Translate.vc / francés → turco / Boulevard
Boulevard traducir turco
713 traducción paralela
Tu veux traverser le boulevard sur un feu rouge?
Hırsızlık! Dışarı çıkıp kırmızıda ışıktan geçer misiniz, lütfen?
Imaginons, je descends le boulevard en regardant autour de moi, je sors m'amuser et sur qui je tombe?
Mesela bulvarda yürüyorum ve bakınıyorum iyi vakit geçirmek istiyorum. Bir de kimi görsem?
Une jolie fille et un joyeux vieillard flirtaient sur le boulevard...
Güzel kız ve neşeli yaşlı bey caddede flört ediyor.
Le boulevard des Capucines.
Bulvarlar. Barbès.
Le boulevard de Rochechouart.
- Rochechouart Bulvarı.
Je remets un de mes anciens disques, Du temps où j'avais tant de succès... à la Scala boulevard de Strasbourg!
Paris müzikhollerinde çıktığım zamanlara ait eski plaklarımdan birini koyuyorum.
Hier soir, vers 19h30, une voiture a heurté une mère et sa fille à l'angle de Granite Boulevard et Sawyer Street.
Dün akşam 7,30 civarlarında, bir araba, Granite Boulevard ile Sawyer Caddesi arasında karşıdan karşıya geçen bir kız ile annesine çarpmış.
Je signale un accident de voiture sur Revere Boulevard.
Memur Fallon Revere Bulvarı'nda bir kaza bildiriyorum.
- Oh non, vous n'allez pas me laisser seul sur le boulevard du Crime?
Beni Suçlar Bulvarı'nda yapayalnız bırakamazsın. - Seni tekrar ne zaman göreceğim?
- Les Barrigni ne font pas d'excuses, les Barrigni traversent le boulevard et changent de théâtre!
Barrigni'ler özür dilemez. Daha iyi bir teklif için Bulvar'ın karşısına geçmek üzere gösteriyi bırakıyoruz. Ciddi olamazsın!
- Tout à l'heure, sur le boulevard, il a fait rire tout le monde.
Sokaktakiler onu sevdi. - Gördün mü? - Veznedar görmüş.
Je voulais vous rencontrer à propos du local du boulevard Oaks.
Uzun zamandır sizinle konuşmak istiyordum. Glen Oaks Bulvarı'ndaki malınızla ilgili.
- Dehors, longue comme un boulevard.
- Bir blok uzunluğundaki o parlak şey.
Joe et moi étions boulevard Foothill, il y a deux semaines.
İki hafta önce, Joe ve ben Foothill Bulvarında geziyorduk.
Elle s'appelle Iwo Jima Boulevard.
Şimdiki adı, Iwo Jima Bulvarı.
Il est sorti de la cour, a traversé le boulevard tout seul et est allé au parc.
- Avludan dışarı çıkmış... kendi başına Northern Bulvar'ına geçmiş... sonra da parka gitmiş.
Il a traversé le boulevard tout seul.
Tek başına Northern Bulvarı'na gitmiş.
Le soleil brillait à Los Angeles comme il est toujours censé briller. "Boulevard Hollywood"
Los Angeles güneşi, her zaman ışıldaması gerektiği şekilde ışıldıyordu.
Certains drames ne se déroulent pas dans un théâtre de boulevard!
Bir vodvil salonunda geçmeyen ve beşinci sınıf bir vodvilcinin bile..
Voici Sunset Boulevard, á Los Angeles, en Californie.
Burası Kaliforniya, Los Angeles'da Sunset Bulvarı.
Après ça, une armée d ; esthéticiennes envahit la maison de Sunset Boulevard.
Bundan sonra, güzellik uzmanlarından bir ordu, Sunset Bulvarı'ndaki evini istila etti.
Nous sommes au 10086, Sunset Boulevard.
Adres, 1 0086 Sunset Bulvarı.
Un rideau de silence l'a entourée dans sa demeure de Sunset Boulevard...
Sunset Bulvarı'nda, evinin yatak odasında kendisi bir sessizlik içinde.
C'est la meilleure fenêtre du boulevard.
En iyi bulvar manzarası burada.
Pas du tout, monsieur. J'ai marché un peu sur le boulevard Ai bu un verre au Yuskel puis suis revenu à l'Ambassade.
Yok efendim, caddede biraz yürüdükten sonra Yüksel Palas'a uğrayıp bir şey içtim ve sonra da Elçilik'e döndüm.
