English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / 2

2 traducir turco

78,680 traducción paralela
Je l'espère, car j'ai appris que tu avais refusé un client valant 2 milliards.
Umarım yalandır çünkü yatırım şirketinin 2 milyar değerindeki bir müşteriyi reddettiğini duydum.
2 ans, 5 mois, 12 jours
İki sene, beş ay, on iki gün.
Tu dois décider si tu veux vraiment passer les 2 prochaines années à me faire chercher ou bien sauver ce qu'il reste de ta vie.
Sanırım şimdi önündeki iki seneyi gerçekten benimle uğraşarak mı geçireceksin yoksa hayatının geri kalanını mı kurtaracaksın, karar vermen gerekiyor.
Tu as refusé un client dont la société vaut 2 milliards.
Yatırım şirketi 2 milyar değerindeki bir müşteriyi reddettiğini duydum.
Gains estimés à 2 % de croissance par an.
Kazancın yıllık artış tahmini % 2.
On aurait pu travailler ensemble pendant 60 à 90 jours avant de commencer cela. - Mais je ne pourrai pas y aller en moins de 7 à 10 jours ouvrés. - Ce ne serait pas productif.
İşe başlamadan önce 2-3 ay kadar daha yakından çalışabileceğimizi düşünmüştüm sadece.
Donc nous pourrions rester assis ici pendant les 2 prochaines années en attendant qu'il te parle, ou nous pouvons allumer un feu sous son cul en lui rappelant que Sutter est dehors, pendant que lui est enfermé ici.
O yüzden gelecek iki yıl boyunca burada oturup... onun sana anlatmasını bekleyebiliriz, ya da... o buradayken Sutter'ın dışarıda bir yerlerde olduğunu hatırlatarak götünü tutuştururuz.
Vous avez une villa dans le sud de la France. Vous avez 2 yachts...
Fransa'nın güneyinde bir villanız var.
- Et alors quoi?
2 tane yatınız var. Ne farkeder?
Je nous ai trouvé 2 nouveaux clients.
Bize iki yeni müşteri buldum.
Tu sais, j'ai toujours su que Jill et moi étions de 2 mondes différents.
Her zaman Jill ile iki ayrı dünyanın insanı olduğumuzu düşündüm.
Un sucre et cannelle pour Déesse 2.
İkinci tanrıça için ise tarçınlı donat.
Si tu ne donnes rien à Cahill bientôt, tu resteras ici les deux prochaines années.
Eğer Cahill'e hemen bir şeyler vermezsen, 2 yıl boyunca burada kalacaksın.
- Il voulait passer un accord il y a 2 h. J'ai accepté.
- İki saat önce anlaşmak için geldi, ben de anlaştım.
Mon cul, tu es prêt à laisser 2 enfants seuls pour ta précieuse liberté.
Hadi oradan, kendi özgürlüğün için iki küçük çocuğu yalnız bırakmaya niyetlisin.
J'ai vu que tu avais appelé 2 fois.
- İki kere aramışsın gördüm. Çok üzgünüm geç kaldım.
Opération Cobra Partie 2.
Kobra operasyonu ikinci bölüm.
Moi et un autre soldat avons porté un équipier deux fois plus gros, et plus salement blessé que toi sur 10 km de terrain accidenté à 1500m d'altitude en deux heures.
Bir asker ve ben, senin iki katın büyüklükte ve senden çok daha kötü vurulmuş bir arkadaşımızı 1500 metredeki bozuk arazide 10 kilometre öteye 2 saatte taşıdık.
Ils disent que l'intégralité du cast retournent à la maison pour la saison 2.
İkinci sezon için bütün kadronun eve döneceğini söylemişlerdi.
On peut atteindre 7 200 000 ou 7 300 000 si j'appelle ma mère. Plutôt 7 200 000.
Ben de 7.2'ye çikarabilirim, annemi ararsam 7,3 olur yani büyük ihtimalle 7.2.
Plus que 2 choix.
iki tane kaldi, Spence.
Ça fait 2 fois en 3 ans que ma carrière se termine.
Kariyerim üç yıl içinde ikinci kez bitti.
Or, on possède que 2 joueurs capables de faire ça.
Bu arada belki iki oyuncu... -... o koşuyu paylaşabiliyorlar.
Tu seras sur la route pendant 2 mois.
Gelecek birkaç ay için yollarda olacaksın.
- La 2. Je te montre.
Ondan geçireceğim.
On est le mercredi 12, il est 14 h 15, et cette vidéo servira de preuve de ce qui s'est vraiment passé sur le plateau aujourd'hui.
