Translate.vc / español → turco / Yavas
Yavas traducir turco
20,087 traducción paralela
Muy bien, ¡ despacio!
Yavaş ol!
¡ Despacio!
Yavaş ol!
Nunca sentí estas cosas.
Evli olduğundan hiç şüphelenmemiştim, gerçi bir şeyleri kavramak konusunda çok yavaşım.
- Katarina.
- Katarina. - Yavaş.
Está cargada.
- Dolu. Yavaş, yavaş.
Andaremos lentos en la nieve.
Karda ilerlemek yavaş olacak.
¡ Suave!
Yavaş!
Más lento.
Yavaş.
¿ Mueren lentamente?
Yavaş yavaş mı ölüyorlar?
Solo inhala y exhala.
Yavaş nefes al.
Y usted la desarrollará, manejará su agenda y lento, pero seguro usted convertirá a esos miembros es guardianes desinteresados de la Segunda Enmienda.
Ve sen onu büyütecek, hedefine doğru ilerlemesini sağlayacak ve yavaş ama emin adımlarla o üyeleri bireysel silahlanma hakkının paralı muhafızlarına çevireceksin.
- Dos manos aquí, por favor.
- İki elim var, yavaş biraz.
Iremos lentos, firmes.
Yavaş ve sabit yürüyeceğiz.
- ¡ Tío!
- Yavaş!
Te estás matando lentamente mientras tienes al mundo de rehén.
Tüm dünyayı rehin tutarken kendini yavaş yavaş öldürüyorsun.
Solo tenemos que arrancarlo despacio y de manera estable.
Yavaş ve istikrarlı bir şekilde üstünden çekmemiz lazım.
Y no se caigan. ¡ Ve más despacio, por favor!
Aman düşme. Yavaş git! Sağ ol Jean.
Quisiera ser el más calmado del mundo.
Yavaşlamak istiyorum. Dünyanın en yavaşı olmak istiyorum.
Es sábado. Las cosas van un poco más despacio.
Bugün cumartesi, işler yavaş yürür.
Al puto suelo, despacito y con buena letra.
Yavaş yavaş yere yat.
De hecho, quizás deberías tomarte las cosas con calma.
Sen de yavaş yavaş azaltmalısın bence.
- Ve despacio.
- Yavaş.
Gradualmente, el programa y su público se fueron encontrando.
Dizi yavaş yavaş izleyicisini bulmaya başladı.
Pero me pregunto si la apreciación, lenta pero real, de lo que es la ciencia y por qué importa que vemos hoy en auge... No sé si debe su origen a esa serie, a ese personaje.
Ama günümüzde ortaya çıktığını fark ettiğim, bilimin ve öneminin yavaş da olsa takdir edilmeye başlanması, kökenlerini o diziye, o karaktere mi borçlu, merak ediyorum.
Creo que todo se demoró más porque el servicio de correos entre la tierra y Vulcano aún es bastante lento.
Herhalde bu kadar uzun sürmesinin nedeni burayla Vulkan arasındaki posta hizmetinin hala epey yavaş olmasıydı.
Me quité las orejas, el maquillaje, el uniforme y Spock fue desapareciendo gradualmente, hasta que sólo quedó Leonard Nimoy.
Kulakları, makyajı, üniformayı çıkardım ve Spock yavaş yavaş kaybolarak geride Leonard Nimoy'u bıraktı.
Y, lentamente, sin darme cuenta, empecé a beber cada vez más, porque mi personalidad adicta se apoderó de mí.
Ne olduğunu anlamadan yavaş yavaş daha çok içmeye başladım çünkü bağımlılığa yatkın karakterim ön plana çıkıyordu.
Fuiste demasiado lento, así que has de tener mi corazón.
Fazla yavaş kaldın, benim kupamı al.
Tranquilo.
Yavaş ol.
- Tranquilo, está bien.
- Yavaş ol.
Bien, lentamente.
Yavaş git.
Te quedarás allí tirada y te observaré morir lentamente, como hicieron mis amigos en ese camino.
Sen orada uzanırken ben yavaş yavaş ölmeni izleyeceğim. Tıpkı yoldaki arkadaşlarım gibi.
Kevin, más despacio.
Kevin, yavaş ol.
Con calma.
Yavaş ol.
Más despacio, Mike. Me das asco.
Yavaş ol Mike, iğrençsin.
¿ No?
- Öyle mi? - Yavaş.
¡ Lárgate de aquí!
- Yavaş. Defol buradan!
Muy despacio.
Yavaş.
- ¡ Cuidado!
- Yavaş ol!
No lo aplasten.
Yavaş olun.
Béisbol. Lanzamiento bajo ilegal.
- Yavaş atacağım bu sefer, alçaktan.
Y desacelera en estas malditas rutas sinuosas, o la próxima no será el Fiscal federal el que te atrape.
Bu virajlı yollarda yavaş kullan yoksa bir dahaki sefere uğraşman gereken savcılık olmaz.
No corras.
- Yavaş ol, dostum. - Yavaşla.
Cuidado.
Yavaş.
- Despacio, amigo.
- Yavaş yavaş.
Dijo que lo fuera poniendo en el cepillo poco a poco.
Yavaş yavaş bağış kutusuna koymamı söylemişti.
Demasiado rápidos como para ser lentos
Çeviktik, vurulmadık Yavaş olmak için çok hızlıydık
Cariño, vete más despacio
Tatlım yavaş ol
Silencioso y despacio.
Yavaş ve sessizce.
- Mierda. - ¡ Oye!
- Sikeyim. - Yavaş!
Despacio.
Yavaş ve nazikçe.