Translate.vc / francés → turco / Buckner
Buckner traducir turco
165 traducción paralela
Ceci est le dernier appel pour Buckner, Bluffington, Lexington, Waverly, Marshall...
Lütfen dikkat... Buckner, Bluffington, Lexington, Waverly, Marshall yolcuları... ve ara duraklar için son çağrı.
M. Stanford. M. Buckner vous attend.
Bay Buckner bekliyor.
- Oui, Valerie? - Excusez-moi, M. Buckner. M. Logan et les autres sont là.
- Bay Buckner, Bay Logan ve diğerleri burada.
Il lui faudrait une couche de peinture. Enfin. Mme Buckner m'a envoyé vous chercher.
Neyse, Bayan Buckner evde hizmetçi olmadığından sizi hemen... çağırmamı istedi.
M. Quincy, qui conduisait M. Buckner ce soir?
- Bay Quincy, bu akşam Bay Buckner'in arabasını kullanan kişi mi?
Que s'est-il passé?
Ne oluyor? Bay Buckner...
Eh bien, c'est M. Buckner. Il semble qu'il ait disparu.
Bir nevi ortadan kaybolmuş.
Soyez tranquilles.
Merak etmeyin Bayan Buckner...
Est-il possible que M. Buckner se soit arrêté quelque part sans prévenir personne pour voir quelqu'un en privé?
Enişteniz kimsenin bilmesini istemeden, özel bir ziyaret yapmak istemiş olabilir mi, bu mümkün mü?
Et on a repéré le corps de Buckner plus bas par là.
Cesedini bayağı aşağıda bulduk.
Ils ne pourraient pas tous vouloir la mort de M. Buckner?
Ama bütün bu insanların, Bay Buckner'ı öldürmek istediğini düşünmüyorsunuz, öyle değil mi?
- Oui. Benson dit avoir déposé la valise de M. Buckner à 18h, mais sans cigares.
Benson, Bay Buckner'in bavulunu saat altı gibi buraya getirdiğini söyledi.
M. Buckner avait un petit étui à cigares de poche.
Bay Buckner'ın küçük bir puro kutusu vardı. - Durun!
Il devait être dans le pardessus de M. Buckner, comme d'habitude.
Bay Buckner'in paltosunda durur hep.
Mme Buckner a tenté de vous joindre, ce soir-là. Elle pensait que vous travailleriez tard, mais... Non.
Bu arada Bayan Buckner dün gece size ulaşamadığnı söyledi, halbuki... geç saatlere kadar çalışacağınızı sanıyormuş ama...
Quoi? J'ai trouvé ça dans la poubelle, chez le chauffeur, au-dessus du garage. On dirait un rapport de M. Quincy pour M. Buckner.
Şoförün yaşadığı evin arkasındaki çöpte bulduğum birşey sanırım bir nevi rapor.
Quincy affirme que M. Logan, pour une raison étrange, aurait tenté de vous faire refuser la vente.
Bay Quincy Bay Buckner için hazırlamış görünüyor. İddiasına gore, Quincy halanızı etkileyebilmek için, sizi komik bir sebeple kızdırmanın bir yolunu bulmuş.
Mme Buckner, pourriez-vous m'excuser un instant? Il y a des trucs sur Logan.
Bayan Buckner bana biraz müsaade eder misiniz lütfen?
Mme Buckner, vous permettez?
Bayan Buckner, beni mazur görün,
- Ah bon? M. Quincy a écrit tout ça dans un rapport pour M. Buckner.
Bay Quincy, Bay Buckner'a raporunda yazmış bunları.
Mlle Bishop et M. Buckner, depuis un an ou deux...
Bayan Bishop ve Bay Buckner bir yıldır...
Le colonel Buckner avisera.
Nihai kararı Albay Buckner'e bırakacağız.
Oui, il saura quoi faire.
Evet efendim. Ne yapılacağını Albay Buckner bilir.
C'est d'ailleurs le colonel qui l'a choisi pour la mission.
Bir şekilde, Albay Buckner onu seçti.
On restera ici jusqu'à l'arrivée du colonel.
Şu Albay Buckner ortaya çıkana kadar burada bekleyeceğiz.
- Je dois accueillir le colonel.
Albay Buckner'i karşılama vakti geldi.
- Mais... - Colonel Buckner.
Ama bu adam...
Colonel Charles Buckner.
Albay Charles Buckner.
Charles Thomas Buckner, Colonel. 0628324.
Charles Thomas Buckner, Albay, 062324.
"Buckner"...
Buckner...
Yaeger et Buckner sont... à bord du train.
Yeager ve Buckner trendeler.
Si Buckner veut consacrer une heure aux surdoués...
Buckner, yetenekli çocuklarla bir saat geçirmek istiyor.
Que connaît-il des enfants surdoués?
Buckner, yetenekli çocuklar hakkında ne bilir ki?
M. Buckner pourrait te le demander.
Bay Buckner belki bunu sorabilir.
Bonjour à tous, je suis Winston Buckner.
"Live Wire" a hoş geldiniz. Ben Winston F Buckner.
- Bien, Dr Buckner.
- İyiyim.
Je me sens comme Bill Buckner qui retourne à Shea.
O rutubet kokusu. İnine geri dönen hayvan gibiydim.
Non, mais voici Baume au cœur pour le raté.
- Yok. Ama Bill Buckner'a çamaşırhane zinciri açma cesareti veren...
Ça a donné le courage à Bill Buckner de lancer ses lavomatiques.
"Kaybeden İçin Tavuk Suyuna Çorba" kitabını sana veriyorum.
Passez-moi Ellie Buchner tout de suite.
Uh, Ellie Buckner ile acilen görüşmem gerekiyor.
Madame Buckner.
Franklin Buckner.
Je vais aussi bien que Bill Buckner des'86 Red Sox.
'86 Red Sox'ının Bill Bucker'ı kadar iyiyim aşağı yukarı.
Et Negro est en dessous de ça... vers Buckner Boulevard.
Zenci hemen altında, Bruckner Bulvarı'nın oralarda.
L'année où Buckner s'est pris une balle?
Topun Buckner'ın bacaklarının arasından geçtiği yıl mı?
Vous direz bonjour à Billy Buckner!
Korkup kaçıyorsunuz ha!
Le capitaine Marshall Buckner.
Sığınak yapmış olabilir. Yüzbaşı Marshall Buckner.
Buckner.
Buckner.
Elle passe entre les jambes de Buckner!
Top Buckner'a geliyor!
Il est presque 18h, M. Buckner.
Neredeyse altı oldu bay Bukner.
- M. Buckner...
- Bay Buckner...
Ellie Buchner.
Ellie Buckner.