English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Bâti

Bâti traducir turco

948 traducción paralela
Environ 1 m 80, les cheveux bruns, yeux marron, bien bâti, environ 30 ans.
Yaklaşık 1,80 boyunda, koyu siyah saçlı kahve gözlü, bodur yapılı, 30 yaş civarlarında.
Rome ne s'est pas bâti en un jour.
Roma bir günde yapılmadı ya.
NOS PÈRE ONT BÂTI UNE NOUVELLE NATION SUR CE CONTINENT
BABALARIMIZ BU KITADA YENI BIR ULUS MEYDANA GETIRDILER
Peut-être. Le monde l'ayant déçu, il s'en était bâti un, une monarchie absolue.
Dünya onu hayal kırıklığına uğratınca o da kendi dünyasını yaptı.
Il a été bâti membre par membre, organe par organe.
Bütün organları tek tek yaratıldı.
Ça, c'était bâti pour durer toute une vie.
Ömür boyu dayansın diye yapmışlar.
Je demanderai au vieux qui l'a bâti.
Kimin yaptığını sorsam iyi olur.
Mon grand-père a bâti la première église baptiste de Johnson County,
Babamın arkadaşı, Johnson bölgesinin ilk Baptist kilisesini inşa etmişti.
Vous ignoriez pourquoi vous aviez bâti ceci.
Bu binayı neden inşa ettiğinizi bilmiyordunuz.
Vous l'avez bâti en réponse à nos prières.
Bizim dualarımıza cevap olsun diye inşa ettiniz.
On l'a bâti pour y enfermer les femmes du père du général.
General'in babası tarafından, cariyelerini koymak için inşa edilmiş.
J'ai bâti toute l'accusation sur ta déposition.
- Önce senin tanıklığına ihtiyacım var. - Bir muhbirin, gammazın tanıklığı mı? - Tüm davayı bunun üzerine kurdum.
Bâti de mes propres mains, et que je ne vivrai pas pour toujours.
Kendi ellerimle yarattım. Ve sonsuza dek yaşamayacağım.
Pour qui pensez-vous que j'ai bâti cette banque?
Bankayı kimin için kurdum sanıyorsunuz, ha?
Voilà pour quoi j'ai travaillé et bâti!
Bunun için çalışıp bankayı kurdum.
Il faut être bâti d'une certaine façon.
Açlık ile tokluğun arası yarım yufka değil.
Une organisation de tueurs... Un business bâti sur le crime.
Katil organizasyonu, cinayet üstüne kurulu bir iş.
- L'empereur s'est bâti un palais.
- İmparator, harika bir saray yaptırmış.
On a même bâti et développé un ranch.
Birlikte çiftlik kurup büyüttük.
C'est le bateau que tu as bâti?
Bu senin yaptığın sal mı?
II est bâti comme un bœuf.
Boğa gibi cüsseli.
C'est toi, Vashtar, qui a bâti les défenses de ta ville?
Sen Vashtar mısın? Şehrinizin savunma hattını hazırlayan adam mısın?
J'ai bâti ma fortune avec cet argent.
Servetimi o parayla kurdum.
- Ils ont coupé des arbres, bâti des forts.
- Bir sürü agaç kesmiºler. Bir kale yapmiºlar. - Nerede?
Il est bien bâti!
Oğlan bayağı gürbüz.
Bâti comme un taureau, tendre comme une laitue.
Boğa gibi güçlü, tavşan gibi korkak.
Avez-vous bâti cette maison vous-même?
Çok güzel bir eviniz var Bay Lord. Burayı siz mi yaptınız?
Le second était bâti comme un gros gorille.
İkincisi bir gorili andırıyordu, kocaman bir goril.
Un jour, un bel homme bien bâti est arrivé et l'a séduite.
Ve bir gün bu iri, iyi görünümlü centilmen ona ısınmaya başladı.
C'est fou ce que vous ressemblez au bel homme bien bâti dont je parlais.
Bana hakkında konuştuğum iri, iyi görünümlü centilmeni hatırlattın.
Ils prendront votre terre votre bétail, votre maison tout ce que vous avez bâti, tout.
Arazilerinizi, hayvanlarınızı evinizi ve inşa ettiğiniz her şeyi elinizden alacaklar. Her şeyi.
C'est un beau gaillard bien bâti, et Big Muddy deviendrait une propriété de famille.
O, iyi ve namuslu bir gençtir. Ve Büyük Çamur'a ailecek sahip olabiliriz, hah?
Ce chalet a été bâti il y a cent ans par un homme étrange et retiré qui s'appelait Tore Gråvik.
Bu kabin 100 yıl önce garip, utangaç bir adam tarafından yapılmış, adı Tore Gråvik.
Mais tout ce que nous avons bâti ensemble...
Peki ya birlikte yaptığımız şeyler...
Elle a été trouvée, dansant et chantant dans un cabaret, par cet homme... Il l'a recueillie et il a bâti pour elle la grande maison dans l'annexe ouest
Bu adam, onu kabarede dans ederken ve şarkı söylerken keşfetti ve onu aldı ve ona Batı Addition semtindeki bu büyük evi yaptı.
Ancien boxeur, bâti en Hercule, très fort tireur.
Şampiyonlukları olan bir boksörmüş, silahlara da meraklıymış.
Je me demande pourquoi on l'a bâti?
Burayı niye inşa ettiler acaba?
J'ai bâti la cabane où ils ont leur mine d'or.
Ben onun ve George Pratt'in altın madeninin yukarısına bir kulube inşa ettim.
Le Colosse que tu as bâti abrite les traîtres.
Devi insa eden hainlerin barinaklarini..
L'homme qui l'a bâti était un raté, un misanthrope, qui détestait les conventions.
Evi yaptıran kişi, uyumsuz bir adammış. İnsanlardan ve geleneksel fikirlerden nefret edermiş.
Crain, homme mauvais, tu as bâti une maison maléfique...
Hugh Crain, çok pis bir adammışsın, çok da pis bir ev yapmışsın.
Ils ont bâti une montagne de terre.
Yüksek bir dağ inşa ediyorlar.
Mon père a bâti ces silos.
Bu siloları babam yerleştirmiş.
Il est beau, bien bâti?
İyi görünümlü, yapılı biri mi?
Oui, beau et bien bâti.
Evet, iyi görünümlü, yapılı biri.
Où est ce blondinet bien bâti et sa femme aux hanches étroites?
Şu iyi görünüşlü, yapılı genç adamla dar kalçalı karısı nerede kaldı?
On l'a bâti, ce pavillon.
Hatta orayı inşa ettik.
Je l'ai bâti moi-même.
Kendi ellerimle kurdum.
Il a bâti notre réputation.
Bize büyük bir itibar kazandırdı.
- Parce que j'aurais bâti quelque chose.
Çünkü bir şey yarattım.
Il est bien bâti en plus.
Üstelik çok iyi yerleştirilmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]