Translate.vc / español → turco / Yam
Yam traducir turco
1,081 traducción paralela
No pueden entrar.
Mobilyaları yukarı taşıyamıyorlar.
Te comes un piececito de nada y te tachan de caníbal.
Bir ayak yedin diye sana yam yam diyorlar.
Eres más que un caníbal.
Yam yamdan daha da fazlasını söyleyeyim.
¡ Esas dos usureras!
Yam yam hepsi!
Ya no le conozco.
Onu tanıyamıyorum artık.
No conozco a ese hombre.
Adamı tanıyamıyorum.
No consigo - Ya no te conozco.
Artık- - Artık seni tanıyamıyorum.
Cuando termine con él, no lo vas a reconocer.
İşimi bitirdiğimde tanıyamıyacaksın bile.
Te digo que este lugar a veces me hace dudar.
Hep diyorum ya, bazen bu yeri tanıyamıyorum.
- Deja al chico tranquilo.
- Yamıma gelme..
¿ No puede ponerse cómodo?
Rahatlıyamıyormusun.
A la madre le haré desear nunca haberlo dado a luz.
Anası bile tanıyamıyacak.
Ni la reconozco.
Onu tanıyamıyorum bile.
Pero si ni yo misma conozco mi propia alma, ¿ cómo voy a poder ver la suya?
Kendi ruhumu bile tanıyamıyorken, onunkini nasıl göreceğim?
Eres un infractor.
Silah taşıyamıyorsan, yasalara karşı gelmişsin demektir.
Me parten el corazón, y me puse malo.
Kalbimi kırıyorlar ve kendimi tanıyamıyorum.
Casi no te he reconocido.
Öğrencimi neredeyse tanıyamıyordum.
- Ya no te conozco.
- Ben seni tanıyamıyorum artık.
No la reconozco.
Onu tanıyamıyorum.
he escrito una docena.
Ama düzinelerce yamıştım.
No sé usted.
Seni tanıyamıyorum.
Dios mío, no conozco a casi nadie.
Tanrım, sizi tanıyamıyorum bile millet.
Esto no es muy tuyo, Sagessa.
Seni tanıyamıyorum, Sagessa.
No quieres, porque sabes que no me reconocerías. Sólo existo si me ves.
Seni istemiyorum, çünkü beni tanıyamıyorsun eğer beni görebileceksen varım.
No puedo con ella.
Taşıyamıyorum.
Bueno, bueno.. ¡ no te reconozco, colega!
Tabi, tabi. Seni tanıyamıyorum, meslektaşım.. Kimin aklına gelirdi ki..
¿ Y no te puedes organizar?
Ve fazladan yiyecek ayarlıyamıyor musun?
Quentin, me decepcionas. No te reconozco.
Yok, gerçekten, Quentin, beni düş kırıklığına uğratıyorsun, seni artık tanıyamıyorum.
¿ Sabes que la primera vez ni siquiera me reconoció?
İlk zamanlar, beni tanıyamıyordu.
Umslopogaas no entiende por que te prefiere a ti que la tetera.
- Umslopogaas, çaydanlığı sana niye tercih ettiğini anlıyamıyor.
Me da miedo manipular una cubierta tan suave y sus pàginas color crema.
Yumuşacık parşömene ve krem rengi sayfalara dokunmaya kıyamıyorum.
- ¿ Es Lisa?
- Lisa'yamı birşeyler oldu?
¿ Afuera?
Dışarıyamı?
No sé qué pensar de ti.
Seni artık tanıyamıyorum Downey. Tanıyamıyorum.
- No sé hacerlo, y tú tampoco.
- Bunu biliyorum, ve seni tanıyamıyorum.
y los hombres me miraban sin atreverse ni a tocarme.
Erkekler bana bakıyor ve dokunmaya bile kıyamıyorlardı.
You yam
Ne yiyorsan osun.
Verás, tu problema es, Que no estás sintonizada con el espíritu del tap,
Bak, sorunun adımların gerçek ruhunu yakalıyamıyorsun.
Sólo encuentra el libro. No recuerdo el final.
Sadece kitabın geri kalan kısmını bul, ne yaptıysam, sonunu hatırlıyamıyorum.
Ya no te reconozco.
Seni tanıyamıyorum.
Sabes, apenas te reconozco.
Seni tanıyamıyorum.
No te reconozco.
Sizi tanıyamıyorum. Şuna bir bakın.
No era yo, ¿ sabes? Es terrible.
Artık kendimi tanıyamıyorum, bu çok korkunç.
No te reconozco.
Seni tanıyamıyorum.
A veces no sé quién soy.
Bazen, sanki babam olmadan kendimi tanıyamıyorum.
Casi no te reconozco con esa vestimenta.
Bu kılıkta seni neredeyse tanıyamıyordum.
Yo ya no entiendo a mi hija.
Artık kendi kızımı anlıyamıyorum
Es muy amable, a George no le conviene cargar con cosas pesadas.
Gerçekten müteşekkirim, zaten George ağır taşıyamıyor artık.
¿ Volverá a Alemania?
Almanya'yamı döneceksin?
Se están despertando sentimientos que apenas reconozco como propios.
* vücudum boyunca nehirler akıyor * hissetmek ve farkında olmak * Tüm bu yeni duygularımı * neredeyse tanıyamıyorum... * onları açığa çıkaran sır ne?
No tiene amigos ni familia.
Kendini tanıyamıyor.