Translate.vc / español → turco / Zimbabwe
Zimbabwe traducir turco
122 traducción paralela
¿ Alguna otra sorpresa, como que, por ejemplo, tengo un supermercado en Zimbabwe?
Başka sürpriz var mı? Zimbabve'de bir bakkal dükkanım var mı mesela?
Podrías estar en Zimbabwe con Sandra.
Sandra ile Zimbabwe'de olmak da aynı.
¿ Qué tal por Zimbabwe? ¡ Aparta!
- Zimbabwe nasıldı?
- ¡ Fue Zimbawe!
- Zimbabwe'ydi.
Fui con el imbécil de mi novio. De mi ex...
Gerzek erkek arkadaşımla Zimbabwe'ye gittik ve ayrıldık.
Todavía no se ha liberado en Albania o Zimbabwe.
Daha Arnavutluk'ta ve Zimbabwe'de piyasaya sürülmedi.
- Zimbabwe y Kenia.
- Zimbabwe ve Kenya.
- Tomare un Zimbabwe con leche.
- Ben Zimbabve latte alayım. Ben de Kenya cappucino.
- Gracias.
Zimbabwe ve Kenya.
- Zimbabwe descafeinado con leche.
- Kafeinsiz Zimbabwe latte.
Y un Zimbabwe con leche y descremado.
Bir de kafeinsiz, yağsız sütlü Zimbabwe latte.
Un Zimbabwe, descafeinado, descremado, sin canela a la vista.
Zimbabwe, kafeinsiz, yağsız sütlü, köpüğü tarçınsız.
Recibimos una postal de Zimbabwe, creo.
Bir kıza Zimbabwe'den kart göndermişti.
Ah, Zimbabwe.
Ah, Zimbabwe.
Mira, querido es lo que compramos en Zimbabwe.
Bak canım, bunu Zimbabwe'den aldık.
¿ Y esa estampida en Zimbabue?
Ya Zimbabwe'deki izdiham?
Hice que se pusiera aquel chaleco de pelo y los pendientes que le trajo un amigo que fue Zimbabwe.
Tüylü kazağını giyip... bir arkadaşının Zimbabwe'den getirdiği küpeleri takmıştı.
De hecho, de los seis billones de personas en el mundo, estoy seguro que en el ranking estoy por debajo de las poblaciones de Zambia y Zimbabwe, pero si hay alguna forma de
Hatta senin için, dünyadaki 6 milyar insan içerisinde Zambiya ve Zimbabwe halkı arasında bir yerdeyim ama yine de senin için yapabileceğim...
Un suceso en Zimbabwe, en Japón... y, aunque no lo crean, en Alabama.
Zimbabwe'de çok büyük, Japonya da ve ister? ... inanın ister inanmayın ama Alabama'da.
El capitán no quiere oír esa mierda de Zimbabwe. Quita esa mierda.
Kaptan Zimbabwe vav-vav-vav'ını dinlemek istemiyor.
Ya. ¿ Y la capital de Zimbabwe también te la sabes?
Ya Zimbabwe'nin başkentini?
No, está en una tierra remota, como Zimbabwe o algo así.
Hayır, bazı uzak arazi, Zimbabve ya da bir şey gibi bulunmaktadır.
Todos los periodistas lo tienen claro
Daha önce girmekte zorlandığı ülkeler için. Zimbabwe gibi. Tüm gazetecilerin vardır.
Amenazando con arracar las bolas de Paxman y enviarlas a Zimbabue.
Paxman'in hayalarını koparma ve uçak postasıyla Zimbabwe'ye gönderme tehdidi.
Zimbabwe, Botswana, Matobo.
Zimbabwe, Botswana, Matobo.
Fundador y Gerente General de Proyecciones Ejecutivas una corporación multinacional fundada en Zimbabwe.
Yönetimsel Tahminler'in Kurucusu ve Genel Müdürü. Merkezi Zimbawde'de bulunan çokuluslu bir şirket.
Cuando la administración usó su plan... para la revuelta de Zimbabwe,... usted se convirtió en alguien importante en esta ciudad.
