English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Bloke

Bloke traducir turco

390 traducción paralela
La carie. Processus inévitable chez tous les êtres humains. Mais la carie peut-être arrêtée instantanément, et par quoi?
Bu kayıplar insan organizması gereği kaçınılmazdır ama bu kayıplar bloke edilebilir, hem de hemen, peki ne ile?
Qu'on fasse un appel d'état d'urgence et qu'on bloque toutes les sorties.
Acil durum ilân edilsin, bütün çıkışlar bloke edilsin, bina da kapatılsın.
Il y a un barrage de police.
Köprüde yol bloke olmuş.
Nous avons découvert que le système respiratoire de la créature contient une sorte de filtre qui bloque toutes les vapeurs toxiques de Vénus.
Yaratığın solunum sisteminde, Venüs'teki tüm zehirli gazları... bloke eden bir tür lifli filtre elemanı olduğunu keşfettik.
Je dois donc téléphoner pour affaires, mais la ligne est sans cesse occupée.
İş icabı telefonlaşmam gerekiyor ama o sürekli hattı bloke ediyor.
Sais-tu que ton beau-père a bloqué tous les comptes?
Kayınpederinin tüm banka hesaplarını bloke ettiğini biliyor musun?
Cela bloquera toute transmission non codée avec un indicatif.
Bu da şifresiz bütün yayınları bloke edecek.
- Il faut désensibiliser les nerfs.
- Evet. Sinirlerin bloke olmasını istiyoruz.
Bloquer...
Bloke etmek miydi...
Par précaution, Gilda bloquera les comptes couranys.
Hesaplarına gelince, kuzenim Gilda önlem olarak bloke koyacak.
Votre femme veut déposer une requête pour bloquer ses comptes.
Eşin mahkemenin hesaplarına bloke koymasını istiyor.
- Il bloque le passage!
- Yolu bloke ediyor!
Des émotions telles que la haine font-elles obstacle?
Nefret, nefreti aklında tutma gibi duygular kafamızı bloke ediyor mu?
Des pensées si primitives qu'elles font obstacle au reste.
Çok ilkel düşünceler dışardan gelecek her şeyi bloke ediyor.
- Combien de temps tiendrez-vous?
- Düşünceleri ne kadar bloke edebilirsin?
J'arrête toutes les commandes.
Tüm kontrolleri bloke edeceğim.
Il semble avoir le pouvoir de bloquer notre scanner.
Tarayıcımızı bloke edebilme yeteneğine sahip görünüyor.
Commandes principales bloquées.
Ana kontroller bloke edilmiş.
Commandes manuelles bloquées.
Manüele geçiş bloke edilmiş durumda.
Le signal est pratiquement bloqué.
Neredeyse sinyali bloke ediyor.
Transmission et réception impossibles.
Işınlama bloke oldu, ışın yayını imkansız.
- Bloquez-les.
- Onları bloke et.
- Impossible, trop puissants.
- Çok güçlü, bloke edilemez.
Quand un homme se sent coupable d'une chose trop affreuse, il l'efface de sa mémoire consciente.
Feci şeyleri hatırlamakta kişinin kendisini suçlu hissettiği zaman, bilinç üstü hafızasını bloke eder.
J'ai appris qu'ils utilisent du scotch pour les faire tenir.
Bloke dedi ki, bunları seloteyple yukarı kaldırıyorlarmış.
Toutes les fréquences sont bloquées.
Tüm frekanslar bloke edilmiş.
On peut débloquer des porte-monnaie, assécher des comptes, et dans les pires des cas, pratiquer une "cashectomie" totale, qui est l'ablation de toute la fortune du patient.
Bloke edilmiş fonları çözeriz, özel hesapları boşaltırız ve en kötü hallerde paratektomi ameliyatı yaparız. Bu hastadan bütün paranın tamamen alınması işlemidir.
Si nous le coulons là, le port sera bloqué pendant des mois.
