Translate.vc / español → turco / Ácil
Ácil traducir turco
23,946 traducción paralela
La gente tuvo que ser evacuada de sus casas, los teléfonos de emergencia estaban comunicando.Tal vez...
İnsanlar evlerini terk etmek zorunda kaldılar. Acil servis telefonları susmadı.
También aprendí que es buena idea llevar siempre almendras en los bolsillos para las emergencias.
Ayrıca acil durumlar için cebimde her daim badem bulundurmayı öğrendim.
Traté a una chica en la sala de emergencia una vez que necesitó puntos de sutura después de un partido de derby del rodillo.
Acil serviste tekerlekli paten maçından sonra dikişe ihtiyacı olan bir kızı tedavi etmiştim.
No se preocupe, sucede a lo mejor de nosotros, y estoy feliz de que lo lleve al doctor Shuman de emergencia Lexapro, es decir, si su cerebro extranjero responderá a los SSRI.
Merak etme, en iyilerimizin başına bile gelebilir ve seni acil Lexapro için Dr. Shuman'a götürmekten mutluluk duyarım tabii uzaylı beynin antidepresanlara yanıt verirse.
Quiero hablar contigo de algo rápidamente, antes de que se levanten los niños.
Seninle acil bir şey konuşmam gerek. Çocuklar uyanmadan önce.
Tengo que irme.
Gitmem lazım, acil bir durum.
La necesitan. Encuentra la fuente.
Acil servisler baş ağrısı şikayeti gelen insanlarla dolup taşıyor.
Creo que hay un... creo que hay como un bolso de emergencia en algún lado.
Vekil öğretmen : Sanırım şurada... Şurada acil yardım çantası falan olacak.
- ¿ Es tan urgente?
- Bu kadar acil mi?
Es una emergencia.
Acil bir durum. - Ben...
Pero, señor, era urgente.
Efendim, acil bir durumdu.
¿ Es urgente?
Acil mi?
Su Alteza necesita hablar urgentemente con Su Majestad la Reina.
- Prenses Hazretlerinin Kraliçe Majesteleriyle acil konuşması gerekiyor.
Pero... ¿ ha sucedido algo urgente?
Acil bir durum mu var?
Te lo estoy pidiendo porque es urgente.
Senden istememin sebebi acil olması.
Es urgente.
Acil.
Sabes que no quiero uno.
Acil durumlar için. İstemediğimi biliyorsun.
- Tenemos que evacuar el edificio.
- Acil durum. Binayı tahliye edin.
Sí, entrada principal, salidas de emergencia, parking subterráneo, zonas de carga.
Evet, ön giriş, acil çıkışlar, yeraltı park yerleri, yükleme bölümü.
Exactamente, ¿ qué sabe el tablero sobre la enseñanza de los médicos de medicina de emergencia?
Kurul tam olarak acil servis doktorlarını eğitmeyi biliyor mu?
Ninguno de ellos ha trabajado en una sala de emergencias
Hiçbiri acil serviste çalışmamıştır.
Ese es el trabajo del director de ER.
Bu, acil servis yöneticisinin işidir.
El programa de residencia en los Ángeles Memorial es insuperable, especialmente el servicio de urgencias.
Angels Memorial'daki stajyer programı rakipsizdir... is second to none,... özellikle de acil servis departmanındaki.
Y honestamente, un viaje a emergencias... parecía una buena excusa para alejarnos de nuestros niños.
Açıkçası acil servise bir seyahat çocuklardan uzaklaşmak için iyi bir bahaneymiş gibi geldi.
- Apresúrate con en ese TPA, por favor.
- Acil bir CDU ayarlayın.
Dime por qué está todavía en mi sala de emergencias.
O yüzden bana neden acil servisimde olduğunu söyleyin.
Había zonas de emergencia como esta en todas las ciudades.
Tüm şehirlerde bunun gibi acil toplanma yerleri bulunuyor.
Yo... tuve una emergencia.
Benim... Acil bir durum vardı.
Bueno, yo también tuve una emergencia.
Benim için de acil bir durum vardı.
Es una emergencia.
Bu acil bir durum.
¿ Cuál es la emergencia?
Nedir bu acil olan şey?
Sé que no parece una emergencia, pero si no voy, llamará a emergencias.
Kulağa acil bir durum gibi gelmiyor. Ama halletmezsem polisi arar.
Bueno, si te hubiera hecho caso no donando a la Radio Pública Nacional, no nos habrían dado esta radio de emergencia gratis que le volvimos a regalar a Jay y Gloria.
Seni dinleyip Devlet Radyosu'na bağış yapmasaydım bu bedava acil durum radyosuna sahip olamayıp bunu Jay'le Gloria'ya hediye edemeyecektik.
Bueno, hay una válvula de emergencia.
Aslında acil durum vanası vardı.
Jerry, tu mensaje decía que era urgente.
- Jerry, mesajında acil demişsin.
No tienes pinta de que sea tan urgente.
Acil bir durum yaşıyor gibi gelmedin.
Estamos simulando una emergencia táctica.
Şu anda acil bir taktiksel rol canlandırmanın içindeyiz.
Dijiste que era una emergencia, que lo volverías a dormir.
Acil olduğunu söylemiştin. Onu tekrar uyutacağını söylemiştin.
Este es el procedimiento que podemos hacer para comprar el tiempo para salvar la vida de esta chica en la sala de emergencias
- Acil serviste bu kızın hayatını kurtarmak için bize zaman kazandıracak tek bir prosedür var.
Reboa no está aprobado para la sala de emergencias
REBOA acil serviste yapılamaz.
Me escapé...
Acil servisten...
Estamos acostumbrados a situaciones de emergencia.
Biz acil durumlara alışkınız.
Ella es originalmente una enfermera en Pacificador de ayuda de emergencia.
Aslında Barış birliklerinin acil servisinde hemşire.
Hay una transferencia urgente de los Mowuru Company.
Mowuru Bölüğünden acil bir tayin var.
Nos estamos uniendo a un cuerpo del ejército normal... así que no habrá ninguna misión de emergencia.
Normal bir orduya katılacağız. O yüzden artık acil durum görevleri olmayacak.
Lo han hecho bien... a pesar de estar en una emergencia... y de la ausencia del Sargento Mayor.
Hepiniz iyi iş çıkardınız. Acil bir durumda olmanıza ve Başçavuş ortada olmamasına rağmen.
Comunicado urgente.
Acil durum.
Necesitamos urgentemente sangre AB.
Acil AB kana ihtiyacımız var.
Es urgente.
Acil durum.
Las cirugías urgentes han terminado.
Acil ameliyatlar bitti.
Solo se reúnen en casos de emergencia.
Sadece acil durumlarda toplanırlar.