English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Bed

Bed traducir turco

287 traducción paralela
Mon water-bed fait des vagues!
O kadar sarsılıyorum ki su yatağım patlayacak.
- À plus. Je dirais pas non à un Bed and Breakfast.
Ben de kahvaltıIı pansiyona hayır demezdim.
Ça s'appelle un "bed-in".
Yatakta olacağız millet.
"Le bed-in bidon."
"Lennon yatak keyfi".
Mon oncle a un bed and breakfast de l'autre coté de la ville.
Amcamın bir moteli var. Kasabanın diğer ucunda.
Du coeur de Bed-Stuy, à Brooklyn, vous écoutez WE-LOVE Radio.
Bed-Stuy'ın kalbinden, Sevgi Radyosu'nu dinliyorsunuz.
Ils me disent : " Rentre chez toi.
Bana, " Bed-Stuy'a git.
Ils doivent faire la fête partout à Harlem, et dans le Bronx du Sud, et à Bed-Stuy.
Bu gece Harlem'den Güney Bronx'a her yerde kutlama yapılır. Bay Quinn.
You know how pale and wanton thrillful comes death in the strange hour? Unannounced, unplanned for, like a scaring, over-friendly guest you ve brought to bed.
Biliyor musun ne kadar soğuk ve şehvetli gelir ölüm... en garip zamanda... uyarmadan.hazırlanmadan... tıpkı ürkütücü ve aşırı dostane bir konuk gibi yatağına aldığın.
Dis-lui qu'on rrouve plein de copies à Bed-Sruy.
Ona yatakta tüm kopyalarını alabileceğini söyle.
Et puis, un water-bed!
Su yatağı alacağım.
Ga maar naar bed. Weet je't niet meer?
Hatırlamıyor musun?
Et Bed-Stuy, c'est le top. J'en viens.
Ben Batı tarafındanım.
Mais quand ils reviennent dans le Bronx, à Bed-Stuy, Harlem, Watts... c'est pire que jamais.
Evet! Ama Güney Bronx'a döndüklerinde ya da Bed-Stuy'a, Harlem'e Watts'a, vs., vs durum her zamankinden daha kötü.
Elle m'a raconté comment l'inspecteur Justice l'avait baisée!
Bed-Stuy Nikki, Justice adında bir polisin onunla yattığını söyledi.
Des gouttes de pluie tombent sur ma tête et tout comme le gars dont les pieds sont trop grand pour le lit.
# Raindrops keep fallin'on my head # And just like the guy whose feet are too big for his bed
Comment peut-on perdre contre La Bulle de Savon?
"Bed Bath and Beyond" a nasıl kaybediyor olabiliriz?
Celui qui était prof et élève
The One With the Race Car Bed Yarış Arabası Yataklı Bölüm
Sept ans a Brooklyn.
Brooklyn'de Bed-Sty bölümünde yedi yıl yaptım
Le "water bed", ça posera pas de problème?
Su yatağı rahatsız eder mi? Yok.
Nous pourrions commencer par un bed and breakfast.
- Pansiyonculuk işi yaparız.
Allons à Portland et ouvrons ce Bed and Breakfast plus j'y pense, et plus j'aime cette idée.
Portland'da pansiyon açalım. Bu fiKri sevdim.
Un bed and breakfast.
Pansiyonculuk!
Tu vois le Bed Breakfast, "Stella Maris"?
Oradaki BB yi görüyor musun?
Je pensais, quand les enfants seront grands, qu'on pourrait s'installer â la campagne et ouvrir un Bed Breakfast.
Eee, çocuklar büyüdükten sonra, kuzeye, şehir dışına taşınıp ne bileyim, bir yerlerde ufak pansiyon gibi bir şey açmak güzel olabilir diye düşünüyorum.
J'ai intérêt â vite trouver une idée, avant de finir dans ton Bed Breakfast... â border un couple homo de Cleveland.
