Translate.vc / español → turco / Ñoño
Ñoño traducir turco
192 traducción paralela
Es una lástima que seas tan ñoño.
Klişe biri olman ne kötü.
¡ Porque nos estamos divirtiendo y quiero que dure unos días, ñoño!
Çünkü eğleniyoruz ve birkaç gün daha sürmesini istiyorum klişe bey!
Pero esto... Es demasiado ñoño.
Ama bu fazlasıyla bayat.
Nuestros expertos lo describen como... "un tipo espantosamente aburrido, carente de imaginación... "... tímido, ñoño, fácilmente dominable sin sentido del humor, aburrida compañía e irreprimiblemente desabrido y horrible. "
Uzmanlarımız sizi "korkunç derece sıkıcı", "hayal gücü kıt", "utangaç, iradesiz," "kolayca hükmedilebilir", "espri anlayışı olmayan," "can sıkıcı" ve "önüne geçilmez bir şekilde tekdüze ve berbat" diye nitelendirdiler.
¿ Vendes huevos, nono? No, los compré.
- Yumurtalarını satıyor musun, dede?
Descansa unos minutos, nonno.
Bir kaç dakika dinlen Nono.
Dejaré aquí al abuelo y tomaré ese cuarto.
Nono'yu burada bırakıp şu odayı da ben alıyorum.
- Ahora no, nonno.
Şimdi olmaz Nono.
Se han cargado a Nono. - ¿ Qué?
Nono'yu vurdular.
Ya voy, querido Nono.
Geliyorum Nono canım.
- ¿ Qué es lo que quiere mi Nono?
- Benim Nono'm ne istiyormuş?
No porque sea malo ser la madre de Nono.
Nono'nun annesi olarak anılmak :
Van a despertar a Nono...
Nono'yu uyandıracaklar.
¿ Nono un chulo?
Pezevenk mi?
Ah, no.
Nono mu?
Nadie va a suponer que aserré las tablas para hacer caer a un hombre en la mierda, un hombre que hubiera podido morir ahogado ; eso se ha visto... Basta. Deja de hacer el idiota, Nono.
Kim ki döşemeyi kestiğimi ve bu yüzden adamın düşüp belki de ölebileceğini söylemeye cüret ederse Salak gibi davranmayı bırak Nono kariyerimi mahvedip tabiatıma ters biri olmakla ve ciddi bir cürüm işlemekle suçlamış olacaktır.
¡ Te enfadas con Nono porque es un hombre de verdad!
Nono gerçek bir erkek diye ona kızıyorsun.
Ven aquí Nono, mi hombrecito.
Nono, benim küçük güçlü erkeğim.
- No para disparar, Nono.
- Ateş etmek yok Nono.
¡ Basta, Nono!
Kes şunu Nono!
Deja a Nono solo.
Nono'yu rahat bırak.
No hagas el tonto con la muerte, Nono.
Ölümle dalga geçme Nono.
Pobre Nono.
Zavallı Nono...
Tú, yo, Huguette, Nono.... Todos buenos tipos con buenas intenciones...
Sen, Huguette, ben iyi niyet dolu ve çok az hesaba katılan tüm siyahlar?
¿ Y tú y Nono?
Peki ya sen ve Nono?
Yo quiero a Nono.
Ben Nono'yu seviyorum.
¿ Has visto las manos de Nono?
Nono'nun ellerini gördün mü?
¡ Nono puede ponerse antipático!
Nono kötü şeyler yapabilir!
Nono...
Nono...
Pasa por ti, por Huguette, Nono, Marcaillou.
Huguette'i, Nono'yu, Marcaillou'yu öldürüp öldürmemek sana kalmıştı.
Nono. Ése es el nombre del jefe del Feria.
Nono, Feria'nın patronunun ismi bu.
Así es. Nono.
Haklısın, Nono.
Nono es el contacto que buscas.
Nono'ya başvurmalısın.
Le agradarías a Nono.
Nono seni sevecek.
Mira a Nono.
Nono'ya bak.
Hola, Nono.
Merhaba Nono.
Y si dejas que Nono te joda, ¿ por qué no me dejas a mí?
Nono'nun seni becermesine izin verdiğin halde neden bana vermiyorsun?
No deberías creer todo lo que te dice Nono.
Ama Nono hakkında duyduğun herşeye inanmazsan iyi edersin.
Bien, lo hice con Nono.
Tamam, Nono'yla yaptım.
- Pero Nono fue el que jodió, ¿ no?
- Ama siken Nono'ydu, değil mi?
Te acostaste con Nono, y eso no es un delito.
Sen Nono ile yattın ve bu bir suç değil.
Seguramente, Nono también lo disfrutó.
Eminim Nono'nun da hoşuna gitmiştir.
Puedo imaginar a Nono.
Ben görürüm o Nono'yu.
En su juego con Querelle, Nono ve una manifestación... energética y jactanciosa de una excitación... que cree haber descubierto en Querelle.
Nono, Querelle'le içinde bulunduğu oyunu... Quarelle'de keşfedilmesi gerektiğine inandığı azgınlığın... enerjik nasıl denirse, övüngen bir başkaldırısı olarak görüyor.
un poco de diversión agradable la cual Nono también consiente... debido a sus hombros poderosos.
Güçlü omuzları yüzünden... İçinde Nono'nun da günah çıkardığı keyifli bir eğlence.
Nono acordó joder a Querelle más o menos para ser amable.
Nono, Querelle'i becermenin ne daha iyi ne de daha kötü olabileceğine karar verdi.
Debido a la fortaleza de Querelle, Nono no sentía desprecio por él.
Quarelle'in gücü yüzünden, Nono, ona karşı bir küçümseme hissetmiyordu.
Nono no me quiere... pero siento más y más que algo nuevo está sucediendo.
Nono beni sevmiyor... ama ben giderek artarak yeni birşeyin olduğunu hissediyorum.
Un sentimiento me ata a Nono.
Beni Nono'ya bağlayan bir duygu.
Nunca admitiría que Nono me domina sólo porque me jode.
Sadece, Nono beni becerdiği için beni domine ettiğini asla kabul edemem.
Por estas razones... he perdido el deseo de continuar jugando este juego con Nono.
Bu sebeplerden ötürü... Nono ile oyunlar oynamaya devam etme tutkumu kaybettim.