English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Amberson

Amberson traducir turco

107 traducción paralela
La splendeur des Amberson commença en 1873
Ambersonların ihtişamı 1873 yılında başladı.
Sur ce fond de décor, la splendeur des Amberson détonnait comme une fanfare à un enterrement.
Bu saf yapının tam zıttı olan Ambersonların ihtişamı, bir cenazedeki bando kadar dikkat çekiyordu. İşte orası!
La résidence Amberson
- Şehrin gururu!
Miss Amberson?
Hayır, Bay Morgan.
Non, M Morgan Miss Amberson n'est pas là
Bayan Amberson evde değil. Peki.
- Qui? - Isabelle
- Binbaşı Amberson'un kızı.
On la laissait le gâter. George Amberson Minafer, l'unique petit-fils du Major... répandait la terreur!
Isabel yine kendisini durduracak kimseyi bulamadı ve George Amberson Minafer, Binbaşı'nın tek torunu, müthiş haşarı bir çocuk oldu.
Quand il revint pour le Réveillon, il avait changé physiquement, mais son caquet n'avait pas été rabattu, loin de là.
George Amberson Üniversite ikinci sınıfta tatil için eve döndüğünde..... hak ettiği cezayı alacağını umanlar yine hayal kırıklığına uğradılar.
Jack Amberson Tout le monde le connaît
Herkesin onu tanıdığını sanırdım. Sanki herkes onu tanımak zorundaymış gibi bakıyor.
Ce doit être merveilleux, M Amberson Minafer
Harika olmalı, Bay Amberson. Yani Bay Minafer. - Harika olan nedir?
Ce que signifie être un Amberson
Bu şehirde gerçek bir Amberson'un ne demek olduğunu.
M Amberson
Bay Amberson...
Dès lors, le Major Amberson se plongea dans les plus profondes méditations de sa vie.
Şimdi Binbaşı Amberson, hayatının en derin düşüncesine dalıyordu.
Il devait maintenant préparer son entrée dans un monde inconnu où être un Amberson ne signifierait peut-être rien.
Binbaşı, Amberson olmanın hiçbir anlam ifade etmediği bilinmeyen bir dünyaya gitmek üzere hazırlanması gerektiğini biliyordu.
Si elle pense à moi, elle s'imagine que je danse encore dans le salle de bal de notre résidence qu'elle doit encore voir resplendissante
Beni düşünüyorsa eğer, hâlâ Amberson malikânesi balo salonunda dans ettiğimi sanıyordur. Muhtemelen malikânenin, hâlâ şehrin en güzel evi olduğunu sanıyordur.
George Amberson Minafer rentra chez lui à travers les étranges rues d'une étrange cité.
George Amberson Minafer yabancı bir şehrin yabancı sokaklarında eve doğru yavaşça yürüdü.
Dernier retour à la maison par National Avenue vers la résidence Amberson,
Bu eve son yürüyüşüydü. National Avenue'den, Amberson Bulvarı'nın girişindeki eski, büyük eve doğru yürümeye başladı.
Mesdames et Messieurs, La Splendeur des Amberson est tiré du roman de Booth Tarkington.
Bayanlar ve baylar, Muhteşem Ambersonlar Booth Tarkington'ın kitabından uyarlandı.
Major Amberson :
Binbaşı Amberson...
Surtout s'il travaille au Amberson Hall en août.
Ağustosta hala Amberson salonunda çalışmaya devam ederse.
Mike, le concierge du Amberson Hall, Charlie Gereson.
Mike, Ambersol binasının hademesi ve Charlie Gereson.
Il semble qu'il ait demandé à une jeune femme de l'accompagner à l'Amberson Hall sous un faux prétexte et qu'il l'ait attaquée.
"Amberson binasına gelmesi için..." "genç bir kızı ayarttığı anlaşılıyor..." "ve anlaşılan sonra ona saldırmış."
George Amberson Minafer s'en revint lentement de par les rues étranges d'une étrange cité.
George Amberson Minafer gözüne yabancı bir şehrin yabancı sokakları gibi gelen sokaklardan yavaşça eve doğru yürüdü.
LA SPLENDEUR DES AMBERSON Orson Welles, 1942 Orson Welles a inspiré plus de futurs réalisateurs que tout autre cinéaste depuis D. W. Griffith.
Orson Welles, D.W. Griffith'ten bu yana geleceğin yönetmenlerini en çok etkileyen yönetmen olmuştur.
Alex Amberson.
Alex Amberson.
Je cherche Alexandra Amberson.
Alexandra Amberson'u arıyorum.
Le calme, Mlle Amberson.
Bayan Amberson.
Vous ressemblez à Kate Anderson.
Kate Amberson'a benziyorsunuz.
Kate Amberson, on l'adore.
Kate Amberson. Kate Amberson'ı severiz.
On l'a toujours adorée.
Kate Amberson'ı her zaman sevmişizdir.
C'est Kate Amberson.
Kate Amberson bu.
Kate Amberson bordel de merde.
Kate Amberson yahu!
Mlle Amberson, avez-vous toujours rêvé d'être Miss Ice Cream de Warren?
Peki her zaman Warren, Ohio'nun dondurma kraliçesi mi olmak istediniz, Bayan Amberson?
James Amberson?
James Amberson?
James Amberson.
Adım James Amberson.
Amberson?
- Amberson? - Aynen.
Comme les Amberson de Castle Rock?
- Castle Rock'taki Amberson'lar mı?
La femme de mon cousin a épousé un Amberson, mais il venait du New Hampshire.
- Hayır. Eşimin kuzeni de bir Amberson'la evli fakat o New Hampshire'dandı.
M. Amberson.
Bay Amberson.
Jake Amberson.
- Jake Amberson.
M. Amberson, montez à 700 $ et elle est à vous. D'accord.
- Bay Amberson, 700 dolar derseniz anlaşırız.
LA SPLENDEUR DES AMBERSON
MUHTEŞEM AMBERSONLAR
Miss Amberson n'est pas là pour vous
Bayan Amberson sizin için evde değil, Bay Morgan.
- La fille du Major Amberson
Eugene Morgan onun en iyi talibi!
Ce sera un grand mariage, digne des Amberson!
Düğün büyük Amberson tarzı olacak :...
Tu ne dois pas
- Hiçbir Amberson onunla iş yapmamalı.
Les Amberson méprisent ces gens-là
- Konuştuğumuz konu bu değil.
L'autre est mon oncle Jack
Saygıdeğer Jack Amberson.
C'est certain, puisqu il est le fils d'Isabelle
Isabel Amberson'un oğlu.
Tu es une Amberson!
Ama sen benim annemsin. Sen bir Amberson'sun.
George Amberson Minafer s'était fait mater
George Amberson Minafer hak ettiği cezayı bulmuştu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]