Translate.vc / francés → turco / Bison
Bison traducir turco
453 traducción paralela
Pour leur principale source de ravitaillement, les hommes dépendent de la viande de bison.
Onların ana besin kaynağı, buffalo etidir.
Un jeune homme nommé Cody, un tireur d'élite, qui fournit la viande de bison aux travailleurs est surnommé "Buffalo Bill".
Cody adında genç bir adam, avlanarak çalışanlara buffalo eti sağlıyordu. Lakabı "Buffalo Bill".
"Trop de travail - pas de salaire - de la neige et des engelures - la viande de bison qui nous rend malades des Indiens qui tirent dans tous les sens rien ne va - on abandonne!"
Bütün iş - ödeme yok - kar ve mantar hastalığı - Buffalo eti hastalığı - Yerlilerin saldırıları - her şey kötü - iş bırakıldı.
Je te parie une peau de bison qu'il ne peut toucher ce poteau.
Bir bufalo derisine seninle iddiaya girerim ki sırtının üzerinden arkadaki direğe atamaz.
Tu me dois une autre peau de bison, Jack.
Bana bir bufalo derisi daha borçlandın, Jack.
- Allez chasser le bison.
- Sizde bufalo avına gidin. - Ben mi?
Quand même, il a des fourrures... de précieuses peaux de bison, de loutre, de renard et de castor.
Hala değerli buffalo derileri, samur, tilki ve kunduz kürkleri var.
Tu ne vois pas ce beau, gros bison qui est couché là? . Ouais.
Şurada yatan koca buffaloyu görmüyor musun?
Je parie que vous pourriez tuer un bison avec ce couteau.
Vay canına. Bahse girerim bununla bir buffalo öldürebilirsin.
Tu ne peux pas tuer un bison avec un couteau.
Bıçakla buffalo öldüremezsin.
On chassait le bison ensemble sur le Cimarron.
Beraber Cimarron'da buffalo avlardık.
Tué bison, notre nourriture.
Buffalomuzu, yiyeceğimizi öldürdü.
Nous chasser homme blanc, comme bison, vers... soleil levant.
Beyaz adamı buffalo gibi güneşin doğduğu yere... geri süreceğiz.
Vous ne vendez pas des peaux de bison aux Indiens de Sitting Bull? .
Oturan Boğa'nın Kızılderililerine buffalo derisi satmıyorsun değil mi?
Ce coup de poing venait d'un Bison?
Burnuna yediği darbe bir Bizon'dan mı gelmiş?
J'arrive pas dormir. Cet abruti ronfle comme un bison blesse.
Ben hiçbir şekilde yaralı bir bizon gibi horlayan bu adamla uyuyamam.
Ne me mentez pas, je lis en vous comme dans ce crâne de bison.
Bana yalan söyleme. Yüzünden okurum o buffalo kafatasından sonra ne oldu?
Je fais le commerce d'os de bison.
Ben kemik alıp satarım. Bizon kemiği yani.
- Un bison.
Bizon.
Mais l'or ramènera-t-il le bison à la vie?
İnsanların öldüreceği buffaloları geri getirecek mi?
L'engrais de bison.
Yeni tür bir gübre, buffalolardan elde edeceğiz.
Steak de bison et pain rassis
"When the buffalo silbábamos the evening began to fall"
Une peau de bison pour tout lit
" And the only thing we had sleep was a buffalo skin.
Y a pas pire sur terre Que la chasse au bison
"I assure you that there is a worse place on earth the prairie buffalo."
Pendant la guerre contre les Indiens! Un bison mort, c'est un Indien qui crevait de faim. L'armée en était réduite à les affamer.
Tabi, Ordu, buffaloları Yerlileri aç bırakmak için vurdu, sonunda Yerlileri yendiler onları özel yerleşim bölgelerine tıktılar.
Pour les Indiens, un bison blanc est sacré.
Kutsal buffalo. Yerliler'in kutsal buffalosu.
Une peau de bison blanc s'est vendue 2 OOO dollars!
Beyaz buffalo derisine 2000 $. verdiklerini duydum.
Et écorché le bison sacré.
Kutsal buffaloya birlikte gittik.
La peau de ce bison contre ses 2 chevaux et son galurin aussi?
Pekala. Ona beyaz derinin karşılığında atlarını alabileceğini söyle. Ve de taktığı o şekilsiz şapkayı.
Et pour une sale peau de bison!
Kahrolası kokuşmuş bir buffalo derisi.
C'est leur mot pour "bison".
Yerliler buffaloya "Petey," der.
"Petey" ça veut dire "bison". C'est la vie pour eux.
Onlar, buffalo demektir, buffalo, Yerliler için hayat demektir.
Je pue encore le bison!
Buffalo kokusundan kurtulmalıyım.
Il pue le bison!
Tıpkı kokuşmuş bir buffalo gibi.
Extra! Sans compter le bison blanc.
Harika çok güzel, beyaz deriyi katmadın öyle değil mi.
Tu as volé la peau du bison blanc, hein?
O beyaz buffalo derisini sen çaldın, değil mi?
Il m'a volé une peau de bison blanc!
Beyaz buffalo derisini alıp kaçtı. O bir hırsız.
J'ai pris le bison blanc pour que mon ami repose en paix.
Beyaz deriyi ben aldım. O kutsal, arkadaşım için.
Quelle est l'occasion, une chasse au bison?
Bugün ne yapacağız, bizon avına mı çıkacağız?
Comme nous l'avons dit, des écorcheurs de bison ont commencé à causer des ennuis et...
Bizim dediğimiz gibi, birkaç buffalo derisi yüzerken bir aksilik oldu ve...
Je vous paye pour chasser le bison, pas pour saper le moral. Pourquoi ces cadavres?
Bay Jethro Stuart siz, bu adamlara bufalo avlamanız için tutuldunuz onları işten alıkoymak için değil.
Qui va chasser le bison?
Çünkü ona muhtaçsın. Bufaloları kim avlayacak peki?
Vous n'allez pas me dire que ce petit changement de tracé va tuer un bison ou même un lièvre?
Elini vicdanına koyup bana, küçük bir değişikliğin Arapahoların tek bir bufalosuna bile mal olabileceğini söyleyebilir misin? - Ya da bir tavşanlarına...
Il faut les laisser se reposer avant de pouvoir chasser le bison.
- Benden daha iyi değillerdi. Bırak bufaloları, tavşan avına bile çıkacak olsak onları en az bir gün dinlendirmeliyiz.
Si les chariots empruntent cette route, c'est la fin du bison au Wyoming!
Ama, eğer bu yolu kullanarak, insanlar ve askerler gelecek olursa
Le bison est tout pour eux!
Bu insanlar için buffalo'nun anlamı herşeydir.
Le bison se chasse toujours?
Hala buffalolar seni çekiyor mu?
Je vais tuer un bison.
Birkaç buffalo vurayım.
Un bison blanc!
Beyaz buffalo!
Un bison blanc?
- Bana yardım eder misin, lütfen. - Evet, bu beyaz olan.
S'il vous tue, il a la peau de bison.
Anlamıyorum.