Translate.vc / español → turco / Zaya
Zaya traducir turco
268 traducción paralela
- El abogado de la defensa tiene una memoria tan mala como su cliente.
- Savunma avukatı da müvekkili gibi zayıf bir hafızaya sahip anlaşılan.
Bueno, eso sugiere que tienes una memoria extraordinaria...
Şey, bu senin ya olağanüstü bir hafızaya sahip olduğunu gösterir...
Todo los que estamos aquí sabemos que a través del uso de la hipnosis... podemos desbloquear ciertas zonas de la mente humana... que no son accesibles para la memoria.
Burada hepimiz hipnotizmadan yararlanarak insan zihninin hafızaya erişemeyen belirli bölümlerinin kilidini açabileceğimizi biliyoruz.
- Seguramente algún tipo de defecto.
- Bir tür arızaya benziyor.
La memoria, todo eso, no hace falta.
Hafızaya ihtiyacımız yok.
Empiece el sabotaje.
Arızaya başla.
Capitán, no se registran averías.
Kaptan, arızaya rastlanmıyor.
Gastaron millones en seguridad.
Bakın. Bu nükleer santralleri arızaya karşı korumak için milyarlarca dolar harcandı.
Encárgate, Ray.
Hafızaya almaya devam et, Ray.
Tenemos los registros del motor para probarlo.
- Arızaya dair makine kayıtlarımız var.
Tomará un par de horas, según lo que sea.
Arızaya bağlı olarak birkaç saat sürebilirmiş.
Grabado en la memoria.
Hafızaya yerleştiriyorum.
Después de una noche lluviosa... mi agua de manantial se vuelve roja y las piedras se ven oxidadas.
Yağmurlu geceden sonra, sabah... pınarım kırmızaya döndü ve taşlar paslı gözüktü.
Todo lo que ven y oyen puede ser utilizado.
Gördükleri ve duydukları her şeyi hafızaya atıp kullanabilirler.
¿ Cuál podría ser la causa de un defecto tan catastrófico?
Böyle yıkıcı bir arızaya ne yol açmış olabilir?
Pero usted podrá ver si funciona observando el haz.
İşe yaradığını geçici hafızaya bakarak söyleyebilirsiniz.
De manera que lo metí en la memoria... también añadí la diferencia horaria.
Ben de saat farkına göre hafızaya kaydettim.
Lo he memorizado.
Hafızaya aldım.
La memoria es tan poco confiable, tal vez fue un sueño.
"Hafızaya güven olmaz. Bakarsın bir rüyadır."
La memoria, agente Starling, es lo que tengo en vez de vistas.
Hafıza, Ajan Starling, manzara yerine hafızaya sahibim.
Con un golpe desactivó el campo gravitacional.
Tek bir torpille yapay yerçekimimizde arızaya sebep oldunuz.
Entonces... no necesitaremos una memoria para vivir en esta ciudad.
Sonra... Bu yerde yaşamak için bir hafızaya ihtiyaç duymayacağız
Por alguna razón que no puedo comprender aún poseen conocimientos y memorias humanas.
Nasıl oldu bilmiyorum ama hâlâ insani bilgi birikimi ve hafızaya sahipsiniz.
Creo que necesitas más lecitina, mejora la memoria.
Sana lesitin lazım, hafızaya destek olur.
Nodos de memoria localizados.
Sinyal noktaları hafızaya yerleştirildi.
Le volveré a guardar en la memoria hasta que obtenga una respuesta.
Ondan bir cevap alıncaya kadar seni tekrar hafızaya saklamak zorundayım.
Ordenador, accede a la memoria y ejecuta programa Moriarty.
Bilgisayar, korumalı hafızaya eriş ve Moriarty programını başlat.
Sería impresionante, pero no sabemos si Ud. Causó la avería.
Bu çok etkileyici olabilirdi, arızaya siz neden olmasaydınız.
Porque, después de todo, creemos en la memoria.
Çünkü tüm olanlardan sonra, biz sadece hafızaya inandık.
Chevron 1, localizado.
1. sembol hafızaya alınıyor.
Chevron 2, localizado.
2. sembol hafızaya alınıyor.
Chevron 6 localizado.
6. sembol hafızaya alınıyor.
Claro, pero ¿ quién cree que causa la avería?
Tabii, ama sence arızaya kim sebep oldu?
Pero quizá pueda acceder al núcleo central mnemónico.
Ama bir ihtimal, merkezi hafızaya girebilirim.
La lista de pasajeros incluía prominentes hombres de negocios, familias ordinarias y al menos un niño que viaja solo, además de una tripulación de vuelo de los funcionarios de avión sospechar una bandada de aves en la zona puede haber ensuciado los motores,
Yolcular arasında işadamları, aileler ve yalnız seyahat eden bir çocuk ile 12 uçuş görevlisi bulunuyordu. Bir kuş sürüsünün motorda arızaya neden olduğu.. ... ve uçağın düşmesine yol açtığı sanılıyor.
Salimos antes de tiempo y quizá eso causara algunos fallos técnicos.
İyi bir başlangıç yaptık ve bu birkaç arızaya neden olabilir.
Sabe que poseo memoria eidética.
Bildiğin gibi, nesneleri önceden algılayabilen bir hafızaya sahibim.
Nunca había conocido a nadie con memoria fotográfica.
Fotoğrafik hafızaya sahip biriyle daha önce hiç tanışmadım.
- Lo pusiste en la memoria.
- Yedek hafızaya atmışsın.
El que tenga la memoria perfecta, que podría predecir perfectamente.
Mükemmel bir hafızaya sahip olup kusursuz öngörülerde bulunan kişi.
El que tenga la memoria perfecta, que podria predecir perfectamente.
Mükemmel bir hafızaya sahip olup kusursuz öngörülerde bulunan kişi.
No encuentran la averia.
Arızaya dair hiçbir iz yok.
He guardado la mayoría de tus datos, pero no puedo procesar la información del amplificador.
Sendeki verilerin çoğunu hafızaya aldım ama güçlendiricide ilerleme kaydedemiyorum.
Darles los circuitos de Talyn que han estado fallando ultimamente... equipandolo con un arma no-letal me parece que sería lo más interesante
- Talyn'in devrelerinin son zamanlarda arızaya açık hale geldiklerini dikkate alırsak, Kendisini böyle ölümcül olmayan bir silahla donatmak bana herkesin yararına olacakmış gibi geliyor.
Es un mecanismo tranquilizador. Veinte minutos. Veinte minutos.
Hafızaya yerleştirmek için. 20 dakika. 20 dakika.
Necesito mirar sus caras y memorizarlas... para encontrar una que se parezca.
Yüzlerinize bakmalı ve hafızaya almalıyım ki bir eşleşme bulayım.
Averiguá sus horarios y memorizátelos.
Cindy'nin takvimini öğren ve hafızaya al.
Bueno, esperaré a que tu electricidad se vayan nuevamente.
Öyleyse, bir sonraki arızaya kadar beklerim.
- Fue una luz roja.
- Uçuş öncesi kontrollerinde bir arızaya rastladık.
- ¿ Llamaste a la familia?
Yetkililer kazayı, helikopterdeki teknik arızaya bağlıyor. Ailene ulaşabildin mi?
Todas estas cosas son consensuales.
Tüm bunlar da rızaya dayalıdır.