Clevelandlı eşcinsel bir çiftle senin şu pansiyonunda tıkılı kalmadan önce daha iyi bir şeyler bulsam güzel olur diye düşünüyorum.
En attendant, je mets ces sachets de thé sur mes yeux, tout en rêvant de mon petit Bed Breakfast au bord du lac.
Bana soracak olurasn, bu çay poşetlerini şiş gözlerime koyacağım ve göl kıyısındaki pansiyonumu hayal edeceğim.
Mike m'a tout raconté ce jour-là quand je l'ai aidé à acheter... des draps chez Bleu Nuit.
O öğleden sonra, Bed, Bath Beyond'da çarşaf seçmesine yardım ederken Mike bana her şeyi anlattı.
Je vais vous dire, Le Fils de Sam a intérêt à pas venir à Bed-Stuy.
- Anlatim. Sam'in oğlu bunu burdan daha iyi bir mahallede yapabilirdi.
J'aimerais bien me le choper ici, en plein Bed-Stuy...
Onu burada yakalamayı çok isterdim.
Le "Bed Breakfast"?
- Oda kahvaltı.
Ta soeur a eu l'idée du Bed Breakfast.
Pekala. Burayı oda ve kahvaltı haline dönüştürmek kardeşinin fikriydi.
J'ai créé une fondation à Bed Stuy pour faire construire un gymnase.
Bedford Stuyvesant'ta. Doğru dürüst bir spor salonu için bağış düzenlemiştim.
C'était un endroit agréable, mais c'est comme en voyage. Je préfère aller à l'hôtel que dans un de ces Bed Breaktast de charme.
Güzel bir yerdi, ama seyahat ederken olduğu gibi, o küçük motellerde kalmaktansa, oteli tercih ederim.
- S'offrir un bed and breakfast.
- Yatak, kahvaltı veren bir yerde.
Eruption de violence à Brooklyn hier soir, mais rien à voir avec les trafiquants colombiens ou les gangs locaux.
Dün gece Brooklyn şiddetle çalkalandı. Bu sefer olayın Kolombiyalı uyuşturucu satıcılarıyla veya Bed-Stuy çetesiyle alakası yoktu.
Ça suffit même pas pour un bed and breakfast.
Bu yatak ve kahvaltı için bile yeterli değil.
Bed Breakfast Potter.
Potter Pansiyon.
Fred Fricke, de la revue Bed and Breakfast.
Pek değil. Fred Freckie.
Elle me disait de ne pas m'inquiéter car viendrait un jour où, avec son argent, elle parviendrait à ouvrir son propre... Son propre Bed and Breakfast.
Bana endişelenmememi söylerdi çünkü eninde sonunda yeterince para kazanacaktı ve kendi pansiyonunu açacaktı.
Voici une réduction de 10 % chez Bains et Bulles!
Al sana Bed Bath Beyond'da geçerli % 10 indirim kartı.
Donald a déménagé, y a plusieurs années et il a ouvert un bed and breakfast.
Donald, oraya iki sene önce taşınıp oda ve kahvaltı veren bir motel açtı.
- Un cool bed and breakfast? - Oui.
- Oda ve Kahvaltı veren güzel bir motel.
En 3 heures, ils participeront à toutes les activités du bed and breakfast.
Üç saat içinde insanlığın bildiği, bütün motel aktivitelerine katıldılar.
- dans un bed and breakfast et à Harvard.
-... veren bir motelde kaldık. Harvard'ı gezdik.
Hé, Bed.
Hey, Bed.
DE L'AUTRE CÔTÉ DU LIT... Je brise ton coeur.
THE OTHER SIDE OF THE BED... I break your heart.
Non, on va dans un Bed and Breakfast, hein, Shirl?
KahvaltıIı bir pansiyon bulacağız.
Un Bed Breakfast?
Pansiyon mu?
A tous mes potes taxis de Crown Heights et Bed-Sty!
Crown Heights'daki taksi şöförü meslektaşlarıma ve,... tüm Bed-Stuy'a!
Bed, Bath and Beyond
Çeviri :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]