Translate.vc / francés → turco / Assemblé
Assemblé traducir turco
406 traducción paralela
Ils pensent que c'est une bonne loi. Ils l'envoient à l'Assemblé Nationale, pour un débat et un vote.
"Tamam, bu olmus" denince, tasari tartisilmasi ve oylanmasi için...
Le Sénat et l'Assemblé des Députés ont ensemble décrété qu'il sera approuvé l'emprunt d'une somme suffisante, afin de créer, un camp national de garçons, remboursable au Trésor des États Unis par une contribution des jeunes américains.
Çocuklara bir izci kampi yapilmasi için... daha sonra çocuklar tarafindan Maliye Bakanligina geri ödenmek üzere... gerekli miktarda paranin tahsisiyle ilgili yasa tasarisini... Senatoya ve Temsilciler Meclisine sunarim.
Chaque élément physique choisi avec soin et le tout assemblé.
Fiziki kısımların hepsi dikkatlice seçildi ve biraraya getirildi.
Car ils avaient assemblé leur trésor au sein d'une fournaise et soufflait sur le feu pour qu'il fasse fondre l'or.
Hazinelerini bir fırının ortasında topladılar ve onları eritmek için üstüne ateşi üflediler.
Le cheval avait été assemblé avec de la salive et de la cire à cacheter.
Herşey tükürük ve balmumuyla tekrar birleştirildi.
- C'est moi qui l'ai assemblé.
Ve Hoboken Zephyrs'te atıcılık yapıyor.
Jonathan le goéland, pour tes vols imprudents, pour refuser de rejoindre le clan au sein duquel tu es né, pour avoir tourné le dos aux traditions de ton clan assemblé ici.
Martı Jonathan patavatsız uçuşun için içinde doğduğun sürüne katılmayı reddettiğin için ve sürünün geleneklerine sırt çevirdiğin için burada toplandık.
Mais comme j'ai assemblé les pièces du puzzle... j'estime que le fric me revient.
Ama ben tüm parçalarï birlestirdigime göre paranïn bana ait oldugunu düsünüyorum.
- C'est vous qui l'avez assemblé! - C'est comme ça que vous le contrôlez?
Hareket ediyor!
Soudain, un silence pétrifia le groupe assemblé dans la cour du crématoire.
Sonra krematoryum avlusunda toplananların üzerine derin bir sessizlik çöktü.
Regarde tout ce qu'ils ont assemblé ici.
Bir de buradakilere baksana.
Dans ce coffre-fort, j'ai assemblé un dossier fascinant sur toi, ma chère, et sur le petit bateau de feu ton mari Andrew, qui a fait boum.
Bu kasada... seninle ilgili harika bir dosya hazırladım, tatlım. Ve tabii eski kocan Andrew'un bom diye giden teknesi.
Veuillez vous rendre à l'assemblé des anges ce soir à 21h30 au Roadhouse.
"Roadhouse'da saat 9 : 30'da yapılacak melekler toplantısına bekliyoruz."
En bref, je suis un mécanisme si finement conçu... et curieusement assemblé... que cela me déconcerte de penser... que je n'ai vendu que 115 copies de mon poème.
Uzun lafın kısası bir makinayı en ince parçasına kadar merakla bir araya getiririm.. ... böylece zihnimi düşünmeye zorlarım. Bu sayede şiirlerimden 115 tanesini sattım.
Et en ce veuil avec elle m'assemble
Ben de zaten istemem Onunla ters düşmeyi
Qui se ressemble s'assemble.
Aynı cinsteniz, bence birbirimize aitiz.
... s'assemble.
... mi toplaniyor?
Si on assemble ces accords, on peut chanter une chanson.
Sesleri bir araya getirip şarkı söyleyeceğiz.
Qui se ressemble s'assemble Comme on dit
Aynı tüyden gelme kuşlar olduğumuz söylenir.
Qui se ressemble s'assemble Comme on dit
Aynı tüyden geldiğimiz söylenir.
Qui se ressemble s'assemble Comme on dit
Aynı tüyden olduğumuzu söylerler.
Les pièces ne s'assemble pas?
Parçalar yerine oturmuyor mu?
Escaliers neufs qu'on n'ose fouler... escaliers antiques où on s'assemble. Escaliers riches offerts par les riches... escaliers pauvres et délabrés... escaliers légers...
