey y yo no vamos a su oficina?
Veta, Harvey'yle ben haftalardır Yargıç'ın bürosuna gitmedik.
Veta quiere hablar con nosotros.
Veta bizimle konuşmak istiyor.
¿ Quieres que los dos te esperemos?
İkimiz de bekleyelim mi Veta?
- ¿ No es maravilloso, Veta?
- Ne güzel, değil mi Veta?
Veta me parece fantástica, pero su época de esplendor ya pasó.
Veta'yı dünyalar kadar severim ama bugün pek iyi değildi.
Veta no debería preocuparse por mí.
Veta'nın benim için üzülmemesi gerekir.
Típico de Veta.
Veta öyledir.
Siempre le digo a Veta que no se preocupe.
Endişe etmemesini Veta'ya söylüyorum. Ben kendim hallederim.
No creo que Veta haya tomado un trago en toda su vida.
Hayır, Veta'nın ağzına içki koyduğunu sanmıyorum doktor.
Siempre he querido que Veta tuviera todo lo que necesitara.
Veta'nın, istediği her şeye sahip olmasını hep istemişimdir.
Creo que sería mejor que Veta haga esto, doctor.
Bunu Veta'ya imzalatsanız daha iyi olur doktor.
También quiere mucho a mi hermana, Veta.
Ablam Veta'ya da bayılır.
Pero Veta no quiere mucho a Harvey.
Ama Veta Harvey'den pek hoşlanmıyor.
¡ Veta Louise!
Veta Louise!
- Vamos, Veta.
- Devam et Veta.
- ¿ Qué fue lo que hizo, Veta?
- Ne yaptı Veta?
Lo que le haya dicho a ese médico puede decírnoslo a nosotros, Veta.
Dr. Sanderson'a söylediklerini bize de anlatabilirsin Veta Louise.
Veta, por favor.
Veta, lütfen.
Veta, ¿ oyó eso?
Veta, duydun mu? Veta, duydun mu?
Estoy aquí, Veta.
Buradayım Veta.
Olvídalo, Veta.
Önemli değil Veta.
Adiós, Veta.
Hoşçakal Veta.
Veta sí que tiene energía, ¿ no cree?
Veta fırtına gibi biri, değil mi?
- Espere aquí, Veta.
- Veta, burada bekle güzelim.
¡ Veta y Myrtle Mae!
İyiyim. Veta ve Myrtle Mae!
Gracias, Veta.
Teşekkür ederim Veta.
- Veta, ¿ tú quieres que me apliquen eso?
- Veta, serumu almamı istiyor musun?
Veta, si eso es lo que quieres Harvey y yo iremos mañana y lo pediremos.
Veta, istediğin buysa yarın HaNey'yle gidip sorarız.
Veta...
Veta...