Translate.vc / español → turco / Younger
Younger traducir turco
226 traducción paralela
- Younger Miles.
- Onun kocası kim?
Miles, Younger Miles.
- Younger Miles. Miles, Younger Miles.
Acerca de la señora Miles, lo que pasó esta noche es asunto privado de Younger Miles.
Bayan Miles'a gelince,... Younger Miles, bu gece neler olduğunu merak eder.
Debido a que no te ha impedido hacer visitas regulares allí.
Öyle mi, Younger? Hala oraya gidip o kızı ziyaret ediyor musun?
¿ Puedes culparme por tratar de olvidar eso?
İşte bu yüzden evlendin. Unutmaya çalıştığım için mi suçluyorsun, Younger?
'grande, fuerte, de pelo amarillo, ojos azules, y una cicatriz en la mejilla derecha'. Soy Younger Miles.
İri, güçlü,... sarışın, mavi gözlü,... sağ yanağında yara izi.
Ernie dice que no puedes decidirte sobre el trabajar para mí.
Ben Younger Miles. Ernie benim için çalışmak istediğinizi söyledi.
Después de todo, supongo que era tonto de mi parte pensar que estaría interesado en mi lucha con Younger Miles.
Aptalca bir düşünce olduğunu varsayalım,... elbette benim savaşım sizi ilgilendirmez,... Younger Miles'a karşı.
- Sí, detener a Younger Miles.
- Durdurmak mı? - Evet, Younger Miles'ı durdurmak.
- Nada. ¿ Fue para llegar a Younger Miles?
Younger Miles'ı yakalamak için mi?
Con Younger Miles sentado al final del Arco Iris, ¿ eh?
Younger Miles da Rainbow'un ucunda mı oturuyor, eh? Hıh.
Perder es la única palabra que vuelve loco a Younger Miles.
"Kaybetmek" kelimesi Younger Miles'ı çıldıtmaya yeter.
¿ Qué cree que va a hacer cuando Younger Miles comience con usted?
Younger Miles senin üzerine geldiğinde,... ne olacak söyler misin?
Lo cual es más de lo que has hecho tú, Younger.
Kate, geçen gece bana sadece yardım etmeye çalıştı,... senden daha fazlasını yaptı, Younger.
A Younger Miles, él viene aquí para reunirse con Yordy.
Younger Miles,... Yordy ile buluşmaya geliyor.
- ¿ Por qué? Younger Miles entró a la ciudad, estaba preguntando por ti.
Seni burada görmek ne güzel.
Es por eso que estoy esperando. ¿ Bien?
Younger Miles kasabaya geldi, ve seni arıyordu.
Bien, pero Younger Miles no está en la ciudad el domingo para no ir a la iglesia.
Tamam ama, Younger Miles kasabada ve kiliseye gideceğini söyledi.
Fue sorprendente ver al sheriff poner a los muchachos de Younger Miles en la cárcel.
Tabii, görmek şaşırtıcıydı, Şerifin,... Younger Miles'ın adamlarını hapse atması.
Busco a Younger Miles... ¿ lo ha visto?
Younger Miles'ı aradım durdum, onu gördün mü?
Oiga usted, sarnoso cuervo viejo. ¡ Younger Miles tendrá algo que decir acerca de eso!
- Söylediklerimi duydun. Seni yaşlı karga. Younger Miles seninle konuşmaya gelecek.
- Cole Younger.
- Cole Younger.
- Jim Younger.
- Jim Younger.
Así, en las páginas de la historia del crimen se pasearon cinco jóvenes : Kit Dalton, Cole y Jim Younger Frank y Jesse James :
Ve böylece beş genç adam Kit Dalton, Cole ve Jim Younger Frank ve Jesse James suçlular tarihinin sayfalarına geçti.
Brian Younger.
Brian Younger.
¿ Sr. Younger?
Bay Younger?
Señor Younger... Señor Younger...
Oh, bay Younger... bay Younger...
Estoy cansada, Señor Younger.
İyiyim, bay Younger.
Señor Younger.
Bay Younger.
Señor Younger, ya fue suficiente.
Londra'yı boyunu uzatarak yeniden inşaa etmeyi yeterince geciktirdik.
¿ Cómo está usted, señora Younger?
Siz nasılsınız Bayan Younger?
Creo que a mi mamá le gustaría eso, Sra. Younger.
Sanırım hoşlanır Bayan Younger.
Y el Sr. Younger le diría lo mismo.
Bay Younger da sana aynı şeyi söylerdi.
Soy la misma Lena Younger que has conocido todos estos años, y no me convertí de repente en una idiota.
Ben yıllardır bildiğin Lena Younger'ım ve öyle kolayca kandıramazsın.
Todo a su tiempo, Sra. Younger.
Çok yakında, bayan Younger.
Busco a la Sra. Lena Younger.
Ben... Ben Bayan Lena Younger'ı aramıştım.
Walter Younger.
Walter Younger.
No puede obligar a las personas a cambiar sus sentimientos, Sr. Younger.
İnsanların içindekilerini zorla değiştiremezsiniz Bay Younger.
¿ Con usted, Sra. Younger o con su hijo?
Bayan Younger, sizinle mi, oğlunuzla mı?
- Sí, señor Younger.
- Evet Bay Younger.
debo apelar a usted, Sra. Younger.
Size sormak zorundayım Bayan Younger.
Me refería a usted, alcaide Younger.
Sizi kastetmiştim, Müdür Younger.
Cuando Younger le permitió a Stroud conservar el gorrión, levantó la veda.
"Younger, Stroud'a kuş için izin verdiğinde bir gedik de açılmış oldu."
Doc Halliday, los Clanton, los Younger...
Doc Halliday, Clantonlar, Youngerlar...
Cuando era joven, mucho más joven que hoy. Nunca necesité ayuda de nadie, de ningún modo.
When l was younger, so much younger than today l never needed anybody's help in any way
Cuando era joven, mucho más joven que hoy. Nunca necesité ayuda de nadie de ningún modo.
When l was younger, so much younger than today l never needed anybody's help in any way
Son armas de mano personales de Younger Miles.
Bunlar Younger Miles'ın özel silahşörleri.
Aclaremos, Younger.
Bütün kasaba senin son ziyaret edişini konuşuyor.
Abbie nunca bebió aquí.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, Younger.
Jack, ¿ Younger Miles ha estado aquí? - No, no lo he visto en toda la mañana.
Jack, Younger Miles buraya geldi mi?
- Lo juramos. Frank y Jesse James, Cole y Jim Younger,
O zaman Frank ve Jesse James Cole ve Jim Younger Kit Dalton sizler bundan sonra Quantrill Gerilla Ordusu birliğinin sonsuza dek yeminli yoldaşları ve kan kardeşlerisiniz.