Kimisi azametli ve yeni, o kadar yeni ki yalnız bırakılmış... kimisi de insanların ayrılmak istemediği, yılların aşındırdığı basamaklar... zenginlerin yaptırdığı gösterişli basamaklar zenginlere tahsis edilmişti... uzun süre önce unutulmuş insanlar tarafından yapılan bayağı basamaklar da halka...
Je pense tout bonnement : qui se ressemble s'assemble.
"Tüyün kuşları" en güzeli bence.
Euh, je ne suis pas exactement "tombe dessus"... je l'ai assemble au debut de mon sejour ici.
Edinmedim, doktor. Buradaki ilk aylarımda meydana getirdim. - Kahve hazır, efendim.
Qui se ressemble s'assemble.
Sorun ikimizin de aynı huya sahip olması.
- Qui se ressemble s'assemble. - Vous plaisantez?
Ya şaka yapıyorsunuz ya da kadınları hiç tanımıyorsunuz.
Une hypothèse selon laquelle "qui se ressemble s'assemble"... et qui, messieurs, est en soi un mensonge.
Onların düzeyinden beklenen... ve, Baylar, aslında yalan olan bir varsayım.
Qui se ressemble s'assemble, et dans le cas de Ralph, la réunion se fait dans le caniveau.
Akan su yolunu bulur, ve şimdi Ralph'e bir lağım çukurunda banyo yaptırıyor olsa gerek.
Qui se ressemble s'assemble.
Benzeşenler biraraya gelmeli.
Qui se ressemble s'assemble.
Canavarlar canavarlara ihtiyaç duyar.
Qui se ressemble s'assemble.
Birbirimizi canavar gibi sevelim.
Qui se ressemble s'assemble?
Canavar mıyız?
Comme devraient toujours être Ceux que le mariage assemble...
Tam yeni evli bir çiftin görülmesi gerektiği gibi...
Je lui prends des morceaux de verre que j'assemble avec de la colle invisible.
Camcıdan cam kırıntılarını alıyorum. Daha sonra şeffaf bir yapıştırıcıyla yapıştırıyorum.
"Qui se ressemble, s'assemble."
- Kuvvet doğar birlikteyken - Birlikteyken
On ne voit pas comment s'assemble le puzzle.
Bulmacanın neye benzediğini anlamamız çok zor görünüyor.
Cet enzyme est une petite molécule... mais il attrape les nucléotides, les assemble... et fait une "relecture". C'est un responsable essentiel... de la reproduction de toute cellule et de tout être sur Terre.
Bu minicik enzim ufak tefek olmasına rağmen, nükleotidleri yakalayıp doğru dizilişte yerlerine koyabiliyor, kontrol ederek okumayı biliyor, dünyada yaşayan tüm canlıların çoğalmalarında iş gören temel işlevden sorumludur.
J'ai dé couvert qu'elle é tait danseuse, venue en Angleterre avec une troupe amé ricaine. Elle est sans é ducation et visiblement vé nale. Qui se ressemble s'assemble.
Bir Amerikan grubuyla buraya gelen bir dansçı olduğunu öğrendim eğitimi yok ve açıkça paragöz korkarım lordum böyle bir ilişkisi olduğuna hiç şüphem yok
II assemble le tout.
Şimdi parçaları birleştiriyor.
Qui se ressemble... S'assemble
Beraber olacağız
Qui se ressemble s'assemble.
Tanıdığım birine biri daha eklendi.
J'assemble les pièces.
Ben de takıyorum.
- J'assemble des pièces auto.
- Ben döşemeciyim. Araba işleri.
Tiens. Assemble-les avec du scotch.
Bununla yapıştır.
Elle les assemble. - Je ne comprends pas.
Merhaba Kaptan Picard.
- Allez, assemble.
Tamam, şemayı kontrol et.
Il va pouvoir tous les fabriquer, non? Qu'est-ce que c'est? Et maintenant, le prochain assemblage... Numéro 74 assemblé. Il est pas mignon? On est sauvés!
Hepsini yapabilir, değil mi?
Ordinateur, assemble les données de toutes les sources, pour créer par synthèse une vraie représentation du Dr Brahms.
Tüm bu kaynaklardan gelen verileri birleştirerek, Dr Brahms'ın gerçek bir sunumunu sentezleyebilir misin?
J'ai touché l'une d'elles. c'était pas une boîte en acier mal foutue comme celles qu'on assemble.
Ve... dışı bizim yaptıklarımız gibi çelikten değildi.
Oui. Qui se ressemble s'assemble.
Evet, insan karşısındakini, kendi gibi bilir.