Eğer onu kanalda batırırsak, liman aylarca bloke olur!
Bloquer et plaquer.
Bloke etmeyi ve omuzlamayı.
Parfois pour masquer le jeu.
Bazen de topu bloke ederdik.
Évite sa droite.
Tully, ondan uzak dur. Sağ vuruşlarından sakın. Bloke et.
La conclusion qui s'impose est qu'un faux chef de train monté à Belgrade, est entré chez M.Ratchett grâce au passe-partout, l'a poignardé, a caché poignard et uniforme puis a quitté le train bloqué par la neige.
Bu kanıtların sonucunda vardığımız nokta, bu kondüktör kılığına giren katilin Belgrat'ta trene bindiği, sonra elindeki anahtarla Bay Ratchett'in kompartımanına girdi, Ratchett'i bıçakladı, hançeri ve üniformayı sakladı, sonra da kar yüzünden bloke olan trenden kaçıp gitti.
Mais si l'on bloque l'influx nerveux en exerçant une pression locale, à l'aide d'une pince en métal ordinaire, juste sur le renflement de la racine postérieure des nerfs, pendant, disons... 5 ou 6 secondes.
Ama metal bir kıskaç kullanıp, lokal bası uygulayarak sinirsel iletiyi bloke edip beş... altı saniyeliğine gerideki sinir köklerini şişirirsek acaba ne olur?
Je veux bloquer cette porte pour les entendre arriver.
Kapıyı bloke etmek istiyorum. İçeri girmeleri durumunda, onları duyabilirim.
Les ports sont bloqués. Obtenir des envois frais de harengs est difficile.
Limanlar bloke edildi ve taze ringa balığı temini giderek zorlaşmaya başladı.
On la bloquera à demi.
Yarı yarıya bloke ederiz.
Si on met quelque chose devant l'étoile... pour créer une éclipse, on devrait voir la planète.
Fakat yıldızın ışığını bloke eden bir cisim koyarsak yapay bir tutulma oluşturup gezegeni görebiliriz.
Il faut l'arrêter, le bloquer. Jetez-le dehors!
Onu durdurmalı, aramalı, bloke etmeli, dışarı atmalıyız!
Tu es presque aussi folle que le type que j'ai vu à la banque ce matin.
Sen banka kapısını bloke eden adamdan beri bugüne kadar gördüğüm en çılgın insansın.
Avec la main droite, vous contrôlez un bouclier pour bloquer mes missiles.
Sağ elinle, benim füzelerimi bloke eden kalkanı kontrol ediyorsun.
Je vais isoler les substances toxiques... et passer la salle de commande sur auxiliaire.
Zehri dış bölümlerde bloke edip ana kumandayı yedek sisteme alacağım.
Elle étouffe... notre vie.
Hayatımızı bloke ediyor.
Les pensées primitives sont un obstacle?
İlkel düşünceler seni bloke mi ediyor?
Des pensées si primitives qu'elles font obstacle au reste.
Düşünceler o kadar ilkel ki herşeyi bloke edecek.
ALERTE NIVEAU 1 ACCÈS REFUSÉ Accès refusé?
Giriş bloke edildi.
Ils voient ce qu'ils veulent voir et ferment les yeux sur le reste surtout si ce n'est pas bien.
Görmek istediklerini görürler, ve kalanını bloke ederler... özellikle hoş olmama ihtimali varsa.
Les manifestants envahissent Washington.
Binlerce savaş karşıtı gösterici şehri bloke etmek üzere... Washington D.C.'ye toplandı.
Ils nous bloquent la ligne de minuit à trois heures.
Çünkü saat 3 : 00'dan sonra hatlar bloke oldu.
Que faire d'autre dans un train bloqué par la neige!
Kar yüzünden bloke olan bir trende düşünmekten başka ne yapılır ki?
Mais celui qui...
Birisi aşağı inip, delikten akan... kara yağı bloke etmeli.
Système bloqué.
Sistem bloke oldu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]