Translate.vc / español → turco / Vo
Vo traducir turco
227 traducción paralela
Quedate aca, presta atención yo vo a la azotea.
Sen burada bekle ve etrafa dikkat et. Ben çatıya çıkıyorum.
¿ Y a ver si adivinas qué vo y a hacer esta tarde a las seis?
Bugün saat 6 : 00'da ne var, tahmin et?
Una vo que regresa, susurrándome :
Kulağıma sürekli "geri dön" diye fısıldayan ses...
- ¿ V ¡ vo y coleando? - ¿ Tengo p ¡ nta de fantasma?
- Hayalet olduğumu mu sanıyorsun?
¡ So!
Vo, vo. Buraya, Beatrice.
Ven aquí, cariño.
Vo, güzelim. Gel bana, tatlım.
CUANDO SE DESPIERTE LA VO Y A MATAR.
UYANDlĞlNDA ONU ÖLDÜRECEĞİM.
- No hay mot ¡ vo de alarma, Sr...
- Paniğe gerek yok, Bay... - Ne fark eder?
- Soy d ¡ rect ¡ vo de...
- Ben yönetici konumunda bir iş a...
S ¡ es un ser humano compas ¡ vo no puede dejarnos aquí.
Eğer içinizde bir parça insanlık varsa, bizi burada bırakmazsınız.
Yo no. Uno de los suyos.
I değildi, ama voºtri biri.
Hemos andado 10 millas buscando un pa... vo.
Bir hindi avlayabilmek için kesin 10 mil yol katettik.
Vo a cerrar mis ojos y rezaré para que desaparezcas.
Gözlerimi kapatıp yok olman için dua edeceğim.
Volando, volando, vo...
- Bulutların arasında uçmak! Yükselmek, yükselmek, yüks...
Sólo quería vivir este amor. Sentirlo. Oír su vo z.
O sadece bu aşkı yaşamak, sevgilisinin dokunuşlarını hissedip, sesini duymak istiyor.
¿ Dónde estás Vladímir?
Neredesin, Vo... Neredesin, Vova?
Oye, vo`, ¡ pico de aguja!
Hey, sen, iğne çüklü!
Silver City, ahí vo.
Silver City, ben geliyorum.
Los americanos thu vo thuy vo chung.
Amerikalılar thu vo thuy vo chung.
Les di a Toq y a los demás la creencia en Sto-Vo-Kor, la vida después de la vida, donde Kahless nos espera.
Toq ve diğerlerine Sto-Vo-Kor inancını aşıladım, bu hayatın ertesinde Kahless'in bizi beklediği yer.
¿ Ha perdido su fe en Sto-Vo-Kor?
Sto-Vo-Kor'a olan inancınızı mı yitirdiniz?
Kahless quiere que le acompañes a Sto-Vo-Kor.
Kahless Sto-Vo-Kor'da ona katılmanı istiyor.
Me iré a Sto-Vo-Kor, pero prometo que algún día volveré ".
"Şimdi Sto-Vo-Kor'a gideceğim ancak bir gün geri döneceğime söz veriyorum."
¿ Puedo preguntarte sobre la muerte y Sto-Vo-Kor?
Sana ölümün ve Sto-Vo-Kor'un nasıl olduğunu sorabilir miyim?
Fue la pureza de tu corazón la que me hizo volver de Sto-Vo-Kor.
Beni Sto-Vo-Kor'dan geri çağıran senin kalbinin saflığıydı.
¿ Dudas que siga esperándote en Sto-Vo-Kor?
Seni hala Sto-Vo-Kor'da beklediğinden mi şüpheleniyorsun?
¡ Bravo!
Bra-vo!
Papa no estaria mas orgulloso de vo
Babamız artık seninle gurur duyamaz.
NO VO Y A PAVONEARME COMO EL DUEÑO DEL LUGAR
Babamın yeriymiş gibi kasılarak yürümeyeceğim.
To-dos es-tan... ha-blan-do de... el Hom-bre Ra-dio-ac-ti-vo.
Her-kes Rad-yo-ak-tif A-dam hak-kın-da ko-nu-şu-yor.
No quieren que se aflija por ellos.
Şerefli bir ölüm ile Sto-Vo-Kor'a gittiler.
Asi, el espiritu puede dejar el cuerpo cuando llega el momento de realizar el largo viaje a Sto-Vo-Kor.
zamanı geldiğinde Sto'Vo'Kor'a yolculuk ruhunun vücudunu terketmesine müsade ederler.
Si te quitas la vida, no cruzarás el río de sangre ni entrarás en Sto-Vo-Kor.
Birlikte büyütülmememiz. İmparatorlukta veya Dünyada hiç fark etmezdi en azından Mogh'un oğulları ayrıImamış olurlardı.
Bra-mierda-vo.
Bravo kahrolası.
Ahora los pondremos a sal... vo.
Şimdi onları güvenli yere çekelim.
- Éste está v ¡ vo y verde.
Bu, canlı ve yeşil.
- Que no está en Sto - Vo-Kor.
Sto-Vo-Kor'da değilmiş.
Entonces, ¿ qué le hacer pensar que no está en Sto-Vo-Kor?
Öyleyse neden onun Sto-Vo-Kor'da olmadığını düşünüyor?
Hay un modo de que Worf consiga que Jadzia vaya a Sto-Vo-Kor.
Anlaşılan Worf için Jadzia'nın Sto-Vo-Kor'a girmesini sağlamanın bir yolu varmış.
Jadzia necesita entrar en Sto - Vo-Kor. "
Jadzia'nın Sto-Vo-Kor'a girmesi gerekiyor. "
Lo suficiente como para asegurarle a Jadzia un lugar en Sto-Vo-Kor.
Jadzia'ya Sto-Vo-Kor'da bir yer garantilemeye yetecek kadar tehlikeli.
Voy a ayudar a Jadzia a ir a Sto-Vo-Kor.
Jadzia'nın Sto-Vo-Kor'a girmesine yardım edeceğim.
Están locos. ¿ Quieren meter a Jadzia en Sto
İkiniz de duygulandınız. Jadzia'yı Sto-Vo-Kor'a götürmek mi istiyorsunuz?
Espero verte a las puertas de Sto-Vo-Kor.
Seni Sto-Vo-Kor'un kapılarında görmeyi dört gözle bekliyorum.
Vo... -... laré
Vo lare
Vo a tener que entrevistarlos.
Polisleri bile buraya gelip bize ne yapacağımızı söyleyemez.
V ¡ vo o muerto, me da ¡ gual.
Canlı ya da ölü olman benim için farketmez.
- ¿ Quieres que Frankie se encargue?
Vo-o-o-olare - İşi Frankie'ye mi vereyim? - Hayır.
Quiero cruzar el río de sangre y entrar en Sto-Vo-Kor.
Bu onların tarzı. Kişisel algılama, Quark.
Me moría de ganas de estar en Sto-Vo-Kor.
Worf'u savunan bir subayım var zaten. İkincisine ihtiyacım yok.
No.
Sto-Vo-Kor'da olmayı dört gözle bekliyordum.