Saat 2 : 15, Çarşamba, ayın 12'si ve bu kayıt bugün sette gerçekten olanlarla ilgili kanıt niteliğinde olacak.
Comme vous le savez, l'Amérique est tombée amoureuse de deux Shelby, de deux Matt et de deux Lee.
Bildiğiniz gibi Amerika 2 Shelby'ye, 2 Matt'e ve 2 Lee'ye aşık oldu.
On est à 2 minutes de la zone du blackout et à 10 minutes de l'hôtel depuis lequel l'Agent Rodriguez a appelé.
Karartma bölgesinden 2 dakika ve Ajan Rodriguez'in seni aradığı otelden 10 dakika uzaktayız.
- On a moins de deux minutes.
2 dakikadan az vaktimiz kaldı. - Tamam.
On est en direct dans 4, 3, 2...
Yayına giriyoruz, 4, 3, 2...
- Deux personnes sont mortes dans un crash
- Helikopter kazasında 2 insan öldü...
Avant ça, il a passé deux ans à la prison de South Ridge.
Ondan önce Güney Ridge hapishanesinde 2 yıl yatmış.
Je m'en fous. 2...
Umurumda değil.
2.
2.
Votre contrat vous lie à la série encore 2 ans.
Kontrata göre 2 yıl daha eski şovuna bağlasın.
Et même si tout le monde acceptait de passer l'éponge, tu n'aurais pas le droit de travailler pendant 2 ans.
Kanal yönetimindeki herkes birden hani olmaz ya affettiler diyelim yine de yasalara göre önümüzdeki 2 yıl daha hiçbir yerde çalışamazsın.
Sauf 2 minutes, au tout début.
Başlangıçtaki 2 dakika hariç, tümünü.
Qu'est-ce que j'ai pu faire, 2 minutes sans toi?
Sen olmadan ben o 2 dakika ne yaptım acaba?
On s'est roulé des pelles 7 fois et on s'est caressés 2 fois.
7 kere takıldık ve 2 kere seviştik.
Dans deux ans, je prends ma retraite. Ma femme préférée et moi irons vivre là-bas.
Ve 2 yıl içerisinde emekli olup, oraya taşınacağız.
D'ici là, j'ai l'intention, pendant les deux années à venir, de travailler sans douleur et sans drame.
O zamana kadar da, bu 2 yılımı sessiz, sedasız acısız ve dramadan uzak bir şekilde geçirmek istiyorum.
Comme si j'étais sous morphine. C'est comme ça que je compte passer ces deux ans.
Sanki narkoz almışım gibi, Kevin, bu 2 yılı öyle geçirmek istiyorum.
Je sais pas quoi faire. Ils veulent que je fasse au moins 2 ans de plus.
Ne yapacağımı bilmiyorum, sanki... sanki beni 2 yıllığına kilit altına almış gibiler belki de daha fazla.
Il existe 2 autres sites.
Başka yerler de var.
La consommation énergétique d'un Américain équivaut à 1,5 fois celle d'un Français, 2,5 fois celle d'un Japonais, 10 fois celle d'un Chinois, 34 fois celle d'un Indien et 61 fois celle d'un Nigérien.
Bir Amerikalının evde harcadığı elektrik miktarı 1,5 Fransız, 2,5 Japon, 10 Çinli, 34 Hintli ve 61 Nijeryalının harcadığıyla eş değer.
Les récifs coralliens commenceront à mourir avant le cap des 2 degrés.
Dünyadaki mercan kayalıkları henüz 2 dereceye bile çıkmadan bozulmaya başladı.
Les prévisions parlent de 1,5 à 2 degrés.
1,5 – 2 dereceyi göreceğimiz tahmin ediliyor.
Plus de 2 millions d'habitants sont reliés à ce réseau.
İki milyonu aşkın vatandaş, bir şebekeye elektrik sağlıyor.
Il prévoit de garder le réchauffement climatique sous la barre des 2 degrés, avec l'objectif de 1,5 degré.
Paris Anlaşması küresel ısınmayı 1,5 derece civarında tutmak için çabalarken, genel olarak 2 derecenin altında tutmayı amaçlıyor.
Il est arrivé à Hawaii il y a 2 jours sous un pseudo.
Sahte bir isimle iki gün önce Havvaii'ye iniş yapmış.
Il y a 2 semaines, on a intercepté une communication entre lui et Morad qui parlait d'un deal pour le "Greystone".
İki hafta önce de Greystone için Morad ile... anlaşma yapmaya çalıştığı konuşmalarına ulaştık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]