Translate.vc / francés → turco / Alison
Alison traducir turco
2,549 traducción paralela
- Alison.
- Alison.
C'est Alison.
Alison'lasın.
Tu ne dois jamais revoir Alison.
Alison'ı bir daha asla göremezsin.
Alison est en vie?
Alison yaşıyor mu?
C'est tellement pas marrant, Alison.
Hiç komik değil Alison!
Mon dieu, aide moi Alison, en fait, je t'aime bien.
Tanrı yardımcım olsun, Alison. Senden hoşlanıyorum.
On a jamais couché ensemble.
Hiç seks yapmadık, Alison.
Pourquoi avez-vous engagé un détective privé l'été où Alison a disparu?
Alison'ın kaybolduğu yaz niye özel dedektif tuttunuz?
Merde, Alison, j'ai dit stop!
Lanet olsun, Ali. Dur dedim!
Alison?
Alison?
J'ai peur pour toi, Alison.
Beni korkuttun, Alison.
Un peu.
- Ben, Alison.
Vas-y mollo, Derrick.
Alison, ben Raylan Givens.
Alison, Raylan Givens. Avec toutes les ressources considérables de notre bureau, on laisse un fugitif s'enfuir, mais j'ai réussi à avoir votre numéro.
Evet, teşkilatımın bütün kaynaklarımızı kullandım bir kaçağı elden kaçırdık ama senin numaranı bulmayı becerdim.
Le rendez-vous que tu as annulé quand tu étais venu ici. Il parle de Alison.
Buraya gelmek için iptal ettiğin randevu.
Je sais de qui il parle.
- Alison'ı kastediyor.
Ouais, ouais, Alison.
- Kimi kastettiğini anladım. Evet. Evet, evet.
C'est quoi le problème?
Alison.
- c'est la faute de Alison?
-... hepsi Alison'ın suçu mu?
Tu fais ce que tu veux avec ta vie... Mais tu t'approches encore d'Alison, au meilleur des cas, tu finis en taule...
Kendi hayatınla dilediğini yap ama bir daha Alison'ın yanına yaklaşırsan en iyi durumda hapse düşersin...
- Alison?
- Alison mı?
Peut-être qu'il donne à son complice le temps de prendre ce qu'ils - sont venus chercher. - Tu crois qu'Alison
Buraya ne için gelmişlerse, belki de ortağına alması için zaman kazandırıyordu.
- essaies de voler un truc ici?
- Alison'ın burayı soymaya çalıştığını mı düşünüyorsun?
Je donnerai ceux-là à Cosima et Alison.
Bunları Cosima ile Alison'a vereceğim.
Alison, s'il te plait.
Alison, lütfen.
Laisse tomber.
Bırak bunu. Alison Hendricks...
Elle fait du théâtre avec Alison.
Alison'ın oyundan arkadaşı.
Salut, Donnie.
Alison. Merhaba Donnie.
Je suis désolée.
Tanrım, Alison. Çok üzgünüm ama gelemem.
Ok, Alison, je suis vraiment désolé,
Peki, Alison. Gerçekten çok üzgünüm ama gitmem lazım.
Je suis désolé, Alison.
Kusura bakma Alison.
Comment va tante Alison?
Alison teyzesi ne iş peşindeymiş?
Alison, c'est bon.
Alison, yapma.
Le numéro d'ouverture d'Alison est demain.
Alison'ın müzikali yarın başlıyor.
Que quelqu'un appelle un docteur!
Alison. Biri doktor çağırsın. Biri doktor çağırsın.
C'est bien, Chelsea.
Aferin Chelsea. Aferin Chelsea. Bu kadar çabuk mu gidiyorsun Bayan Alison?
Alison a vu
- Neyi kastettiğimi anladın.
- le bail. - Elle m'a dit.
- Alison kira sözleşmesini gördü.
Alison est en convalescence.
Alison tedavi görüyor.
Je ne veux pas lui parler.
- Alison. Onunla konuşmak istemiyorum.
Alison, ce n'est pas une histoire d'excuses.
Alison, olay özür dilemek değil.
Alison, jusqu'à ce que tu commences à prendre cet endroit sérieusement, je ne pense pas que ce soit un bon environnement pour eux.
Alison, sen burayı ciddiye almadığın sürece buranın onlar için iyi bir yer olacağını sanmıyorum.
Quand je reviens, on va sortir Alison de sa cure de désintox.
Geldiğimde Alison'ı rehabilitasyondan çıkaralım.
Je te donnerais ta saleté, Alison Hendrix. mais vous retirez mes charges et j'en ai fini.
Alison Hendrix'in sakladığı pisliği sana vereceğim sonra tüm suçlamalar düşecek ve işim bitecek.
Et Alison,
Ve Alison.
Je suis Alison.
- Raylan.
Je suis vraiment désolée.
Alison? Başın sağ olsun.
Arrête!
Alison. Dursana!
Désolée.
Alison. - Pardon.
C'est Allison.
- Bu Alison.
Alison.
Alison.