Translate.vc / francés → turco / Arrest
Arrest traducir turco
34 traducción paralela
Le patient en respiration assistée est aphasique.
- Jack, arrest olan akciğer hastam şu an afazik. - Richards'ı mı diyorsun? Lanet olsun.
- elle fait un arrêt cardiaque.
Arrest geçiriyor. - 50 cc.
Appelle un titulaire quand il y a arrêt complet.
Tam arrest olduğu zaman kadrolu doktor çağır!
Arrêt cardio-pulmonaire.
Tam kardiyopulmoner arrest.
LES SOPRANO
Sopranolar 02x11 - House Arrest. Ev Hapsi.
"Citizen's Arrest" est dessus.
TV'de "Citizen's Arrest" var.
Pour l'instant on la traite.
Evet ama arrest oluncaya kadar tedavisine devam edeceğiz.
Ce sera par arrêt cardiopulmonaire compliqué par une affection du foie.
Rapora kardiyopulmoner arrest olarak yazılacak. Karaciğer hastalığına dayalı komplikasyon.
- Vite, je risque un arrêt cardiaque.
- Acele etsen iyi olur. Kardiyak arrest geçirmek üzereyim.
Lance Cummings is under arrest in San Bernadino and very annoyed with you.
Lance Cummings, San Bernadino'da tutuklandı ve sana da çok kızgın.
Les électrolytes et l'ECG sont normaux.
Elektrolitler ve arrest sonrası çekilen EKG'si normal.
- Sûrement un effondrement pulmonaire.
Bir başka respiratuar arrest olmalı.
Arrêt cardiaque plus hémorragie nasale.
Kardiyak arrest artı burun kanaması.
Donc, arrêt cardiaque et CIVD.
Öyleyse kardiyak arrest ve DIC.
Un adolescent avec une déformation craniofaciale allait subir une reconstruction plastique quand il a fait un arrêt cardiaque inexpliqué.
Kraniofasyal deformitesi olan bir genç yüz düzeltme ameliyatına gireceği sırada açıklanamayan bir kardiyak arrest geçirdi.
Garçon de 16 ans avec BAV de type 2, après arrêt cardiaque.
Arrest sonrası ikinci derece kalp bloğu gelişen 16 yaşında erkek hasta.
Inconnu / Arrêt cardiaque.
Bilinmeyen / Kardiyak Arrest.
La crise cardiaque peut indiquer une consommation importante.
Kardiyak arrest ciddi bir bağımlılığı olabileceği anlamına geliyor.
Tu as passé ta journée à faire des arrêts cardiaques, apparemment plus d'une fois.
Tüm gününü kardiyo tanısında geçirdin, görünüşe göre birden fazla. arrest, apparently more than once.
Le sang et le cœur, une tumeur du pancréas.
Platelet fonksiyon bozukluğu ve kardiyak arrest, pankreas tümörü olduğunu gösteriyor.
Vous voulez provoquer un arrêt cardiaque.
Kardiyak arrest oluşturmak mı istiyorsun?
Arrestation citoyenne.
101'Citizen's Arrest'
- Le patient a failli mourir deux fois.
İki defa arrest olmuş bir hastaya stabil mi diyorsun sen?
Pas de signe de cyanose, et l'endroit de la compression montre que la mort est due à la stimulation du nerf vagal et à l'arrêt cardiaque qui a suivi,
Siyanoz belirtileri yok. Basınç noktası, vagus nerve ve kardiyak arrest'i sıkıştırdığında ölüm meydana gelmiş
S'ils doivent revenir avec un mandat et m'arreter.
Vekaletname ile geri gelip beni tutuklamak için. Böyle mi düşünüyorsun? Whether to come back with a warrant and arrest me.
Elle est en arrêt.
Pekala, hasta arrest oluyor.
Il fait un arrêt cardiaque.
- Kardiyak arrest geçiriyor. - Ne?
Officiellement, il est décédé d'un arrêt cardiaque.
Resmi olarak, kardiyak arrest ile kaybedildi ; boğulmuş olarak getirildi.
- Arrest me then!
Öyleyse beni tutuklayın!
Le raid a fait 5 victimes et une arrest...
Baskın 5 ölü ve 1 tutuklama ile sonuçlandı...
Êtes-vous en train d'essayer de me vendre que vous,
Tolson'u tutukla! Tolson'u tutukla! Arrest Tolson!
Samson Hodiak, un raciste dans la police la plus fasciste d'Amérique, que vous allez traiter un homme noir justement?
Arrest Tolson! Culpepper'e sadece amcasının cinayetiyle ilgili birkaç sorumuz olacak.
C'est un crime d'être sexy Au nom de la loi, je t'arrête
If it's a crime to be sexy then you're under arrest
Arrêt cardiaque.
Kardiyak arrest geçiriyor. Kalbini tekrar çalıştırmak için uğraşıyoruz.