Translate.vc / francés → turco / Burberry
Burberry traducir turco
30 traducción paralela
" Achète-toi un manteau chez Burberry's.
" Bir Burberry palto al.
Samedi après-midi, je sors, il fait froid... je vais dans une boutique Burberry's... et je demande un Burberry's, taille 37.
Cumartesi dışarı çıktım. Hava soğuktu. Burberry satan mağazaya gittim.
C'est le Burberry?
Burberry mi bu?
C'est un Burberry.
O bir Burberry.
Mais tu m'achètes le landau Burberry.
Ama o Burberry arabayı alırım.
Le landau n'arrivera que dans 16 semaines.
Sizin Burberry siparişi 16 hafta sonrasına düşmüş.
J'ai dit que je voulais un Burberry.
Burberry istiyorum demiştim.
Mon Burberry.
Burberry paltom.
Vous portez mieux l'imper que Kate Moss.
Burberry, Kate Moss'un üstünde bile hiç bu kadar iyi durmadı.
En direct du Burberry Park, c'était Maureen Glenroy. À vous, Rick.
Ben Burberry parktan Maureen Glenroy Tekrar sendeyiz Rick.
Des soldes chez Burberry!
Burberry'de de indirim var!
Je te demande juste de ne pas mettre de sang sur mon nouveau Burberry.
Senden tüm istediğim yeni berberimden kan alma.
Je te demande juste de ne pas mettre de sang sur mon nouveau Burberry.
Senden tüm istediğim lütfen yeni berberimden kan alma.
À bébé Burberry.
- Burberry bebeğine.
J'étais la seule avec les cerveaux à la séance qui l'a mise hors de ce cauchemar fleuri et lui ai mis cette adorable écharpe Burberry.
Onun ortalığı birbirine katmasını engelleyen ve bu Burberry şalı takmasını sağlayan bendim.
Comment as-tu trouvé un recouvre-cage Burberry-esque?
Burberry-vari kanarya kafesi kılıfını nereden buldun?
Tu fais la moue, tends un piège, et il te paie un nouveau Burberry pour te consoler?
Surat asıp öfke nöbeti geçireceksin, moralini düzeltmek için sana yeni bir Burberry çanta alacak.
{ \ pos ( 192,240 ) } Il y a un bassin réfléchissant, un train rétro qui parcourt le centre { \ pos ( 192,240 ) } et trois magasins Burberry.
Plazanın arkasında yansıtan havuz * var, alışveriş merkezinin içinde dolaşan külüstür bir tren var ve 3 tane Burberry * var.
{ \ pos ( 192,240 ) } Si on te dit : "Rendez-vous à Burberry", tu dois demander lequel.
Eğer arkadaşına "Burberry'de buluşalım." dersen, hangisi olduğunu belirtmelisin.
Les combinaisons sont des Burberry.
Bu kar kıyafetleri Burberry *.
Je sais que ce n'est pas Burberry comme on avait l'habitude, mais je te dis que d'utiliser des couvertures qui bougent sera in cette année.
Burberry de ki alıştığın gibi değil biliyorum ama sana diyorum ki, kullanılmış taşınabilir battaniyeler bu yıl moda olacak.
Je sais que ce n'est pas du Burberry comme on en l'habitude, mais je te le dis, utiliser des couvertures de déménagement va être tendance cette année.
Biliyorum, alıştığımız Burberry'ler gibi değil ama kullanılmış nakliye battaniyeleri bu yıl moda olacak.
Je me suis pris le côté cranté d'un bouton de duffel-coat Burberry.
Kalin kumasli bir Burberry montun keskin kenari yuzume carpmisti.
Monsieur Burberry
Bay Burberry.
Je me suis pris le côté denté d'un bouton de duffel-coat Burberry.
Kalın kumaşlı bir Burberry montun keskin kenarı yüzüme çarpmıştı.
Sauf s'il vous faut un conseil de mode, et vous en avez besoin. Je peux vous dire que la nouvelle collection Burberry est en vente à Harrods.
Eğer moda için tavsiyeye ihtiyacın varsa, ki bence var yeni Burberry ürünlerinin Harrods'da vitrine çıktığını söyleyebilirim.
Votre bourse étudiante n'a pas pu payer cette ceinture Burberry.
Hiç kimse üniversite bursunun o Burberry kemer için yeteceğini düşünmez. Bu savurganlık olur.
Vous avez aussi obtenu les lits Burberry des chiens.
Burberry marka köpek yatakları da sizin.
Un petit coussin Burberry pour ta tête. Lève-la.
Başının altına koymak için küçük bir şey.
Pourquoi appelles-tu ça... Oh, je vois! Parce qu'elles pendent.
Ertesi sabah Miranda ve ben yumurta yerken Samantha ayrıntıları anlatıyor Charlotte'da Burberry pardösüsüne kusmamaya çalışıyordu.