- Hükümet, Zimbabwe'deki isyan için sizin planınızı kullanınca, bu şehirde önemli bir insan oldunuz.
Ahora decimos Zimbabwe, ¿ no?
Artık Zimbabwe diyoruz, değil mi?
- ¿ Usted nació en Zimbabwe?
- Zimbabwe'de mi doğdun?
- Además, trajo... una hierba de Zimbabwe que te convierte en venado.
- Harika. Artı, manyak Zimbabve otu getirmiş adamı tam geyiğe çevirir.
Lo enviamos a Japón, N nueva Zelanda, Zimbabwe y Londres.
Japonya, Yeni Zelanda, Zimbabwe ve Londra'ya gönderdik.
Puedo conseguirles algunos asientos en Air Zimbabwe.
Zimbabwe Havayolları'nda bir boş yer ayarlayabilirim.
Para Zimbabwe.
Ama Zimbabwe'ye.
Lo sé, porque traficaba con diamantes de sangre de Zimbabwe.
Biliyorum, zamanında Zimbabve'den kanlı elmas kaçırıyordum.
Digo, este fantasma podría haber estado en Zimbabue ayer, por lo que sabemos.
Demek istediğim, bu hayalet dün Zimbabwe taraflarında olabilir
Viajando a Zimbabwe en misiones de paz.
Barış gönüllüleriyle Zimbabwe'de kamp yapıyordu.
Escucha, esta es la mierda de Estados Unidos, no la mierda de Zimbawe.
Dinle dostum, burası Amerika, kahrolası Zimbabwe değil.
¿ Zimbawe?
- Zimbabwe mi?
Es invertir en nuestro futuro, así que vamos a seguir hacia delante, juntos.
Robert Bioko. Zimbabwe Kültür ve Sanat Bakanı. Evet, onunla karşılaşmıştım.
Otra vez, estos representan cada pasaporte azul oscuro del mundo desde Argentina a Zimbabwe.
Bunlar Arjantin'den Zimbabwe'ye kadar dünyadaki bütün lacivert pasaportlar.
Mi espíritu nació en África pero mi cuerpo nació en Zimbabwe.
Bedenim Zimbabve'de doğdu ama ruhum Afrika'ya ait.
Me voy a Zimbabwe el viernes por la mañana.
Cuma sabahı Zimbabve'ye gidiyorum.
En Kenia uno de cada siete habitantes tiene VIH y sida y en Zimbabue, una de cada cuatro según un artículo del Human Rights Law Review de Nueva York.
New York İnsan Hakları dergisindeki makaleye göre Kenya'da her yedi kişiden birinde Zimbabwe'de ise her dört kişiden birinde AIDS veya HIV olduğu gözlemlenmiş.
Aquí, Zimbabue y Sharm el-Sheikh, en Egipto.
Burası, Zimbabwe ve Şarm El Şeyh, Mısır.
¡ Sólo por no haber ido a Zimbabwe a comprarle a alguien un puto bizcocho...!
Sadece Zimbabwe'ye gidip sikik bir pasta almadığım için!
Saquenlos de Zimbabue de donde obtienen las materias primas.
Doğal kaynaklar elde ettikleri Zimbabwe'den sepetle.
No se puede vivir con ellas... ni mandarlas a todas a Zimbabwe.
Onlarla yaşayamam Hepsini Zimbabve'ye göndermeli..
... y vi Ia filmación de una guerra, creo que en Darfur o Zimbabue o Ruanda.
eee bir savaşla ilgili, galiba Darfur'daydı ya da Zimbabwe veya Ruanda, bunlardan biri işte.
Tráeme un archivo en las actividades de enlace de inteligencia del Reino Unido para Zimbabwe de los últimos cinco años.
Danni! Zimbabve ile ilgili son beş seneye ait tüm istihbarat kayıtlarını istiyorum.
Ahora está en Zimbabwe.
O şu anda Zimbabwe'de.
- Aquí tienen Zimbabwe y Kenya.
- Buyurun.