Translate.vc / español → turco / Ypres
Ypres traducir turco
36 traducción paralela
Creo que cerca de Ypres.
Sanırım Ypres civarında bir yerde.
En la televisión vuelven a trabajar en un sketch sobre Ipres. *
Bu arada, Televizyon Merkezi Ypres skeci çalışmalarına döndü.
Qué pasó aquí? Ypres.
- Ne olmuş burada?
Qué?
- Ypres. - Ne?
Ypres.
- Ypres.
Jocko y Tejón se dejaron el pellejo justo al principio.
'Şempanze've'Porsuk'ilk Ypres akınında kurtulamadılar.
7 DE JUNIO DE 1917 EL GENERAL HAIG ATACA YPRES.
NEW FLANDERS SALDIRISI 7 Haziran 1917, General Haig Ypres'e saldırdı.
Era enfermera militar en Ypres.
Ypres'te hemşireydi.
En el verano de 1917 el ejército imperial alemán perdió la desastrosa ofensiva en la Tercera Batalla de Ypres.
1997 yazında, Alman Ordusu Ypres'in Üçüncü Savaş'ı olarak bilinen feci saldırıyı kaybetti.
Estuvimos juntos en Ypres.
Ypres'de birlikteydik.
¿ La otra noche? ¿ Mi desastre? ¿ Le recordó a Ypres?
Geçen geceki felaketim sana Ypres'i hatırlattı mı?
No me recordó a Ypres.
Bana Ypres'i hatırlatmadı.
Me recordó, quizás... quizás... a un sueño particularmente... repugnante y depravado de Ypres.
Belki de belki de bana özelikle iğrenç, ahlaksız Ypres'in hayalini hatırlattı.
Tres meses después, en el Frente Oeste, Ypres ganó injustamente la mórbida distinción de ser el lugar donde se realizó el primer ataque con gas.
3 ay sonra, Batı cephesindeki Ypres, uygun konumundan dolayı ilk gaz saldırısına uğramanın iğrenç onurunu yanlışlıkla kazandı.
Mi abuelo fue herido en la batalla de Ypres.
Büyükbabam Ypres Savaşı'nda yaralandı.
En 1917 nos enviaron fuera de Eve... los soldados alemanes llevaron a los canadiense a una puerta sellada.
1915 yılında, Ypres'in dışında geri çekilme sırasında Alman askerleri, Kanadalı bir bir astsubayı ahır kapısına çivilemişlerdi.
Una granada desprendió la mitad de su espalda en Ypres, pero al menos lo hizo regresar a casa.
Poposunun yarısını Ypres savaşında bir şarapnel parçaladı fakat hiç değilse ülkesi için savaştı.
Le gusta recrear la batalla de Ypres, tres veces a la semana con gas de verdad.
Kıbrıs savaşını sahnelemeyi seviyormuş. Gerçek gazla haftada üç kez.
OFENSIVA BRITANICA CERCA DE YPRES, BELGICA
YPRES YAKINLARINDAKİ İNGİLİZ CEPHESİ, BELÇİKA
Cuando estábamos en Ypres. Ese octubre, el 16 ° Bávaro estaba en las líneas al lado nuestro.
Ypres'teyken o sene ekimde 16'ıncı bavyera tümeni yanımızdaydı demek.
Los Cambridgeshires - obliterados en la Batalla de Ypres.
Cambridgeshires taburu Ypres Savaşı'nda katledilmişler.
¿ Están los grandes hombres de ciencia discutiendo los temas científicos del día o es la charla del gas envenenado y cuantos muertos hubo en Ypres y cuantos mas si hubiesemos juzgado mejor las condiciones del viento? ¿ Más té?
Buradaki büyük bilim adamları, günün önemli bilimsel konularını mı tartışıyorlar yoksa zehirli gazın Ypre'de kaç kişiyi öldürdüğünü ve şayet rüzgarın durumu da hesaba katılsaydı kaç kişi daha fazlasını öldürebileceklerini mi konuşuyorlar?
¿ Dónde estaba Dios en Ypres?
Tanrı Ypre Savaşı olurken neredeydi?
15,000 muertos en Ypres en un día.
Ypre'de bir günde 15,000 vatandaşımız öldürüldü.
Ypres.
Ypre.
¿ Qué sabes de Ypres?
Ypre hakkında ne bilirsin ki?
Catedral de Ypres.
Ypres Katedrali.
Este cuadro se hizo de las maderas de Ypres Catedral por un buen tipo joven llamado Frank Tiffin.
Bu sandığı Tiffin adında yakışıklı ve genç bir arkadaşımız Ypres Katedrali'ndeki ağaçlardan yaptı.
Las noticias, las batallas en Ypres en particular, Algunas historias emocionantes.
Haber röportajları, özellikle Ypres'teki muharebeler çok heyecan verici hikayeler var.
¿ Entonces, estuvo usted en Ypres?
Demek Ypres'deydin?
Yo fui herido en Ypres.
Ypres'de bulunmuştum.
Quizá se cruzaron sus caminos. Ypres.
Yollarınız kesişmiş olabilir.
Flandes.
Ypres, Flandre.
Y esa foto fue tomada cerca de la Lonja de los Paños, en Ypres.
Ve fotoğraf Ypres'teki kumaş borsasının yakınında çekilmiş.
En Ypres.
Ypres.
TRINCHERAS DEL EJÉRCITO FRANCÉS SEGUNDA BATALLA DE YPRES
FRANSIZ ORDUSU SİPERLERİ İKİNCİ YPRES MUHAREBESİ