Translate.vc / francés → turco / Branson
Branson traducir turco
361 traducción paralela
Il y a la reine, bien sûr, et ce Branson roule sur l'or.
Kraliçe, gayet açık ki, ve şu Branson adındaki herif de çok iyi.
- J'aimerais bien partir en vacances.
Bir tatil yapabiliriz. Branson'a düğüne gitmemiz gerekiyor.
Bransom, Missouri, ce n'est pas le Maroc...
- Biliyorsun, Frank. Branson, Missouri, tam olarak Morocco değil.
J'arrive pas à croire que Chip m'ait larguée pour cette garce!
Chip'in beni o kaşar Nancy Branson yüzünden terk etmesine inanamıyorum!
Il ne suppliera plus, s'il est avec Nancy.
Yalvarma günleri bitti. Artık Nancy Branson'la çıkıyor.
Marchek a enlevé Corrine Branson, l'a torturée et laissée pour morte.
Thomas Marchek, Corrine Branson'ı kaçırdı, ona bıçakla işkence etti ve onu ölüme terk etti.
- M. Branson, répondez à la question.
- Bay Branson soruya cevap verin.
Lindsay possède bien une Honda bleue, elle n'a eu aucune amende.
Lindsay Branson adına 98 model Honda Accord kaydı olduğu öğrendik. Cezası yok, uyarısı yok.
Un Smith Wesson 9 mm au nom de Josh Branson, pas au sien.
9 milimetrelik Smith Wesson Josh Branson adına kayıtlı.
Si le collègue de Marchek l'identifie, on la gardera.
Marchek'in iş arkadaşı, Bayan Branson'ı teşhis ederse, olay biter.
L'analyse balistique de l'arme de Mme Branson est négative, mais on cherche le même 9 mm pour les 2 macchabées.
Balistik, Lindsay Branson'ın silahını incelemiş. Tutmuyor. Ama iki cinayet de aynı 9 milimetrelik silahla işlenmiş.
Mrs Branson, il faudra parler aux policiers.
Bayan Branson, üzgünüm ama dedektiflerle konuşmalısınız.
- Capitaine? - Mrs Branson pour vous.
Amirim, Bayan Branson geldi.
- Merci d'être venue.
Bayan Branson, geldiğiniz için teşekkür ederim.
Todd avait des résidus sur sa veste.
Todd Branson'ın ceketinde atış artığı var.
Est-ce que Todd Branson avait des brûlures dans les mains?
Todd Branson'ın avuçlarında yanık izi var mıydı?
Alors... si cet homme a poignardé Todd, qu'est-ce qui l'a tué, lui?
Todd Branson'ı bıçaklayanın bu adam olduğunu varsayarsak,.. ... bu adamı kim öldürdü?
Nous avons aussi trouvé un cadavre, dans le parc.
Bayan Branson, parkta bir de ceset bulduk.
Pourquoi elle aurait abattu son fiancé?
Jane Branson sevgilisini neden vursun ki?
La preuve est peut-être dans les mains de Mrs Branson.
Belki de kanıt Bayan Branson'ın ellerindedir.
Je peux voir vos mains?
Bayan Branson, ellerinizi görebilir miyim?
Mrs Branson, vous aviez parlé à votre fiancé de votre ex?
Sevgilinizi eski kocanız hakkında uyarmıştınız, değil mi?
J'ai réservé une chambre à Branson pour le week-end.
Branson Missouri'de hafta sonu için iki kişilik yer ayırttım.
Prochain arrêt : Branson, Missouri!
Sıradaki durağımız Branson Missouri!
"Vous avez choisi d'aller à Branson."
Demek Branson'da karar kıldınız.
On est à 1 500 km de Branson et on n'a pas de voiture!
Branson 1600 KM uzakta ve arabamız yok.
Nous y voilà! Branson, Missouri.
İşte geldik, Branson Missouri.
Comment va-t-on à Branson?
Peki Branson'a nasıl gideceğiz?
Non, elles sont toutes à Branson Pour venir chanter
Hayır, hepsi Branson'da ve bu şarkıyı söylüyor.
Branson, c'est là où l'on peut nous trouver
Bizi Branson'da istediğiniz zaman bulabilirsiniz.
Il n'y a pas de casino à Branson.
Anne, Branson'da kumar yok.
Susie voulait aller à Branson, mais je n'arrêtais pas de lui dire... que si on est quelqu'un, on va à Vegas!
Susie Branson'a gitmek istiyordu. Ama ona dedim ki... kim olursa olsun herkes Vegas'a gelir!
C'est mieux que Branson.
Branson'da ki tatilden çok daha güzel olacak.
J'aimerais présenter mon associé à la commission, le Dr Ludlow Branson, de l'Université de Columbia.
Sizleri, Columbia Üniversitesi'nden Dr. Ludlow Branson ile tanıştırmak isterim.
Le Dr Branson... est un mathématicien réputé. - Il va nous faire la démonstration qu'en fait la poitrine de Mlle Russell n'est pas plus proéminente qu'aucune autre de ces poitrines. - Oui.
Dr. Branson ünlü bir matematikçidir.
Au musée Roy Rogers et Dale Evans, maintenant dans le Missouri.
- Roy Rogers ve Dale Evans Müzesi. Eskiden Victorville California'daydı, şimdi ise, Branson, Missouri'de.
Attends un peu. Nous sommes déjà invités chez les Branson.
Zaten Çarşamba Branson'larda kokteylimiz var.
En tout cas, j'arrive de Branson, alors mon alibi est solide.
Nasılsa, Branson'dan yeni döndüm... yani mazeretim sağlam.
Branson pensait qu'il avait volé son vélo.
Brandon, bisikletini o çocuğun çalmış olabileceğini düşünüyordu.
C'est Branson Rose.
- Bu Branson Rose.
- Branson Rose finance les fouilles?
- Branson Rose bu kazıya maddi destek mi veriyor?
- Merci, je m'en occupe. - Qui est Branson Rose?
- Burdan sonrarını ben halledeceğim.
Le milliardaire aventurier qui a fait fortune en fabriquant des bombardiers.
- Branson Rose da kim? - Milyarder maceracı. Servetini ordu için uçak yaparak kazanmış.
Branson Rose était presque votre dernière chance.
- Branson Rose nerdeyse sizin son şansınızdı.
Si Rose se retire, je vous dis pas la pub et là, c'est la faillite.
- Evet. - Çünkü, Branson Rose çekilirse, çok dikkat çeker. Siz de kötü duruma düşersiniz.
Branson, Missouri.
Burası neresi?
Mon père dit que ce serait Vegas si c'était dirigé par Ned Flanders.
Branson, Missouri.
Vous plaisantez, j'espère?
Josh Branson'ın Dairesi 5 Şubat Pazartesi Ciddi olamazsınız.
Je vous en prie. Asseyez-vous.
Lütfen Bayan Branson, oturun.
Peut-être à Jane Branson.
Belki Jane Branson'ı.
Mrs Branson, vous avez une minute?
Bayan Branson, vaktiniz var mı?