Translate.vc / francés → turco / Alma
Alma traducir turco
7,096 traducción paralela
Dans un divorce, j'aurais droit à la moitié de tes biens, et à la moitié de ta pension.
Boşanma durumunda birikiminin ve mallarının yarısını alma hakkım var.
Ne prends pas ce qui n'est pas à toi.
Sana ait olmayanı alma.
On vous a arnaquée, mais ne pensez par être spéciale, d'accord?
Dolandırıldın, ama kişisel alma, olur mu? Onun ilk kurbanı değilsin.
Sur une échelle de un à dix, où se situe votre envie de prendre des choses qui ne vous appartiennent pas?
Bir ile on arası derecelendirirsen eğer senin olmayan şeyleri alma eğilimini kontrol etme olasığın nedir?
Au fait, mon offre d'achat pour le bar tient toujours.
Bu arada barı satın alma teklifim hala geçerli.
Nik et moi avons trouvé ça, maintenant que ton vil acte de contrainte a été révélé, il n'y a aucune raison pour ne pas reprendre là où on s'était arrêtés il y a 1000 ans.
Nik ve ben düşünüyoruz ki bu aşağılık etki altına alma hareketin ortaya çıktığına göre, gerçekten de bin yıl önce bıraktığımız yerden tekrar başlamamıza engel olacak bir şey yok.
Vas-tu employer la même tactique quand il s'agira de récupérer le médaillon de Lucien et Tristan?
Lucien ve Tristan'dan madalyonu alma vakti geldiğinde de, aynı taktiği mi uygulayacaksın?
Ne parle pas du fils bâtard!
Piç oğulun adını ağzına alma kadın!
Nous chevauchons ensemble!
Şimdi birlikte yol alma vaktidir!
Il est temps que Jingim trouve une nouvelle femme.
Bence Jingim için yeni bir eş alma vakti geldi.
Sa condition pour que je puisse rentrer dans le troupeau.
Beni tekrar cemaate geri alma şartıymış.
Selon la bourse, l'ordre d'achat pour les actions Edson a été passé à 14h48.
Hisse senedi kayıtlarına göre... Edson hisselerinden alma talebi öğleden sonra 2 : 48'de gelmiş.
Je vous envie votre capacité à me le prendre alors que je sais
Onu nasıl mutlu edeceğimi biliyorken benden alma kabiliyetine içerliyorum.
N'en veuillez pas à Larry.
Annesine yakındı ve yerini alma düşüncesinden nefret ediyor.
Comment puis-je prendre rendez-vous?
Bir görüşme alma şansım var mı?
Vous ne me prendrez pas!
Hayır! Beni alma!
Ne respire même pas!
Kıpırdama. - Ne? Nefes bile alma!
Ne prononce plus jamais son nom devant moi.
Adını bir daha ağzına alma.
Si tu fais ça, tu vas rater l'opportunité de revenir chez Harvey Specter.
Bunu yaparsanız Harvey Specter'dan intikam alma şansını da kaybedersiniz.
Il semble bien à l'aise d'acquérir cette propriété.
George'un mülkiyetini alma konusunda çok rahat görünüyor.
Vous allez manquer l'opportunité de vous venger de Harvey Specter.
Harvey Specter'dan intikam alma fırsatını da kaybedeceksiniz.
Tu veux utiliser le potentiel argent de Forstman pour passer un marché.
Fortsman'ın parasını alma fikrini kullanmak istiyorsun.
Ne la voit pas comme un modèle à suivre, Grant.
Rol modeli olarak sakın onu örnek alma Grant.
Tu vas seulement avoir un problème pour respirer.
Biraz nefes alma sorunu yaşayacaksın sadece.
Prends jamais d'Ocelot. C'est une plaie.
Asla evcil hayvan oalarak ocelot alma.
Peut-être est-il temps, Castiel. De les faire passer en premier.
Belki onları önceliğe alma zamanı geldi Castiel.
