English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Ía

Ía traducir turco

110 traducción paralela
El ayer volv ía a alzarse ante nosotros.
Geçmiş tekrar önümüze çıkmıştı.
El motor todav ía está caliente.
Hala sıcak.
Todav ía tiene hambre.
Hala aç.
¡ Todav ía no!
Delirdin mi! Henüz değil!
- Nos env ía tu madre.
Bizi anneniz gönderdi...
Miraba mi cuerpo y no se atrev ía a tocarme.
Sadece bana bakıyordu... Dokunmaya cesaret edemiyordu...
He tenido que des v estirle yo, si no, todav ía estaríamos allí.
Elbiselerini ben çıkardım yoksa öyle kalacaktık...
He'mosa e'es tú, a'iga'ía, co'o Tirsa.
Çok gü'ee'lsin. Askïm, Tirzah gibi.
" por librar al mundo de la tiran ía y la opresión.
"... büyük bir metanet ve kararlılıkla görevine devam etmiştir. "
Prefer + ía vivir con un chico, en vez de con mis padres por lo que tom + é el primero disponible.
Ailem yerine bir oğlanla yaşamayı tercih ettim böylece uygun olanı yakaladım.
Todo lo que realmente quer + ía era dormir con + él porque cuando era m + ás joven, sol + ía pensar que la vida comenzaba cuando hac + ías el amor.
Tek istediğim onunla yatmaktı. Çocukken düşünürdüm. Hayat seviştiğinde başlıyor.
Si lo hubiera disfrutado menos, posiblemente no estar + ía aqu + í.
Daha az keyfini alsaydım, burada olmayabilirdim.
No, est + ábamos en los ba + - os de una gasoliner + ía.
Hayır, bir benzin istasyonu tuvaletindeydik.
Quer + ía pedir avent + ¦ n.
Otostop yapmak istedim.
Ten + ía la fantas + ía de que las historias de amor siempre suceden frente al mar.
Aşk hikayelerinin daima kumsalda başladığına dair bir fantezim vardı.
Parec + ía tan enamorado, que lo hubiera seguido al fin del mundo.
Çok aşık olmuş gibiydi, Onun peşinden Çin'e gittim.
Dijo que hab + ía entrado en su cabeza como Cointreau.
Cointreau gibi onu sersemlettiğimi söyledi.
Est + ábamos en un restaurante, y yo no sab + ía que hab + ía una puerta trasera as + í que lo esper + é hasta la hora de cierre.
Restoranın bilmediğim bir arka kapısı vardı kapanış saatine kadar onu bekledim.
El patr + ¦ n viv + ía en el piso de arriba.
Müdür yukarıda kalırdı.
Su cuarto ol + ía a frituras pero ten + ía manos suaves y gentiles.
Odası yağ kokardı. Yumuşak, narin elleri vardı.
TáNo podr + ía creerlo!
Hayal bile edemezsiniz.
El juez me dijo que ten + ía la gente m + ás deprimida de Francia.
Yargıç, onun Fransa'nın en bunalımlı insanı olduğunu söyledi.
Cuando vio que ten + ía lo ojos enrojecidos por las I + ágrimas me dio su pa + - uelo.
Ağladığımı gördüğünde bana mendilini verdi.
Alguna gente naci + ¦ para ser feliz, pero yo fui enga + - ada cada d + ía de mi vida.
Bazı insanlar mutlu olmak için doğar. Ömrümün her günü kandırıldım.
Cuando era peque + - a, todo lo que quer + ía era crecer tan r + ápido como pudiera.
Ben küçükken tek istediğim büyümekti. Olabildiğince hızlı büyümek.
No tan solo estoy corta de... agallas. Temo que est + é fr + ía. TáPor supuesto que est + á fr + ía!
Hayır, sadece biraz. cesaretten yoksunum.
No se tira una bombilla de luz cuando todav + ía funciona.
İyi yanan bir ampulü atmazsın.
Mujeres consumidas, son mi mercanc + ía de cambio.
Tükenmiş kadınlar benim sermayemdir.
T ¬ Con sus ojos y trasero, no se ahogar + ía usted?
Ondaki bu gözler ve popoyla, sen de kendini suda boğarmıydın?
T ¬ Se enfermar + ía si sonriera de vez en cuando?
Ara sıra gülmek seni rahatsız mı ediyor?
Deber + ía estar en una heladera con una etiqueta en el pi + é.
Aayak parmağında bir etiketle morg dolabında olmalısın.
Deber + ía haberlo sabido.
Bilmeliydim.
- Que meter + ía la pata.
- İçine ettim.
Dir + ía que estoy tan disponible que me enferma.
Söylerim! Çok müsaidim, bu başımı döndürüyor.
No, no es lo que hab + ía imaginado.
Hayır, bu düşlediğim gibi değil.
T ¬ Una peque + - a demostraci + ¦ n la tranquilizar + ía?
Bir gösteri sana güvence verebilir mi?
Con cuchillos en mi est + ¦ mago, dif + ícilmente me importar + ía.
Karnımda bıçaklarla, olacak gibi değil.
Ten + ía taquicardia.
Kalp çarpıntısı vardı.
Quer + ía alguien que me abrace.
Bana sarılacak birini istiyordum.
Solo necesita algo de gu + ía.
Sadece biraz yönlendirmeye ihtiyacın var.
No existe el mal camino, solo la mala compa + - + ía.
Yanlış yol yok, kötü arkadaşlıklar var sadece.
T ¬ Que har + é durante el d + ía?
Gündüz ne yapacağım?
Su tipo de cortes + ía lleva directo a la cama.
Nezaket biçimin, heteroseksüelleri yoldan çıkarır.
T ¬ Me escapar + ía con todo eso?
Bunlarla sıvışabilir miyim sanıyorsun?
Nadie me lo hab + ía dicho.
Kimse bana söylemedi.
T ¬ Recuerdas tu teor + ía de la suerte?
Senin şu şans kuramını hatırlıyor musun?
Sin m + í estar + ía muerta.
Üzerime düştü. Hayatını kurtardım.
T ¬ Lo hab + ía hecho antes?
Bunu daha önce yaptın mı?
No ten + ía el blanco correcto.
Doğru hedeften yoksundum.
T ¬ Se enfermar + ía si sonriera de vez en cuando?
Ara sıra gülmek sen rahatsız mı eder.?
Se decepcionar + ía.
Hüsrana uğrarsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]