En passant au-dessus de Chicago, mon copilote a eu beaucoup de mal à me retenir d'atterrir en plein Michigan Boulevard.
Şikago'dan geçişimizi hatırlıyorum. Yardımcı pilot... uçağı Michigan Bulvarının tam ortasına indirmemem için çok uğraştı.
" Si M. Rassendyll désire savoir où se trouve le Roi, qu'il soit à 2 h du matin au pavillon du boulevard Elphberg.
" Eğer Bay Rassendyll kralın yerini bilmek istiyorsa bu gece saat 02 : 00'de Elphberg Bulvarı'nın arkasındaki ıssız bağ evine gelmeli.
Passez par le boulevard Olympic.
Olympic'ten bir silindir al.
On prend le boulevard jusqu'à Colorado, on tourne à droite, puis demi-tour sur Broadway.
Biz içerisinden geçerken, Colorado giden bulvarı takip ediyoruz, sağa dön ve Brodway'in merkezinde aynı yoldan geri dön.
Nous sommes à Madrid, pas sur Sunset Boulevard.
İspanya'dayız, Madrid'te, Sunset bulvarında değil.
Tous les musiciens qui jouent ici vont finir la nuit dans un bistrot sur Sunset Boulevard.
Burada çalan bütün gruplar, yani müzisyenler... burada işleri bitince Sunset Bulvarı'ndaki küçük bir yere gidiyor.
Michael Hammer, 10401 Wilshire Boulevard, Los Angeles, Californie.
Michael Hammer, 10401 Wilshire Bulvarı, Los Angeles.
Je descendais Washington Boulevard.
Washington bulvarında ilerliyordum.
Acheter un de ces jolis appartements qu'on construit sur Southern Boulevard.
Güney Bulvarı'nda yapılan yeni dairelerden birini almalıyız.
Tu t'en es pris une sur Hollywood Boulevard. Tu as dû aller à l'hôpital pour l'enlever.
Hollywood Bulvarın'dan geçerken biri gelir de çarparsa, hastaneye gidip, aldırmak zorunda kalabilirsin.
Dans un petit hôtel, boulevard Saint-Michel.
St Michel Bulvarı'nda bir otelde.
Et pourquoi boulevard Saint-Michel.
Niye St Michel?
Des automobilistes venant du sud de la ville paniquèrent quand ils virent des saucières volantes au-dessus de Hollywood Boulevard.
Otoyoldan güneye dönenler, Hollywood üzerinde uçan cisimler gördüklerinde küçük dillerini yuttular.
J. Russell Finch, 2790 Penrose Boulevard, Fresno.
Adım J. Russell Finch, 2790 Penrose Bulvarı, Fresno.
Le commando, introduit en fraude du Mexique par M. Strap, approchera alors de Fort Knox, le long du Boulevard des Lingots, en passant par ici...
Bay Strap ve ekibinin Meksika'daki Rio Grande'den gizlice soktuğu özel kuvvetlerim buradaki depolardan geçen ve Altın Kemer Yolu ile kesişen Külçe Bulvarı üzerinden motorize olarak
Boulevard Saint-Michel ici, Jardins du Luxembourg là.
Jardin Luxembourg şurada.
- 73, boulevard de Montmorency.
Montmorency Bulvarı 73.
dans une loge dégueulasse, complètement sordide, vraiment pourrie. Ensuite, elle est sortie, elle a traversé le boulevard de Vichy et elle est rentrée dans un strip-tease.
Sonra dışarı çıktı caddeden karşıya geçti ve striptiz yerine gitti.
Alors, il n'y a pas de marchands? Ils sont inutiles. Ça, c'est le premier boulevard.
Çok güzel bir kimonoyla verandadasınız.
Sur le deuxième boulevard, il n'y a que des grandes maisons.
- Ama ben şu an buradayım. - Bu diğer sensin.
14, Boulevard Creig.
Greig Bulvarı. 14 numara. Bu gece.
- Où allez-vous? - Sunset Boulevard.
- Nereye gidiyorsun?
Vous auriez dû prendre le boulevard Lincoln.
Sahtekarlık bu!
- La plus mauvaise pièce jamais présentée boulevard du Crime.
Zengin ve züppe Kont de Montray, Funambules Tiyatrosu'nda ona himayesini teklif eder. O bunu reddeder.
Une comédie de boulevard, alors?
Hiç değil.
Le Boulevard Bernal.
Bernal Bulvarı.