Translate.vc / francés → turco / Bête
Bête traducir turco
12,181 traducción paralela
Donc, si cette bête a été convoquée durant l'invention, elle serait naturellement attirée par elle.
Eğer bu canavar bu sırada ortaya çıktıysa, doğal olarak baruttan etkileniyordur.
J'ai une question bête.
Sana aptalca bir şey sorabilir miyim?
Jekyll, l'irréprochable médecin respecté, et son ami Edward Hyde, la bête immonde semant la terreur, la douleur et la souffrance sur Terre.
Jekyll dürüst, saygıdeğer doktor. Arkadaşı Edward Hyde ise dünyaya korku, acı, işkenceden başka bir şey getirmemiş pis bir yaratık.
La chose la plus bête que tu aies jamais faite, Seth.
Her halde yaptığın en aptal şeydi bu, Seth.
T'es trop bête!
Çok aptalca!
- Trop bête!
- Çok aptalca, Çok aptalca!
Et si vous n'étiez si bête, vous sauriez qu'il essaie de faire tomber SOC depuis longtemps.
Böyle bir salak olmasaydın, sen onun haftalardır SOC'u ortaya çıkarmaya çalıştığını bilirdin.
Je me sens bête de ne pas vous avoir reconnue.
Seni tanıyamadığım için aptal gibi hissediyorum.
Maman t'a dit qu'elle te trouve aussi bête qu'un chiot?
Annem sana aptal bir köpek dediğini de söyledi mi?
Je n'ai pas dit "bête".
Aptal demedim.
Maintenant j'ai l'air bête.
Şimdi ben acayip duruyorum.
J'ai pu m'insinuer à l'intérieur même de la nature de la bête.
Canavar doğasının içine dokunmaya başladım.
Je jure que ce garçon est aussi bête que sa mère.
Bu oğlan da annesi kadar aptal.
Je suis sûrement trop bête.
Çok aptalmışım.
Tu es un monstre à six doigts, et tu es juste une version bête et suante de lui.
Sen 6 parmaklı bir ucubesin, sen de onun daha aptal ve terli versiyonusun.
A cause d'une bête erreur, je n'avais plus de frère, plus de maison, plus rien.
Aptal bir hata sayesinde artık bir kardeşim yoktu, evim yoktu, hiçbirşeyim yoktu.
Quand Gravity Falls et la Terre deviendront ciel, craignez la bête à un oeil.
Gravity Falls ve toprak gökyüzü olduğunda tek gözlü o canavardan korkun.
Ne soyez pas bête.
- Saçmalama.
Sûrement qu'un agneau s'est fait mordre par un renard et il en a fait la bête des enfers.
Büyük ihtimalle kuzunun tekini tilki ısırmıştır. O da cehennemden köpek geldi diye anlatıyordur.
- Vous devez penser que c'est bête. - Non.
- Muhtemelen aptalca geliyordur sana.
Old Schuck, la bête des enfers?
- Eski Şeytan, cehennem köpeğinden mi?
Ne vous inquiétez pas, c'est juste une bête des enfers.
Cehennem köpeğinin teki işte.
Il y a pris goût et maintenant il laisse la bête le gouverner.
Bir kere istedi, şimdi canavarın hükmetmesine izin veriyor.
Ne sois pas bête, il est cher.
Saçmalama. Ona paramız yetmez.
Là, c'est toi qui es bête.
Şimdi de sen saçmalıyorsun.
C'est aussi bête que ça.
Öyle pat diye oldu.
Si j'étais plus bête, je prendrais des vessies pour des lanternes.
Aptal biri olsaydım, balıkların hayalet olduğunu düşünürdüm.
La prochaine fois que t'as une idée, réfléchis un peu avant d'avoir l'air bête.
Bir daha böyle bir fikrin olursa, kendini rezil etmeden önce onu bir araştır.
Comment as-tu fais pour vivre aussi longtemps en étant si bête?
Bu kadar aptal olmana rağmen nasıl hayatta kaldın?
Nous ferons face à La Bête, et nous la vaincrons.
Canavarla yüzleşecek ve onu yeneceğiz.
- Que je suis bête.
- Ne aptalım.
C'est un peu ma bête noire, tu vois?
Sadece bam telim anlarsın ya?
Je suis bête.
Tam bir aptalım.
Il n'a pas pu être si bête pour les laisser sur son portable.
Onları telefonda bırakacak kadar aptal değildir.
- Elle l'est, je ne suis pas bête!
- Ama öyle, ben aptal değilim!
Les gens te traitent, te traitent comme si, comme si tu es une bête curieuse.
İnsanlar, sanki ucubeymişsin gibi davranır.
T'es bête ou quoi?
Enayi misin nesin ya?
Rallumez ces bougies pendant que je me prépare à conjurer cette bête.
Şimdi, ben içerdeki canavarı yuvasından çıkarmaya hazırlanırken bu mumları tekrar yak.
La BO de La Belle et la Bête.
- Beauty and the Beast'in müzik albümü.
Cette rose est maintenant reliée à ta Bête, Belle.
Bu gül artık çirkininle bağlantılı, Belle.
Vous la connaissez comme "l'Ouragan des Happy Hour", "le Derche et la Bête"...
Onu "İndirim Saati Kasırgası", "Kalça ve Canavar" olarak tanıyorsunuz.
Vraiment bête.
Aşırı aptalca.
Rachel, bâillonnez votre bête.
Rachel, namlunun önünden çekil.
- Notre bête noire.
- Baş belamız.
Des mots bien prétentieux pour un bête poulet.
Gerzek bir domuza göre hayli entelce sözler.
Va-t'on juste être bête ici en ne supprimant pas tous les doutes?
Tüm şüpheleri ortadan kaldırmayarak gerzeklik mi ediyoruz?
Tellement jolie, si bête.
Hem yakışıklı hem de salak.
Cette femme grisonnante et sa bête masquée m'ont mis sur les nerfs, Love.
Gri saçlı kadın ve kukuletalı canavarı sinirlerimi bozdu Love.
Belle bête.
Hoş gezinti.
Pas bête.
İyi akıl etmişsiniz.
Je voudrais pas que t'aies l'air bête.
Uluma faslında aptal durumuna düşme diye önceden haber vereyim dedim.