English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Bons

Bons traducir turco

14,592 traducción paralela
Tu es revenu de ton duel avec exactement les bons ingrédients pour notre plan.
Düellodan, planımızı gerçekleştirecek gerekli malzemelerle döndün.
Je veux dire, ils ne doivent plus être bons.
Yani büyük ihtimalle artık çalışmıyorlar bile.
Je connais ces gars, ce sont des bons.
Adamları tanırım, işlerinde iyilerdir.
Non, ils sont bons.
Hayır yazmıyor.
Celui qui a fait ces tatouages, il a de très bons accès.
O dövmeleri kim yaptıysa çok ciddi yetkisi varmış.
Ses signes vitaux sont bons.
Tüm değerleri iyi durumda.
D'après le médecin, ses organes vitaux étaient bons.
Doktor değerleri iyi durumda dedi.
On fait de sacrés bons appâts.
Ayrıca biz harika birer av olduk.
Ils donnent... des bons, je pense, des dérogations pour, tu sais...
Şey veriyorlar belgeler falan... Şey için feragat belgeleri...
Non. Je fais de bons sandwichs au fromage.
Çok sağlam kızarmış peynirli sandviç yaparım.
Même les bons gars peuvent se perdre.
En iyiler bile yolunu kaybedebilir.
Bon, mon chéri, promets-moi que tu feras les bons choix.
Pekala, tatlım, iyi seçimler yapacağına dair bana söz ver.
Les réflexes sont bons.
Reflekslerin iyi.
Essaie de lui inculquer un peu de bons sens.
Mantıklı davranmasını sağlamalısınız.
- Les bons sont en jeu.
- Mallar oyunda.
Des bons gars.
Kibar adamlardan.
Votre partenaire est un traître, prêt à laisser de bons agents mourir pour de l'argent.
Ortağın para için iyi ajanları öldürülmeye niyetli bir hain.
Vous avez mis la vie de beaucoup de bons agents en danger.
Birçok iyi ajanın hayatını tehlikeye attın.
Protège toi avec les bons matériaux et ça devient inoffensif.
Kendini doğru malzemeyle korursan zarar görmez hale gelirsin.
Des bons.
- Öncü.
J'ai encore de bons moments, ma chérie.
Hâlâ iyi anlarım oluyor, hayatım.
De bons instincts.
Sezgileri sağlammış.
Ils sont bons?
Kazanabilirler mi peki?
"Rebecca, ça semble normal qu'on en parle puisqu'on est bons amis, tout ça."
"Selam, Rebecca, iyi bir arkadaş falan olduğumuzdan beri bunu konuşmamız adil olur."
"Hey Rebecca, je sais que tu ne ferais rien de compromettant avec les informations que je viens de te donner puisqu'on est bons amis, tout ça."
"Selam, Rebecca, sana verdiğim bilgilerle" bir şey yapmayacağını biliyorum çünkü çok iyi arkadaşlar falanız. "
Et il avait quelques bons points.
Ve de haklı olduğu noktalar varmış.
Ils avaient tous de bons avocats
Hepsinin çok iyi avukatı vardı.
ça veut juste dire qu'ils sont bons.
- Bu iyi bir şey demek.
Il a fait ce que font les bons pilotes, et bien plus encore.
Kendinden önceki tüm büyük yarışçıların yaptıklarını yapıyordu. Hatta fazlasını.
Il va aussi obtenir de bons résultats.
Ama iyi sonuçlar da getirecektir.
J'essaie d'être délicat, mais quand je me concentre, je dois être comme ça si je veux avoir de bons résultats.
Daha yumuşak olmaya çalışıyorum. Ama eğer konsantre olmuşsam baskı yapacaksam, böyle kullanmam gerekir.
Les gens comme nous sont bons au jeu des secrets.
Bizim gibi insanlar sır tutmada iyidir.
Elle fait de très bons brownies. C'est pour ça?
- Çok iyi brownie yapıyor.
C'est une bonne enfant, et elle... fait de bons choix.
O iyi bir kız ve düzgün kararlar verebilir.
Je veux que tu es beaucoup de bons moments.
Aksine eğlenmeni istiyorum.
Il n'a pas de bons mensonges.
Yalan söylemenin iyi bir yanı yok.
Mes filtres bossent bien, mais si ces tueurs à gage sont aussi bons que je le pense, ils pourraient utiliser un protocole inverse et...
Filtrelerim iyi çalışıyor, ama bu tetikçiler sandıkları kadar iyilerse ters solucan protokolu kullanarak...
Ils sont bons jusqu'à minuit.
Gece yarısına dek taze kalırlar.
On est bons.
İyiyiz.
Bons habilleurs. Personnes affreuses.
- Harika giyinir ama şeytanidirler.
Il semble que nous soyons tous bons pour lire les gens. Super.
Hepimiz insanları okumayı biliyoruz, Ne güzel...
Ce ne sont pas les bons.
Yanlış olmuş.
Il peut utiliser une ruse comme Gary Lee Sampson, passant pour un auto-stoppeur et chassant les bons samaritains.
Gary Lee Sampson gibi bir bahane kullanmış olabilir, o da otostopçu gibi davranıp yardımsever insanları avlıyordu.
Voilà les bons mots.
Aman, şimdi aşk bayramı başlıyor.
Nous sommes bons de besoin gonna pour cela.
Bunun için arama emri lazım.
Et puis il y avait... il y avait son odeur corporelle, qui était un vrai défi pour moi, mais maintenant je regarde en arrière, et, vous savez, quand quelqu'un meurt, tous ces trucs disparaissent, et il reste seulement les bons souvenirs, à Gordon.
Ve vücudunun kokusu vardı beni cezbetmek için kullanıyordu ama şimdi geçmişe dönüp baktığımda bilirsiniz, biri öldüğü zaman tüm bunlar yok olup gider ve geriye sadece güzel anılarınız kalır.
Vous êtes bons.
Güzel.
Ils sont bons.
İyiler.
Ce sont de bons suspects potentiels.
Bu harika... potansiyel şüpheliler.
Vous n'auriez pas des bons restaurants à me recommander?
Önerebileceğiniz bir restoran var mı?
Ils doivent être bons guerriers.
- Eminim harika savaşçılardır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]