Translate.vc / francés → turco / Breadstix
Breadstix traducir turco
43 traducción paralela
Au Breadstix, à 20 h.
Breadstix, 8 : 00'de.
Chez Breadstix?
Breadstix?
C'est parti. Regarde le menu du Breadstix, parce qu'on va gagner.
Git kirala ve sonra da Breadstix'in online menüsüne bak da beni ara çünkü bunu kazanacak birisi varsa biziz.
Je comprends pas, c'est qu'un dîner au Breadstix.
Niye bu kadar büyüttün anlamıyorum topu topu Breadstix'de bir yemek.
T'es déjà allée au Breadstix?
Affedersin ama Breadstix'e hiç gittin mi?
Le Breadstix fait des boulettes végétariennes.
Breadstix'in vejetaryen yemekleri de fena değil.
On va gagner et on pourra passer une soirée normale.
Ve Breadstix'deki o yemeği kazanacağız ve sonunda dışarıda normal bir gece geçirebileceğiz.
Les jarrets de porc laqués sont délicieux, mais au Breadstix, ils ont des saladiers sans fond, qu'on remplit jusqu'à ce que tu partes ou t'évanouisses.
Sana domuz rostosu harika değil demiyorum. Breadstix'de dibi görünmeyen salata tabakları var gidene veya bayılana kadar doldurmaya devam ediyorlar.
Car on va... Au Breadstix.
Çünkü biz Breadstix'e gidiyoruz.
Dépêchez, je dois aller à Breadstix.
Evet, çabuk olun. Breadstix'e girmem lazım artık.
Car on devra beaucoup s'entraîner si tu veux gagner ce dîner à Breadstix.
Çünkü Breadstix'te bir yemek kazanmak istiyorsak çalışmak için beraber çok vakit geçireceğiz.
Tu voulais qu'un dîner gratuit au Breadstix.
Senin tek istediğin Breadstix'te beleş bir yemekti.
Allez donc au Breadstix demain soir vers 19 h.
Bak ne diyeceğim. Siz yarın 19.00 civarında Breadstix'te olun.
J'ai été un enfoiré avec toi au Breadstix.
Breadstix'te sana karşı adilik yaptım.
Et si tu me laissais t'emmener à Breadstix Pour la St Valentin?
Sevgililer gününde seni Breadstix'e Götürmeme izin vermeye ne dersin?
On ira diner à Breadstix, et apèes on considere ça comme terminé.
Breadstix'de akşam yemeği yiyeceğiz, ve böylece bunu rayına oturmuş sayabiliriz.
Lauren Zizes, veux tu aller avec moi au Breadstix demain soir?
Lauren Zizes, benimle birlikte Yarın akşam Breadstix'e gider misin?
Breadstix?
Breadstix?
Pour vous les personnes qui sont au Breadstix patrons qui ne savent pas qui je suis,
Benim kim olduğumu bilmeyen Breadstix patronları için,
Et on pourra aller au bal et utiliser ce qu'il reste de l'argent pour avoir un menu à 8.99 dollars à Breadstix.
Baloya yürüyerek gideriz ve paradan geriye kalanı da Breadstix'deki 8,99'a yiyebildiğin kadar makarna promosyonunda kullanırız.
Un dinner pour 2 au Breadstix.
- Breadstix'de iki kişilik yemek.
Breadstix!
- Breadstix!
Si j'y retourne, ma mére va me faire aller au Breadstix pour le diner le jour de Noël pendant que ma soeur sort avec ses amis chrétiens.
Eğer geri gidersem, ablam Hıristiyan arkadaşlarıyla takılırken annem Noel yemeği için beni zorla Breadstix'e götürür.
- Au Bread... - Stix? - Breadstix oui.
- Breadstix.
- J'en reviens pas.
- Breadstix'de yediğinize inanamıyorum.
Grâce à mes relations je nous ai réservé la banquette V.I.P chez Breadstix, mais le seul moment où c'était possible c'est pendant la répèt.
Nüfusumu kullandım ve bizim için Breadstix'te VIP masasını ayırttım ama prova ile aynı saatte müsait yalnızca.
Sam et moi allons au Breadstix ce soir pour prétendre être britanniques.
Sam'le bu akşam Breadstix'e gidip, İngiliz taklidi yapacağız. Gelmek ister misin?
Et j'ai dit, "Pourquoi on ne continuerait pas cette discussion devant un dînner au Breadstix?" On vient ici depuis vingt ans.
Ve dedim ki, "Buna neden, Breadstix'te yemekle devam etmiyoruz?" Buraya 20 yıldır geliyoruz.
Juste moi, l'amour de ma vie, et après nous aurons un petit dîner au Breadstix.
Sadece ben, hayatımın tek aşkı var, ve sonra Breadstix'te yemek yeriz.
J'ai une réservation au Breadstix, aussi.
Breadstix'te de yer ayırttım.
Et pour te remercier, j'aimerais t'amener au Breadstix.
Ve teşekkür etmek için seni Breadstix'e götürmek istiyorum.
Et pour info, je déteste le Breadstix.
Ve not, Breadstix'ten nefret ederim.
On doit aller au Breadstix plus tôt vendredi parce qu'il y a une soirée Julie Andrews au cinéma. Mary Poppins, La Mélodie du bonheur, Journal d'une princesse, Back to Back.
Cuma günü Breadstix'e daha erken gitmeliyiz çünkü Lima Limelight'da Julie Andrews gecesi yapıyorlar arka arkaya Mary Poppins, Sound of Music ve Princess Diaries.
Breadstix, film, Breadstix, trois films, week-end après week-end.
Breadstix, film, Breadstix, film, Breadstix, üç tane film, her hafta sonu.
On pourrait peut-être aller au Breadstix.
Belki Breadstix'e gidip
Pour Lima, la cuisine internationale, c'est un Taco Bell et Breadstix.
Lima'nın uluslararası mutfak anlayışı Taco Bell and Breadstix idi.
Et Walter et moi avons cet amour mutuel pour les boulettes de poulet au parmesan qu'ils ont au Breadstix.
Walter ve ben de Breadstix'te satılan lezzetli parmesanlı tavuklara karşı ortak bir sevgi besliyoruz.
Quand j'ai eu une mauvaise journée, je noie généralement mes chagrins avec des gressins à volonté au Breadstix.
Kötü günlerde acılarımı Breadstix'teki sınırsız baton saleyle gömerim.
Breadstix?
- Breadstix. Breadstix mi?
- Je vous paye un diner pour deux au Breadstix. - On gagne quoi?
Kazananın ödülü ne?
- J'adore le Breadstix.
Breadstix'i severim.
Où on va manger? Au Breadstix.
- Nerede yiyoruz?