Translate.vc / español → turco / Zara
Zara traducir turco
249 traducción paralela
Ruborizada, la dama hace su ofrecimiento. Galantemente, el general le concede su deseo.
Kadın kızara kızara teklifini yapar, general centilmence kabul eder.
Después de que el Duque rechaza la fortuna familiar y salva a Zara.
Dük servetini bırakır ve Lady Zara'yı kurtarır...
Estás dejando de lado la mejor parte... cuando Lady Zara sucumbe ante el rival del Duque.
Lady Zara'nın Dük'ün rakibine yenildiği yerde kalmıştın.
- Siéntese, Sr. Zara.
- Oturun bay Zara.
Sr. Zara, espéreme fuera...
- Bay Zara, dışarıda bekleyin. - Evet ama -
- ¡ Sr. Zara!
- Bay Zara.
Dígale a su Capitán que hable con el Sr. Zara.
Yüzbaşınıza bay Zara'yla konuşmasını söyleyin.
Probablemente sea verdad y debes aceptar el destino.
Sanırım bu doğru ve insan attığı zara razı oluyor.
Miserable, juego mi vida a un albur y quiero correr el azar de morir.
Sefil, ben bir zara hayatımı koymuşum bahtıma ne çıkarsa razıyım.
Vamos, no duele.
Haydi, zara vermez.
¿ Cree coronel, que otros podrían intentar matarme?
O zaman, başka birileri mi bana zara verebilir Albay?
Si están lastimando a alguien hay que ayudar.
Sadece ona yardım etmeye çalışıyordum, Johnny. Eğer birileri ona zara vermeye kalkıyorsa yapılacak tek şey, yardım etmeye çalışmaktır.
Qu ¡ ero que ponga ya Ias maletas en un av ¡ ón y que Ias tra ¡ gan aquí no donde estaba antes de que no me local ¡ zara allí, ¿ entend ¡ do?
Bavullarımın derhal bir uçağa konup buraya gönderilmesini istiyorum, daha önce olduğum yere değil... Anlaşıldı mı?
No quería dañarlos.
Size zara vermek istemedim.
... alternando dado impar y dado par, ¿ eh?
Çift zardan tek zara geçişin avantajını kullanmaya çalışıyorsun, öyle mi?
Si es tan destructivo para tus circuitos, entonces, naturalmente, abandónalo.
Orası devrelerinize zara veriyorsa gezegeni terk etmelisiniz.
Volvemos tras los mensajes con la nota final de Zara sobre "El Guerrero del Centar."
'Zara'nın bu mesajdan hemen sonraki programı için bu kanalda kalın 'Haftanın Savaşçısı.'
Quiero que Zara lo entreviste para el próximo programa.
Gelecek yayınımız için Zara'nın seninle röportaj yapmasını istiyorum.
Algunos compuestos de carbono se agregaron en gotitas, con una membrana, que podía ser atravesada por otras sustancias químicas.
Bazı karbon bileşikleri bir arada kümelenerek başka kimyasalların geçebileceği bir zara sahip oldular.
Tantas veces me sonrojé de haberle conocido que mi rostro endureció.
Ona oğlum demekten kızara bozara öyle pişkinleştim ki.
Seguramente tú no me lastimarás Adora
Kesinlikle bana zara vermeyeceksin Adora.
No dañamos nada.
Hiçbir şeye zara vermedik.
Después de que eI duque renuncia a su fortuna y salva a Lady Zara...
Dük servetini bırakır ve Lady Zara'yı kurtarır...
olvidaste Ia parte en que Lady Zara sucumbe al rival del duque.
Lady Zara'nın Dük'ün rakibine yenildiği yerde kalmıştın.
no quiero que la lastimen.
Ona zara gelmesini istemiyorum.
No creo que nos den problemas.
Herhangi bir zara verebileceklerini görmüyorum.
Yo jamás te heriría.
Sana asla zara vermem.
Se cortó el pulgar derecho con una sierra.
Sağ başparmağını hızara kaptırdığı için solak o.
Quizás se cortó el dedo a propósito para mostrar su amor a tu mamá, como Van Gogh su oreja.
Belki de başparmağını hızara bilerek kaptırdı, annene onu ne kadar sevdiğini göstermek için, tıpkı Van Gogh'un kulağına yaptığı gibi.
Puede replicarse.
Size zara verebilir.
No parece que haya penetrado la dura.
Görünen o ki, zara zarar vermemişsiniz.
Mi madre dice que son pa... pap...
Annem diyor ki bunlar zara... zarar...
- No me hagas daño.
Bana zara verme!
La única que se acercó a la duramadre fui yo.
Dış zara yaklaşan bir tek bendim.
Lo hará por toda la otra gente a la que le causó daño, y todas las otras vidas que destruyó, incluyendo la tuya.
Zara verdiği bütün o insanlardan dolayı yanacak, mahvettiği bütün hayatlardan dolayı, seninki de dâhil.
Temo que no, pero 7 asegura que no están heridos.
Hayır. Ama zara görmediklerine dair, Seven güvence verdi.
To kholo zulfein inki khushboo se mahek jaaoon zara Gore tan ki chandni se phir chamak jaaoon zara
Saçlarının kokusunu duyuncaya kadar tara. Bırak güzel vücuduna tapayım.
Trataré de perseguirle hasta el borde exterior
Onu dış zara kadar takip edeceğim.
Nunca te haría daño.
Sana asla zara vermem.
Agente Devlin, me gustaría que reali - zara una visita al General Hammond.
Ajan Devlin, General Hammond'a bir ziyarette bulunmanızı istiyorum.
Yya no puede dañarme.
Ve bana artık zara veremez.
"Y Judas engendró a Farés y a Zara de Tamar."
Judas, Thamar'dan doğan Phares ve Zara'nın babasıydı.
No se les hará daño si cooperan. Salgan de warp.
İş birliği yapıp zara görmek istemiyorsanız, Warp'tan çıkın.
En ese punto, nuestra piel se vuelve una membrana semipermeable que permite el paso de material genético.
O haldeyken, derimiz genetik madde geçirgenliğine açık yarıgeçirgen bir zara dönüşür.
No dije la verdad... de la otra persona haberte herido.
Sana zara verenin kim olduğuyla ilgili, gerçeği söylemedim.
No dispare, hombre.
Bana zara verme, adamım!
¡ Quiero interrogarle yo!
Zara vermekten tamamen acizdirler.
- ¡ Zara!
- Zara.
¿ Tiempo para la explosión?
Zara yaklaşıyoruz.
Aaja zara yaara tu ab hosh mein, o yo yo yo yo
Kendine gel dostum.
- ¿ Si?
- Bence o iyi şeylere zara vermiş... gerçek zarar.. - Öyle mi, neden?