Je sais que je n'ai aucun droit de faire cela.
Bu aldığımı alma hakkım olmadığını biliyorum.
Tu m'as dit qu'on pourrait prendre l'Avatar sans problèmes.
Bana, Avatar'ı alma konusunda hiçbir sorun yaşamayacağımızı söylemiştin.
Je vais acheter des bougies.
- Ben gidip mum alayım. - Tamam ama kokulu olandan alma.
peut-être un peu trop tard. J'ai réussi à obtenir un échantillon du vaccin. et je suis en train de le tester.
Aşıdan örnek alma başardım ve şu an test ediyorum.
C'est la partie de ton cerveau qui prend des décisions.
Orası beynin karar alma kısmı.
C'est l'heure de prendre ce qui est à nous.
Bizim için doğru olanı alma zamanı.
Il n'y a pas de ventes, n'est-ce pas, Shaw?
Satın alma olmayacak değil mi Shaw?
Jack, ne m'achetez pas de café.
Jack, bana bir daha kahve alma.
Alors, arrêtez de parler d'argent sous la table.
Artık masa altından para alma işlerini bırakmalısın dostum.
J'étais nominé pour un ALMA l'an dernier.
Geçen sene ALMA'ya aday oldum. Dörtte bir Peruluyum.
Pourquoi tout le monde veut avoir ces... trucs, ces symboles de l'âge adulte.
Neden herkes böyle yetişkinlik simgesi olan şeyler alma ihtiyacı hissediyor?
Tu as un kit de collecte de sang dans ton sac?
Çantanda kan alma tüpü mü taşıyorsun?
Mate, tu vas devoir être sur un régime alimentaire pour le reste de la journée si vous êtes seulement autorisé à avoir 20 cuillères à café pour le reste de la journée.
Dostum, eğer günün geri kalanında sadece 20 tatlı kaşığı daha şeker alma iznin varsa günün geri kalanı için diyet yapmak gerekecek.
Cette expérience avec mes papilles m'a fait réaliser ce que les entreprises alimentaires ont toujours su - cette douceur ajoutant peut faire quoi que ce soit acceptable.
Tat alma cisimciklerimle yapmış olduğum bu test, yiyecek şirketlerinin başından beri bildikleri şeyi fark etmemi sağladı... bu şey yemek olarak sunulabilecek her şeye tatlılık katmak.
Vous pouvez avoir tout le LDL vous voulez, mais ne pas les.
İstediğin LDL'yi alabilirsin ama bunları sakın alma.
Un instrument de recrutement. Pour une force dangereuse.
- Çok tehlikeli bir kuvvet için işe alma aracı.
Aucun moyen de recruter.
Adam alma imkânımız yok.
Ne me prends pas comme ça.
Beni böyle alma.
Augmenter le rendement, tout en dimunant le risque de se faire prendre cela signifie retour sur investissement c'est même plus flagrant si ça se passe en interne.
Gideri arttırıyor ama görünürlüğü azaltıyor. Bu da stajyer başına daha çok yatırımımızın karşılığını alma anlamına geliyor.
Paul a changé de comportement apres l'ordre de restriction il avait peur de mettre en danger son futur
Paul davranışlarını uzaklaştırma alma ihtimaline karşı dizgine getirdi. Geleceğini tehlikeye atmaktan korkuyordu.
Je crois qu'il serait sage que nous fas - sions tous des exercices de respirations.
Yoksa ne mi olur? Ne... Nefes alma egzersizleri deneyelim mi?
J'ai réfléchi à ton offre d'achat.
vov. Bu yeri satın alma teklifin üzerinde düşünüyordum, bir şartla sana satarım.
- Elle respirait mal.
Nefes alma güçlüğü çekiyor.
Pas de douche, mon pote.
Yo yo yo, duş alma dostum tamam mı?
Des représailles?
Polisten intikam alma, kendini kanıtlamak isteyen yeni biri?