English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Viví

Viví traducir turco

1,578 traducción paralela
Sí, viví.
Evet, yaşadım.
- Viví en un montón de lados.
- Her yerdenim.
Viví en el extranjero un tiempo.
Bir süre başka ülkelerde yaşadım.
- Porque... toda mi vida... viví en Ia sombra de mi padre. Lo escondí.
Sakladım.
Hank, cuando hayas visto Io que yo vi, y vivido Io que yo viví... entonces podrás juzgarme.
Hank, benim gördüklerimi görüp benim yaşadıklarımı yaşadıktan sonra... beni yargılayabilirsin.
Viví con mis padres en Chicago hasta los doce años.
12 yaşıma kadar ailemle Chicago'da yaşadım.
Viví en Frankfurt de niño... así que soy un "yeke" que conoce Europa.
Ayrıca, çocukluğum da Frankfurt'ta geçti yani Avrupa'da hayatta kalabilecek bir Yahudi'yim.
Viví toda mi vida con una mujer que no me gustaba realmente.
Hoşlanmadığım bir kadınla koca bir ömür geçirdim.
- Viví un año en los Alpes.
- Bir yıl Alplerde yaşadım.
Yo he nacido aquí y viví toda mi vida.
Ben burada doğdum.
Una vieja habilidad, de la cual viví unos cuantos años.
Yılların bana kazandırdığı eski bir yetenek işte.
Viví como un perro callejero.
Bir sokak köpeği gibi yaşadım.
Tu sabes, tu sabes que yo estaba, uh Yo viví en Boston durante seis años, ¿ no?
Altı yıl Boston'da yaşadığımı biliyorsun, değil mi?
Viví cuatro meses con Nicholas.
Nicholas'la sadece dört ay geçirdim.
¡ La mejor época de mi vida! Lo tengo guardado en mi mente... todos los minutos que viví en este pedazo de tierra.
Hayatımın en güzel zamanı hiç unutamayacağım... dünyanın küçük bir köşesinde yaşadığım o anları.
Hasta 1948, viví en Jaffa
1948'e kadar Jaffa'da yaşadım.
Para alguien que viene del Neguev, debe estar helada. Viví en el Neguev, pero no me gustaba demasiado.
Şu anda Nagiv'de birilerinin donuyor olduğunu düşünmek nasıl bir his?
Viví una farsa por 47 años.
- 23. - 47 yıl sis ve pusun içinde yaşadım.
Viví con ella por tres años y medio y la odiaba.
Onunla üç buçuk sene yaşayıp ondan nefret ettim.
Le di una carrera a Cuca. Una vida cómoda a mi mujer. Viví para mi familia...
Cuca'yı okuttum karıma rahat bir hayat verdim..... ailem için yaşadım.
Viví un tiempo en la casa de Ayakura cuando era pequeño.
Küçüklüğümde bir müddet Ayakura'ların evinde yaşamıştım.
Diciembre 10, 2001. Viví en Toyokawa por 17 años.
10 Aralık 2001 17 yıldır Toyokawa'da oturuyordum.
# # Viví con # # # # Una niña de nieve # #
# I lived with a child of snow ( Kar çocuğu ile yaşadım ) #
Viví allí muchos años atrás.
"kayaların, yabani otların ve papatyaların arasındaki masanın üstünde. " Orada yıllar önce yaşadım.
Amantes, que dejé atrás Y sueños, que no viví
Geride bıraktığım sevgililer... ve yaşamadığım hayaller...
Es así desde que viví en el extranjero, en París.
Yurtdışında, Paris'te yaşadığımdan beri benim için böyledir.
Viví con él durante ocho años.
8 yıl boyunca onunla birlikte yaşadım.
No tuve que hacerlo. Lo viví.
Okumak zorunda değilim.
Viví siete años en esta casa con ella y sé que es una persona fría y distanciada.
Onunla yedi yıl aynı evde yaşadıktan sonra onun soğuk, ilgisiz biri olduğunu biliyorum.
Viví.
Ben kurtuldum.
No sé, no me sentí tan fuera de lugar desde esa vez que viví con "Superman".
Ama bilmiyorum. Supermen ile geçirdiğim bir haftadan beri hiç kendimi bu yerin dışında hissetmemiştim.
Viví muchas cosas con Serena.
Serenayla ilgili bir sürü düşüncem vardı
Ellos murieron, y yo viví. ¿ Por qué?
Onlar öldü ve ben yaşadım. Neden?
Viví con alguien un tiempo.
Bir dönem biriyle beraber yaşamıştım.
Después del Andrew, viví de eso.
Evet, Andrew'dan sonra, Ekmek paramı böyle kazandım.
Lo entiendo mejor que nadie porque viví más tiempo que nadie con ese sentimiento más que cualquiera que puedas conocer en el grupo de apoyo.
Bunu herkesten iyi anlıyorum çünkü o gruptaki herkesten daha uzun süre bu hisle yaşadım.
Yo viví en Elkhorn desde la guerra.
Şavaştan buyana Elkhorn'da yaşıyorum.
Viví ahí un tiempo.
Bir süre orada yaşadım sayılır.
Viví, dónde tu vives.
Senin kaldığın yerde kaldım.
Bueno, fumé demasiado, bebí en exceso, viví arduamente, pero mi hijo...
Ben çok sigara içtim. Çok içki içtim. Zor bir hayat yaşadım ama oğlum...
Viví aquí por dos años, yo era crupié de "black jack".
- İki yıl burada yaşadım. - Kuripyelik yapmıştım.
Lo viví en mi matrimonio y en mi trabajo.
Evliliğimde ve iş hayatımda hep bununla uğraştım.
Por el amor de Dios, yo no viví en la Edad Media.
Allah aşkına, sanki karanlık çağlardan bahsediyoruz.
Hiciste todo el trabajo. Yo sólo viví aquí.
Bütün işi sen yaptın, ben sadece burada yaşadım.
En el último sitio en el que viví, las chicas de las escuela empezaron esos rumores y... mi familia lo averiguó e hicieron un trato y nos mudamos.
Bundan önceki evimizde, okuldaki tüm kızlar, bazı dedikodular başlattılar ve ailem durumu öğrendi ve... ben de sorunu büyütünce taşındık.
Mira, antes, cuando dijiste que nunca sería tan genial como cuando viví contigo sabes que eso tiene algo de cierto.
Asla, seninle beraber kaldığım zamanki kadar havalı olamayacağımı söylemiştin. Bu söylediğinde biraz gerçek payı var.
Viví con los Babcocks por 2 años.
Hayır. İki yıl Babcock'larla yaşadım.
Lo viví en carne propia.
Birazcık diğer taraftanım.
Nunca me divorcie, ni viví con nadie.
Hiç boşanmadım, hatta kimseyle birlikte bile yaşamadım.
No viví los últimos 5 años.
Son beş yılı yaşamadım.
Viví en el orfanato de St.
Sen de mi koruyucu aile yanında kalıyordun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]